GIDA TERÖRÜNE DİKKAT!..

(Gerçi pek çoğunuz bunu dikkate almaz ama ben görevimi yapayım, vahim durumu anlatayım sizlere)

Ülkemizde insan hayatı neden ucuz?
İnsanlarımız neden ölüyor veya öldürülüyor?
Sizce ülkemizde en büyük terör nedir desem ne yanıt verirsiniz?
Bana sorarsanız aynı soruyu;
EN BÜYÜK TERÖR GIDA TERÖRÜ derim!
Sağlık bakanlığı, belediyeler koltuklarında keyif yapmak için mi seçilirler?
Tabi ki hayır!
Öyleyse insanlarımızı her alanda zehirleyen, kanserojik maddelerle donatılmış yiyeceklerin üretilmesine neden izin veriliyor?
Halkımız neden bu çarpıklığa isyan etmiyor?
İnsanlarımız öldürüldükten sonra mı devlet, belediyeler harekete geçecek?
Sorular... sorular... sorula
Ama yanıtı verilmeyen sorular!
Duyarlı insanlar uyarılar yaptıkları halde dikkate alınmıyor, alınmadığı gibi de o kişiler soruşturmaya tabi tutuluyor.
Biliyorum bana ’’saçmaladınız!’’ diye.
Saçmalayan ben değilim, aksini düşünenler asıl saçmalayan.
Uzun zamandır GIDA DEDÖKTÖRÜ adlı yutup’da ülkemizdeki gıda zehirlenmelerini ve sağlığa zararlı üretim üretim yapan firmaları açığa vuruyor belgeleri ile.
Ne oluyor o zaman biliyor musunuz?
Prpğramı yapan beyefendi mahkemeye veriliyor kıripto bir firma. Mahkeme bu arkadaşımızın yayınlarını durdurma kararı aldığını ve yargılamak için dosya açıldığını duyurdu geçen günlerde.
Bahsettiği firma gofret, biskevit, cigolata vs ürünler üreten ve kullandığı kasser yapabilen mısır surubunu ve diğer gıda da kullanılan maddeler Amerikalı yahudi firmasından alıyor.
Gerçi aldığı firmanın ne olduğu değil, ürettiği mamüllerin kanserojik madde olması. Devlet bu firmaya üretim izni veriyor yıllar önce. Yıllar önce dediysem de; çok uzaklara gitmeyelim. Devleti şuan yöneten kişiler verdiler bu izni. Amerika ve Avrupa’da mısır şurubu üretiminin yasaklanması veya en azamiye indirilmesinin ardından bu firma Türkiye’ye gelerek önceden yüzde 7,5 olan mısır şurubu üretimi devleti yönetenlerin izniyle yüzde 15’e çıkarıldı.
Sizce neden?
Ve halkımızdan çıt yok!
İsrail oğullarının yaptıkları katliamlara ’’hayt. Huyt’’ diyen pek muhterem müslümanlar (!) neden karşı gelmedi, gelmiyor!?
Demek ki kendilerini zehirleyenleri görmezlikten geliyorlar. Halbuki kendilerinin de zehirlenerek gıdım gıdım ölüme gittiklerinin farkına varamayan andavallar!
Bu sabah internetteki Gıda dedektöründen dinledim. Kiliste tatlı sycuk dediğimiz üzüm pekmezinden ve cevizden yapılan sucuk imalatını gösterdi. Belediye başkanı sıkı bir denetimden geçirdi burayı. Sahibi doğru dürüst türkçe bile bilmiyor. Kem küm etse de isyerini mühürlediler.
Bu baskın neden yapıldı sizce?
İstanbulda bir ailenin zehirlenerek ölümlerinin ardından olması nedeni ile. Şayet bu zehirlenme durumu olmasaydı belki denetin falan olmayacaktı. Belediye başkanı seçildiği günden bu güne kadar neredeydi de şimdi inceleme ihtiyacı hissederek kahramanlık tasladı?
Ülkemizin her yerinde gıda terörü kol geziyor.
Devletin sağlık bakanlığı ve belediyeler müşteri kılığında tüm gıda üretimi yapan iş yerlerini, lokantaları mercek altına almalı. Hiç bir siyasi düşüncelerini gözetmeksizin.
İnsan hayatı önemlidir değil mi?
Şahsen ben ne yiyorsam kedilerime de aynı yiyeceklerden yediriyorum. Kedilerime verdiğim yiyecekleri yemez ise bende yemiyorum.
Sokaklarda, meydanlarda belediyenin izni ve kontrolü olmayan hiç bir seyyar satıcıyı barındırmamalı. İnanın bazı seyyar satıcıların o arabaları iğrençliklerle dolu. Pislik içindeler.
Pazarlarda ve dükkanlarda satılan balların yüzde doksanı sahte. Bunlar acilen toplatılmalı.
Özel ve gönüllü gıda dedektifleri kurulmalı. Belediyeler bu kişilere görev vermeli. Sadece zabıtalarla olacak iş değil bunlar. Zabıtalarımızın her an bulunamadığı yerler olabiliyor. Devreye gönüllü dedektifler girmeli ve şikayet telefon numaraları halka duyurulmalı sık aralıklarla.
Dikkat ediyor musunuz?
Ülkemizde vefat edenlerin yüzde sekseni kanserden ve kalpten.
Sizce neden?
Yukarıda belirttiğim nedenlerden.
İnsan hayatı ucuz olmamalı ülkemizde.
Herkes görev başına.
Giden canlar bizim değil mi?
...
Mutlu, üzüntüsüz ve gözyaşısız hafta sonu dileklerimle...
Zafer Direniş
...