1
Yorum
0
Beğeni
1,0
Puan
52
Okunma
MİLLİYETÇİ, ÜLKÜCÜ VE VATANSEVER SÖZCÜKLERİNDE KAVRAM KARGAŞASI
Kavramlar, yalnızca sözcüklerden ibaret değildir; her biri tarih, ideoloji, duygu ve toplumsal değerleri barındırır.
Türkiye’de sıkça kullanılan “Milliyetçi”, “Ülkücü” ve “Vatansever” kavramları da çoğu zaman birbirinin yerine kullanılmış olsa da, aralarında önemli derecede anlam farkı vardır.
Bu farkları doğru anlamak, hem siyasi tartışmaların hem de toplumsal kimliklerin daha sağlıklı anlaşılması açısından önemlidir.
Milliyetçi Kimdir? Milliyetçilik, en genel tanımıyla bir milletin varlığını, birliğini, kültürünü ve çıkarlarını önceleyen düşünce biçimidir. Milliyetçi, millet olgusunu tarihsel, kültürel, dilsel ve bazen de etnik bir çerçevede ele alır. Bu sebeple Milliyetçilik "ortak geçmiş, dil ve kültür" gibi değerlere "üst kimlik" önerisi de diyebiliriz. Üst kimlik ise, "Devletin ve milletin" devamlılığını esas alır.
Ancak milliyetçilik tek tip değildir. Sivil milliyetçilik, vatandaşlık bağına dayanırken; etnik milliyetçilik, köken merkezli bir yaklaşım sergiler.
Türkiye de ise, milliyetçilik çoğunlukla kültürel ve tarihsel referanslar üzerinden şekillenmiştir.
Milliyetçi kişi, milletinin değerlerini korumayı ve yüceltmeyi amaçlar. Bu amaç, ille de aktif bir siyasi ya da örgütsel duruş anlamına gelmez.
Ülkücü Kimdir?
Ülkücülük, milliyetçilikten türeyen fakat ondan daha ideolojik, disiplinli ve hedef odaklı bir düşünce sistemidir. “Ülkü” sözcüğü, ulaşılması arzulanan büyük ideali ifade eder. Bu bağlamda ülkücü, yalnızca milletini sevmekle yetinmez; onu belirli bir dünya görüşü çerçevesinde geleceğe taşımayı amaçlar.
Bu sebeple Ülkücülük; sözcüğüne, Türk milliyetçiliğinin ideolojik bir yorumu diyebiliriz. Bu yorum; "Ahlak, fedakârlık, disiplin ve mücadele" demektir. Kişisel çıkardan ziyade “dava” bilincini esastır.
Türkiye’de ülkücülük, özellikle merhum Alparslan Türkeş ile şekillenmiş, bu şekillenme, teşkilatlanarak bazı sembollerle varlık kazanmıştır. Bu yönüyle ülkücülülüğü, milliyetçiliğin örgütlü ve doktrinleşmiş hâlidir diyebiliriz. Bu açıdan bakıldığında, her milliyetçi ülkücü değildir. Fakat ülkücü, kendisini milliyetçi olarak tanımlar.
Vatanseverlik ise, Milliyetçilik ve Ülkücülük ideolojisinden ziyade ahlaki ve vicdani bir duruşu ifade eder.
Vatansever, yaşadığı toprağı, halkını ve ortak yaşam alanını sever; bu sevgi, herhangi bir siyasi görüşe ya da ideolojik çerçeveye bağlı olmak zorunda değildir. Vatanseverlik "insani ve ahlaki bir bağlılıktır". Vatanseverlik gerektiğinde eleştirmeyi de içerir. Halkın refahını, adaleti ve huzuru önceliği olarak bilir.
Vatansever kişi, ülkesini körü körüne savunmak yerine, yanlışları dile getirmeyi de bir sorumluluk olarak görür. Çünkü gerçek vatan sevgisi, toprağı kadar insanını da sevmeyi gerektirir. Bu nedenle vatanseverlik, bazen bedel ödemeyi göze almak anlamına gelir.
Bu üç kavram arasında kesişimler olduğu kadar net ayrımlar da vardır. Bu ayrımlar;
Milliyetçilik, düşünsel bir çerçevedir. Ülkücülük, bu çerçevenin ideolojik ve örgütlü hâlidir
Vatanseverlik, her ikisini de kapsayabilen ama onlara indirgenemeyen bir duruştur
Bir kişi milliyetçi olabilir ama vatansever olmayabilir; çünkü milliyetçilik bazen sloganda kalabilir.
Bir kişi vatansever olabilir ama milliyetçi ya da ülkücü olmayabilir; çünkü vatan sevgisi, tek bir ideolojiye sığmayacak kadar geniştir.
Ülkücülük, bir ideali omuzlama iddiasıdır. Ki bugün geldiğimiz noktada, Devlet Bahçeli ile Abdullah Öcalan’ın Ülküsü aynı noktada buluşmustur. Milliyetçilik, bir millete aidiyet bilincidir. Bu açıdan bakıldığında ise, Bahçeli’nin daha ziyade Kürt kimliğine daha yakın bir aidiyete sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Gerçek vatanseverlik; gerektiğinde ayağa kalkıp yapılan yanlışlara “yanlış” diyebilme cesaretidir. Çünkü vatanseverlik, vatan uğruna mücadele etme meselesidir. Oysa başta Ülkücü Bahçeli ve ortağı olan bugünkü iktidar, mücadele etme yerine, teslimiyeti seçmiştir.
Efkan ÖTGÜN
1.0
100% (1)