Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
muzaffer kalaba
muzaffer kalaba

ORTADOPĞU'DA ÇOCUK OLMAK

Yorum

ORTADOPĞU'DA ÇOCUK OLMAK

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

80

Okunma

ORTADOPĞU'DA ÇOCUK OLMAK


20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü, dünya genelinde çocukların haklarına dikkat çekmek ve daha yaşanabilir bir gelecek için ortak bir bilinç oluşturmak amacıyla kutlanmaktadır.

Ancak ne yazık ki, yaşadığımız coğrafyada bu günün anlamı ağır bir gerçekliğin gölgesinde kalmaktadır. Ortadoğu, onlarca yıldır savaşın ve çatışmaların eksik olmadığı sancılı ve sorunlu bir coğrafya olarak varlığını sürdürmektedir.

Ortadoğu ülkelerinde—İsrail, Filistin, Suriye, İran, Lübnan, Afganistan başta olmak üzere—çatışmalar, siyasi gerilimler ve dış müdahaleler nedeniyle bölgede savaş neredeyse hiç eksik olmamıştır.

Sıcak savaşın hüküm sürdüğü dönemlerde ölüm, yokluk, yoksulluk ve gözyaşı adeta günlük hayatın bir parçasına dönüşür. Bu ortamda en ağır bedeli ise kadınlar ve çocuklar öder.

Temel insani ihtiyaçların karşılanamadığı, güvensizliğin hâkim olduğu bu koşullarda çocukların fiziksel, psikolojik ve sosyal açıdan sağlıklı gelişim göstermeleri neredeyse imkânsız hâle gelir.

Oysa çocuklar, hak arama mekanizmalarına erişimi sınırlı olan; korunmaya, desteklenmeye ve özel ilgiye ihtiyaç duyan en hassas gruplardan biridir.

Bu ihtiyaçtan hareketle Birleşmiş Milletler, 20 Kasım 1989 tarihinde “Çocuk Haklarına Dair Sözleşme”yi kabul etmiş ve dünya çocuklarının korunması adına evrensel bir adım atmıştır.

Türkiye bu sözleşmeyi 1990 yılında imzalamış, 1995 yılında yürürlüğe koymuştur. Böylece sözleşmenin dört temel ilkesini—ayrım gözetmeme, çocuğun yüksek yararı, yaşama ve gelişme hakkı, katılım hakkı—benimseyerek tüm çocukların insan haklarının korunmasını taahhüt etmiştir.

Türkiye, bununla birlikte çocuk haklarına ilişkin birçok uluslararası protokol ve sözleşmeye de imza atarak bu konudaki sorumluluğunu sürdürmüştür.

Ancak buna rağmen, bazı yapısal sorunlar çocukların gelişimini ve eğitim hakkını olumsuz etkilemeye devam etmektedir.

Bunlardan biri de çocukların ana dilde eğitim alamamalarıdır. Ana dilini bilmeyen veya yeterince kullanamayan çocukların hem akademik başarıları düşmekte hem de kendilerini ifade etme becerileri zayıflamaktadır.

Oysa her çocuğun ana dilinde eğitim görmesi hem insan olmanın gereğidir hem de çocuk haklarına dair sözleşmenin bir yükümlülüğüdür.

Bir diğer ciddi sorun ise çocuk işçiliğidir. Yapılan araştırmalar, çalışan çocukların önemli bir kısmının okula devam edemediğini; hem çalışıp hem okuyanların ise eğitimlerini yarıda bırakmak zorunda kaldığını göstermektedir.

Dünya genelinde 5–14 yaş arasında yaklaşık 250 milyon çocuk işçi, 12–17 yaş aralığında ise milyonlarca çocuk okula devam edememektedir. Yine BM Çocuklara Yardım Fonu verilerine göre her gün 22.000 çocuk, önlenebilir nedenlerden dolayı hayatını kaybetmektedir.

Bu tablo, çocuk hakları ihlallerinin ne denli büyük ve acil bir sorun olduğunu gözler önüne sermektedir.

Mülteci çocuklar ise bu tablonun en kırılgan kesimini oluşturmaktadır. Tehlikeli işlerde çalıştırılmaları, şiddet ve istismara daha açık olmaları, kayıt dışı yaşam koşulları nedeniyle ölüm risklerinin yüksek olması, durumun vahametini artırmaktadır.

Çocuk iş cinayetlerinde ölen kız çocuklarının oranının %16 olması ise özellikle tarım sektöründeki yoğun sömürünün acı bir göstergesidir.

Bugün Ortadoğu’nun birçok noktasında—Gazze, Suriye, Irak, Libya, İran ve Arakan başta olmak üzere—çocuklar açlık, yoksulluk, hastalık ve savaşın pençesinde hayatta kalmaya çalışmaktadır.

Geleceğimiz olan çocuklar, kimi zaman eğitimden mahrum kalmakta, kimi zaman evsiz kalmakta, kimi zaman ise savaşın doğrudan hedefi hâline gelmektedir.

Dünya Çocuk Hakları Günü, tüm bu acı gerçekliklere rağmen çocukların doğuştan gelen haklarını hatırlatmak, onları korumak ve daha adil bir dünya için çaba göstermek adına büyük önem taşımaktadır.

Çocukların sesini duyurmak, onları korumak ve haklarını savunmak, yalnızca devletlerin değil; toplumun her kesiminin sorumluluğudur.

Bu bilinçle, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nün, tüm çocuklar için barışın, sevginin ve güvenli bir geleceğin kapısını aralamasını diliyorum.

Muzaffer KALABA

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ortadopğu'da Çocuk olmak Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ortadopğu'da Çocuk olmak yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ORTADOPĞU'DA ÇOCUK OLMAK yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL