Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Hüma Efkan
Hüma Efkan

ELEKTRİK PANOSU

Yorum

ELEKTRİK PANOSU

( 1 kişi )

1

Yorum

2

Beğeni

5,0

Puan

59

Okunma

ELEKTRİK PANOSU

ELEKTRİK PANOSU

ELEKTRİK PANOSU

İki gün önce evimin bazı odalarında lambalar, bazılarında ise prizlerde sebebini bilemediğim sorun vardı. Dolayısıyla geceyi ışıldak ışığında, nostaljik bir ortamda geçirdik.

Ertesi gün hemen bir elektrikçiye gidip, sorunun ne olduğunu anlattım. Elektrikçi, “Beklerseniz takım çantamı hazırlayıp geleyim,” dedi. Bir müddet sonra eve vardık. Kapıdan içeri girdiğimiz anda sigortaların yerini sordu. Ardından, “Merdiven ya da tabure var mı? Boyum yetişmiyor,” dedikten sonra feneri de istedi.

Elektrikçi sigortaları kontrol ederken, ben de kendisine ışık tutuyordum ki adam ötmeye başladı!

— Ne iş yaparsınız beyefendi?
— Emekliyim.
— Nereden emeklisiniz?
— Üniversiteden.
— Peki memnun musunuz emeklilikten?
— Eh işte… Bazı sorunlar yaşamakla birlikte idare eder.

Adam sanki eve elektrik arızası için değil de psiko terapist, ekonomi uzmanı, hatta ve hatta Tanrı’nın bir elçisi gibi gelmiş!

Soru ve cevap devam ediyor:

— Peki beyefendi, sıkılmıyor musunuz?
— Zaten ben yazarım. Zamanımın büyük bir bölümünü yazarak geçiriyorum. Uğraşacak bir şey yoksa geçer köşeme kurulur kitap okurum. Hayır, neden sıkılayım ki?
— Ne bileyim, insanın bir meşgalesi olmayınca sıkılır diye düşündüm.
— Yoksa bana iş mi teklif edeceksiniz?

Henüz gerçek soruna dokunulmamış ve elektrik arızası giderilmemiş. Ne var ki adam kendisini, beni ikna etsin diye Tanrı tarafından gönderildiğini, bir nebi, bir elçi olduğunu düşünüyor olacak ki; büyük bir cüret ve küstahlıkla:

— Yanlış anlamayın ama sizi sıkıntılarınızdan kurtaracak bir teklifim olacak.
— Deme ya? Ne gibi?
— Ama bana takılacaksınız?
— Beyefendi, benim kahve kültürüm yok. Ben kahvehanelere gidip de okey oynamam ki oynamayı da bilmem.
— Hayır hayır, kahveye gitmeyeceğiz. Zaten ben de oyun falan oynamam.
— Ha anladım… Siz doğa sporu yapıyorsunuz. Doğaya gezintiye götüreceksiniz!
— Yok yok, o da değil.
— Eee, resim atölyesi falan mı?

Nasıl bir tepkiyle karşılaşacağını bilmediğinden ve kıs kıs tebessüm etmesinden, konunun nereye varacağını kestirebiliyordum. Ki öyle de oldu.

— Yok hocam, o da değil. Keh, keh, keh… Beni yanlış anlamanızdan korkuyorum.
— Merak etmeyin, ben sizi yanlış anlamam. Hem algım hem de ifadem oldukça güçlüdür!

Bu arada elektrik arızası hâlâ giderilmemiş. Ama adam hâlâ laklak yapıyor!

— Öyleyse sıkı durun, söylüyorum. Gideceğimiz yerde bütün sorunlarınızdan sıyrılacaksınız. Başta tefekkür etmesini öğreneceksiniz. Ve dahası, fani olan bu dünyada fazla beklenti içine girmeden ebedi dünyanız için kazanç sağlayacaksınız!
— Buna çok sevindim. Demek bütün sıkıntılarımdan sıyrılacağım, öyle mi?
— (Gözlerinin içi parlarcasına) Evet evet, inanın öyle!
— İyi hoş da benim bir sorum olacak size: Ayda ne kadar kazanacağım? Mesela gördüğünüz şu evi krediyle aldım. Daha 42 ay taksit ödeyeceğim. Dışarıdaki arabamı da krediyle aldım; 36 ay da arabaya taksit ödeyeceğim. Kazanacağım para bunları karşılayacak mı bari?
— Yok yok öyle değil. Siz beni yanlış anladınız.
— Peki o zaman neymiş doğrusu? Siz doğrusunu söyleyin.
— Camiye gidelim, ibadet edelim. Mesela Bediüzzaman Hazretlerinin çok yakınımızda bir dergâhı var. Oraya gidelim. Ruhunuz nasıl dinginleşip huzur bulacaksınız!

