3
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
130
Okunma
Eskiden bir sayfa
O kış yine babam bizi acem köyüne bırakmıştı. Sırasıyla çocukları ilk okula verirdi. Köyde okul yoktu, babam illa okuyacaklar diye diretenlerdendi, şimdi düşünüyorum da iyi ki de böyle yapmış, o sene çok fena bir kış vardı.
Babam kazaya inmiş oradan da bizi görüp öyle köye geçmek istemiş. Öğretmenler odasından çağırıyorlar dedi sınıf başkanı çocuk koşarak gittim. Ali öğretmen baban gelmiş dışarıda dedi, hemen koşarak çıktım.
Ali öğretmen iri yarı bir adamdı, heybetinden çocuklar korkardı. Bir seferinde bana okkalı bir tokat çaldı, kedimi yerde buldum. Aslında o Bahattin yüzünden oldu, biz arka sıralarda oturuyorduk beni fiştekledı biz önde oturalım dedi, ikimizde çantalarımız aldık en önde oturduk. Oturma düzenini Ali öğretmen sağlamıştı önceden, Ali öğretmen sınıfa girer girmez gözleri bize takıldı. Niye düzeni bozdunuz lan diye bağırdı. İkimizde ayağa kalktık, ilk tokadı ben yemiştim kendimi yerde bularak, ağlayarak eski yerlerimize geçtik. O gün sınıf buz kesmişti.
Dışarıya çıktım babam, kar adamdı dizine kadar çifte çorap başında çifte boşu elinde ve sırtında çift eldivenleri ellerine ufluyordu, koşarak sarıldım. Saçlarımı okşadıktan biraz konuştuktan sonra ellerini cebine soktu, bir elma ile bir kalem çıkardı. Hangisini istersin dedi ben elmaya sarıldım. Hala o testini anlamış değilim.
Akşam okuldan çıktım. Okul üç köyün ortasında üç köyün çocukları yürüyerek okula geliyor en uzak benim kaldığım köy, Tuzlucanın Haraba denen köyü gerçekten da harabe bir köydü.
Yolda yürürken bizim kazadan gelen köye doğru yol alan köylüleri gördüm, biri bana seslendi
- Bak dayın dayın, önde gidiyor
Karları yara yara koştum dayıma sarıldım, adam buz tutmuş bıyığına kadar.
- Dön
Dedi akşam olmuş biz geç kalacağız. O zamanın parasıyla ikibuçukluk demir para elime sıkıştırdı. Dayım her zaman bana harçlık verirdi. İki buçuk deyip geçmeyin iyi paraydı, onunla bir hafta, on gün bakkaldan kişmiş almıştım.
Kaldığım köyde ki eve vardım babam soba başında oturuyordu, kaldığım ev sahibiyle çay içiyorlardı
Ben içeri girer girmez ev sahibine
- Bu okumayacak elimden kalemi almadı
Ferhat hoca aile dostumuzdu bizler sırayla onun evinde kalıp ilk mektebi okurduk.
Babama
- Boş ver Hasan ağa hepsi okuyacak değil ya, verirsin koyun kuzuya
O yaz babam beni kuzuya verdi okumaz diyerek, okul vakti gelince yine kışlık yiyeceğimizle beni sırtlayıp Acem köyüne okula bıraktı.
Mekânı cennet olsun onunda beni harçlıksız bırakmayan dayımın da…
Coşkûnî
5.0
100% (5)