Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
turgaykurtulus
turgaykurtulus

Bekleme odasında son gün

Yorum

Bekleme odasında son gün

( 1 kişi )

0

Yorum

4

Beğeni

5,0

Puan

83

Okunma

Bekleme odasında son gün

Bekleme odasında son gün

Kapıyı açtığım an, içimden bir şey kaçmak istedi. Sanki yıllardır ertelediğim bütün randevular, bütün görmezden geldiğim ağrılar bir anda boğazımda düğümlenmişti. Koltuk, bir elektrik sandalyesi kadar soğuktu; ben ise kendi adıma bile yabancıydım.

İnsan bazen hastaneye kendi ayaklarıyla gitmez; sessizce, birileri zorlayarak oraya götürülür.
Ben de öyleydim.

Bekleme odasına oturduğumda, tavan lambası bir sorgu ışığı gibi yüzüme vurdu.
"Hazırsın," dedi hemşire.
Hazır mıydım?
Belki de en büyük yalan buydu.


Odanın sessizliği, içimdeki paniğin çığlığını bastırmaya yetmiyordu.
Vücudum kürsüdeydi.
Belirtilerim tanık sandalyesinde.
Geçmişim ayakta ifade veriyordu.
Ben ise sadece hasta numarasıydım.

Bir ses geldi yanımdan.
Eski, tanıdık bir ses:
"Beni unuttuğunu sanmıştın."

On yıl önceki karın ağrısıydı o.
"Geçer," demiştim o zaman.
Geçmemişti.

"İlk neyi görmezden geldin?" diye sordu.
"Beni," dedi kendi adına cevap vererek.

Yutkundum.
Haklıydı.


Her dakika başka bir belirti hatırlattı kendini:

Sırt ağrısı konuştu:
"Taşıdığın yükü kimseye söylemedin."

Baş ağrısı itiraf etti:
"Düşünmeyi bıraktığın gün, ağrımaya başladım."

Göğüs sıkışması fısıldadı:
"Ağlamayı unuttuğun gün, ben seni boğmaya başladım."

Sonra bir gölge yanaştı yanıma.
Ne doktor ne hemşire; kendi vücudumun yıllarca ihmal edilmiş hâli.
Elinde bir dosya tutuyordu.

"Bu," dedi, "senin kendi bedeline yaptığın ihanet."

Nefesim kesildi.
Sağlık bir hak değil, bir sorumluluktu.
Kendinle, vücudunla, en çok da görmezden geldiğin acılarla yüzleşmekti.


Birden koridordaki bütün sesler sustu.
Önümdeki kapı büyüdü, ağırlaştı, karardı.
Ben küçüldüm.

Gölge önüme geçti.
"Muayene başlasın."

Gözlerimi kapadım.
Vücudumda yıllardır üzeri örtülen bütün ihmal tek tek sıralandı:

İçilmeyen sular.
Uyunmayan uykular.
Dinlenilmeyen yorgunluklar.
Duyulduğu halde susturulmuş ağrılar.
Vücudumun hiç dinlenmemiş yalvarışları.

Her biri bir teşhis kadar netti.

Gölge son tanıyı okumadan önce bana baktı:
"Kendi kendine kurduğun bu hastalıktan kurtulman için tek şart var…"

"İlaç mı?" diye sorarken bile sesim çatladı.
Soruyu sorduğum anda cevabı bildiğimi fark ettim.

"Hayır," dedi gölge.
"İlacı değil; dinlenmeyi öğreneceksin."

Titredim.

Çünkü ilaç bazen bir kaçıştı,
ama dinlenmek…
dinlenmek tam bir teslimiyetti.


Gölge reçeteyi uzattı.
"Son sözün?"

Boğazım düğümlendi.
Klima durdu.
Oda iki dünya arasına sıkışmış bir mahkeme salonuna döndü.

Başımı kaldırdım, hiçbir yere sığmayan korkulara doğru tek bir cümle bıraktım:

"Ben artık görmezden gelmiyorum."

Ve o an, bekleme odası kayboldu.

Çünkü insan ancak yüzleşmeyi başlattığında kendi teşhisini değiştirebilir.

Kapı açıldı, doktor çağırdı, test sonuçları bekliyordu.
Ama içimde ilk kez bir şey rahatladı.

Belki de hastalıktan değil, inkârdan çıkıyordum.

Turgay Kurtuluş

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Bekleme odasında son gün Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bekleme odasında son gün yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bekleme odasında son gün yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL