0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
96
Okunma
LİDER OLARAK ADINI TARİHE YAZDIRMAK
Adınızı tarihe yazdırmak için ne kadar mücadele ederseniz edin, bunu başaramazsınız. Çünkü bazı şeyler, insanın kendi inisiyatifinin dışında oluşur ve gelişir.
Tarihe adını yazdırmak için ille de seçilmiş olmanız gerekir. Seçilmiş olmak; bir oylama sistemiyle olmayacağı gibi, zaman ve mekân algısının da bir önemi yoktur.
Peki sadece seçilmiş olmak, zaman ve mekânın etkisizliği mi belirleyicidir?
Elbette hayır!
Bir kişinin adının tarihe altın harflerle yazılması için şu dört özelliği taşıması gerekir:
1. Tanrı tarafından seçilmiş olmak,
2. Şansının yaver gitmesi,
3. Üstün bir yetenek ve yüksek bir zekâya sahip olmak,
4. İyi bir planlayıcı olmak ve çizdiği plan doğrultusunda hedefe ulaşmak.
Bazı insanlar bu özelliklerin hiçbirine sahip olmasa da, yalnızca şansının yaver gitmesi sebebiyle tarihe küçük bir iz bırakabilirler; ancak bu iz küresel nitelikte olmaz.
Örnek 1:
“Nimet Abla” diye bilinen Milli Piyango satıcısı… On binlerce bilet satıcısı içerisinden, kendi iradesi dışında seçilmiş; sattığı bilete büyük ikramiye çıkmasıyla da hiçbir emek sarf etmeden adından söz ettirmiştir. Onurundan ve kişiliğinden taviz vermeden tarihe geçen bir figürdür.
Örnek 2:
Bu gruptakiler ise özgür iradelerini kullanmadan, birilerinin desteğiyle veya itmesiyle tarihe geçerler. Kendilerini kullandırarak var olurlar. Zaman geçtikçe; tıpkı Vahdettin örneğinde olduğu gibi, birilerinin kuklası oldukları, emirle hareket ettikleri anlaşılır. Gelecek nesillerde de tarih onları, Vahdettin’in anıldığı biçimde anar.
Örnek 3:
Yukarıda belirtilen dört niteliği de bünyesinde barındıran kişi tipi ise Mustafa Kemal Atatürk örneğinde somutlaşır. Tanrı tarafından seçilmiş olmak, şansın yaver gitmesi, üstün yetenek ve zekâ, kusursuz bir planlayıcılık…
Atatürk, yerelden küresele; eğitimden bilime, mühendislikten komutanlığa, ülke liderliğinden dünya liderliğine kadar yaşam tarzı ve zekâsıyla kendisini kabul ettirmiş bir önderdir.
Dünya durdukça tarihin her sayfasında yer alacak bir liderdir. Çünkü hedeflerine, baskı ve emir altında olmadan, dik duruşuyla ulaşmıştır. Bu yüzden, ilk iki örnekte olduğu gibi silinmesi mümkün değildir; aksine, iz bırakarak tarihteki yerini almıştır.
Efkan ÖTGÜN