GÜN GEÇTİKÇE DAHA FAZLA KENDİNİ BULMAK

Yaşlanmak, yaşama değer katmaktan vazgeçerek kabuğuna çekilmek değildir.
Yaşlanmak, özellikle yaşama değer katarak var olmaktır.

Bu yüzden, alnınızda oluşan kırışıklıklar kusur olarak değil; bilhassa geçmişten bugüne yürüdüğünüz yaşam yolculuğunun haritasıdır.
Her bir çizgi, nerede güldüğünüzü, nerede ağladığınızı, kiminle, nerede ve nasıl mücadele ettiğinizi gösterir.

Belki bu izler oluştuğunda ağır bedeller ödediniz.
Ama hiçbir izde riyakârlık yoktu.
Emin olun izlerin her birini yüzünüze dürüstçe zaman kazıdı.

Beyazlanmış saçlarınız da öyle…
Ağarmış olan hiçbir saç teliniz değersiz değil.
Onlar, geride bıraktığınız kahramanlıkların birer nişanıdır; parlayan bir gümüş, geleceğe ışık tutan bir meşaledir.
Yaşam boyu hep elinizde taşıdığınız ve ömrünüz oldukça da taşıyacağınız bir meşaledir.
Çünkü o gri saçları taşıyan herkes, o rengin her tonunu, her bir telini emekle boyamıştır.

Ve evet, belki birkaç kilo fazlalığınız da var.
Neden olmasın ki?
Yorgun zamanlarınızda kullanacağınız dinginlik gibi, onlar da size aittir.
Size iyi geleni, yüreğinizi ısıtanı, sizi mutlu edeni kendinize gönül rahatlığıyla sunmanızın kanıtıdır.

Bir başkasının idealinin peşinden koşmayı bırakıp kendi idealinizin bilgeliğini sonraki nesillere aktarın.
Yaşlanmak, atıl durumda olmak değildir.
Bilgin, birikimin ve tecrübenle kendini yakmış olsan bile geleceğe ışık tutmaktır.
Daha dürüst olmaktır.
Başkalarına daha nazik, kendinize daha çok saygı duymaktır.

Kısacası siz, hiçbir şeyi kaybetmiş değil; bilakis kendinizi bulmuşsunuzdur.

Efkan ÖTGÜN