Tabi bunca sohbeti o, dört basamaklı merdiven üstünden bana tepeden bakarak yapmış; ben de sabırla arızanın giderilmesini beklemiştim. Arızanın giderilmesi konusunda bir gelişme olmadığını görünce artık dayanamadım. Uzanıp kolundan tuttum:

— Beyefendi, aşağı iner misiniz?
— Ne oldu ki abi?

O ana kadar “hocam” iken bu sefer de “abi” olmuştum.

— Hiçbir şey olmadı. Size göstereceğim başka şeyler var.
— Ne göstereceksiniz abi?
— Gelin canım, korkmayın. Ben insan yemem.

Kolundan tutarak elektrikçi zatı, yani Tanrı’nın elçisini çalışma odama götürdüm. 2.000’i aşkın kitaplarımı göstererek:

Bakın sevgili kardeşim, bakın ustam, bakın sevgili Nebi’m! “Tefekkür” dediniz… Ama şuna eminim ki siz “tefekkür” sözcüğünün anlamını da bilmiyorsunuz.

“Tefekkür; zenginlerin, özellikle de devleti yönetenlerin, isyan etmesin, asi düşmesin, benim malıma ve canıma kastı olmasın diye senin gibi zavallılara akıl dışı bir öğretisidir. Ki bu öğreti Tanrı tarafından sana vahiy yoluyla iletilmiş bir mevzu değil!”

Tanrı ahlaklı insanları sever. Senin bahsettiğin Bediüzzaman denen kişi, ahlak müessesesinden nasibini almamış. İngilizlere ajanlık yapmış; Türklere gelmiş “tek çocuk yapın” demiş, kendisinin ait olduğu diğer bir kesime gidip “üreyip çoğalın, gelecekte Türklerin başına bela olun” demiş. Ve Türk yurduna ihanetten başka bir hizmeti olmamış!

Şimdi kalkmış “İslam dini kardeşlik dinidir” deyip tekbirlerle kardeşlerinizi katlediyorsunuz.
“Müslüman yalan söylemez. Yalancı Allah’ın düşmanıdır,” deyip gün görmemiş yalanlar, iftiralar yapıyorsunuz.
“Müslüman kul hakkı yemez,” deyip hakkın, yetimlerin, dul kadınların hakkını çalıp yiyorsunuz!

Dolayısıyla ne “Bir insanı öldüren bütün insanlığı katletmiş olur” sözünün, ne “Yalancı Allah’ın düşmanıdır” sözünün, ne de “Kul hakkıyla gelme” sözünün gereğini yapmışsınızdır.

Şimdi asıl konuya gelelim: Bu güne kadar kaç tane kitap okudun?

Verdiği cevap şu:
“Bediüzzaman’ın Risale-i Nur ve Fetullah Gülen hoca efendinin Prizma diye bir kitabını okudum.”

— Kur’an’ı okudun mu? Ki Kur’an, senin bütün bu okuduklarından daha çok şey kapsamaktadır!
— Mümkün mertebe namazlardan sonra okurum.
— Peki ne öğrendin?
— Çok şey öğrendim.
— Mesela ne?
— Mesela Arapça, Osmanlıca!
— Sevgili ustam, benim kastettiğim Kur’an’dan ne öğrendin?
— Kem küm, ık mık… Kur’an öğretmez ki (!)

— Ustam, ama siz bugün bir kez daha bir şeyi öğrettiniz. O da; bunca zamandan sonra evimin, mabedimin, senin gibi gerici bağnazlarla kirletilmemesi gerektiği. Şimdi bu evi terk edin!

Bu olaydan sonra araştırarak bir şey daha öğrenmiş oldum:
Evde elektrik sigortası atması durumunda, sigorta şarteli kalkarak elektrik akımı sağlanmıyorsa, sayacın bulunduğu ana panoda üç adet sigorta vardır. Ve bu sigortalar faz akımını sağlar.

Ev içindeki sigortada sorun yok ise, elektrik panosuna bakın!

Efkan ÖTGÜN

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Elektrik panosu Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Elektrik panosu yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ELEKTRİK PANOSU yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Turgut Başar
Turgut Başar, @yazanadam
4.12.2025 18:28:01
5 puan verdi
3.şahıs olarak yanınızdaymışım gibi hissederek okudum. Tebliğciler her yerde.Ama o kadar boşlar ki
O kadar cahiller ki ;inanmaya çalıştıkları öğretiyi bile hazmedemeyip anlatacağız derken kusuyorlar resmen. Yazık...
Tebrik ediyorum. Anlatmaya çalıştığınız ,göstermek istedikleriniz açısından günün yazısıdır. Kaleminiz daim olsun.Sevgi ve saygıyla...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL