0
Yorum
5
Beğeni
3,0
Puan
130
Okunma

Efendim, okuyanlarınız hatırlayacaklar, ’Selçuk Bayraktar’ abimizi mevzu ettiğimiz bir yazıda demiştik ki:
"Bence, Bayraktar Holding, CHP ile barışmak istiyorsa, bomba/füze atan mühendislik harikaları üretmek yerine ya otoban kenarlarına köpek maması dökecek ’İtperest Dronelar’ yapsın yahut da bir şirket daha açıp ’Drone Heykel’ işine girsin. Evet. Nasıl fikir ama? Drone Heykel. Siz koordinatları veriyorsunuz. O hemen uçarak dikileceği yere gidiyor. ’Hooop!’ diye konuyor. Nereyi isterseniz oraya dikiliyor. İsterseniz sevdiklerinize de küçük sürprizler yapabilirsiniz. Tabii ya! Türkiye’de kim sabah kalktığında balkonunda bir Atatürk heykeliyle karşılaşmak istemez? Yahut kim tarlasının ortasına bir İsmet İnönü heykeli yerleştirilsin arzu etmez? (Hele bir etmesin. Kapı gibi 5816 ne güne duruyor? İstetiverir. Zaten jandarma görünce nice istenmezler istenir olmuştur bu ülkede...)"
Tabii, Zeki Kamilzade kardeşiniz, fisebilillah, sonunu hesap etmeden, ’Acep bana da bir sakal çıkar mı?’ diye düşünmeden, patentini dahi almadan yani, bol keseden fikirlerini savuruyor. Birileri de hemen duyuyor bunları. Uygulamaya geçiyor anlaşılan. Çünkü geçenlerde X’te gördüm. Mezkûr heykel projemi hayata geçirmişlerdi. Gerçi benimki ’uçmalı’ idi. Fakat, hizmet hizmettir nihayet, motorlusunu yapmışlar. Bir kuryenin arkasına yüklemişler Atatürk büstünü... Hey yavrum! Of, of, of... Acilen ’saygı duruşu gelmiş’ bir topluluğa götürüyorlar. Seyyar tuvalet fikri de böyle çıktı efendim. Küçük görmeyin. Nasıl ki çok sıkışanların acil helaya ihtiyacı oluyor, aynen öyle de, acilen çelenk koyası gelen, bir saygı duruşu durmak isteyen, ne bileyim, hatta canı Ata’sını şöyle bir göresi çekmiş olanlara da büst gitmesi icap edebiliyor. Videonun içeriğini bilmediğim için kesin konuşmayayım. Fakat kendimce şöyle ad da buldum: ’Motorbüst.’ Hayır. ’Metrobüs’ değil. Motor-büst. Yani motorize ekipler tarafından taşınan büstler. Çeşitli firmalar tarafından verilen kurye hizmetlerinin kemalistlere uyarlanmış şekli. İlla gideri var çünkü...
Düğününe ’Atatürk benzeri’ çağırıp zeybek oynatan mı dersin, açılışa çağırtıp kurdele kestiren mi dersin, kocaman bir piyasa var önünüzde. Elbette bu piyasanın kaymağını yemek isteyenler çıkacaktı. İşte o devir geliyor. Yılmaz Özdil’in havaya leblebi atıp yutturması sadece bir başlangıçtı. Bakalım daha neler göreceğiz? Yalnız şöyle tehlikeli bir durum var: Atatürk’ün büstünün motorda taşınması bazı güvenlik endişelerine neden olabilir. Zira 5816 iyiniyetten anlamaz. Eğer yasal mecburiyetle yolcuların kask takması gerekiyorsa büste de kask takılmalıydı. Videoda kask takılmadığını gördüm. Cık, cık, cık. Atatürk için bir endişelendimse motorcu abi için iki endişelendim.
Neden? Çünkü Türkiye ’büst kırdığı için’ ineklerin bile sürgün olduğu bir memlekettir. İnanmadıysanız 2009 yılında yayınlanmış bir Yenişafak haberine kulak verelim. Başlığı şu şekilde: ’Atatürk Büstü Yıkan İneğe Sürgün...’
"Yeşilyurt ilçesine bağlı Kadiruşağı köyünde bir inek, otlanmak amacıyla girdiği köy okulunun bahçesindeki Atatürk büstünü kırdı. Bunun üzerine İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından soruşturma açıldı. Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından açılan davadan korktuğunu söyleyen ineğin sahibi Gül Kılıç, soruşturma devam ederken ineği İnekpınarı köyünde ikamet eden bir yakınına satıp gönderdiğini belirtti. Kılıç, bu olayda bir kasıt olmadığını, olayın kendilerinden habersiz meydana geldiğini, fakat ceza almaktan korktuklarını ifade etti. İnek sahibi Kılıç, olayı şöyle anlattı: ’Her gün yaptığı gibi otlaması için dışarı çıkardığım inek elimden kaçarak uzaklaştı. Yakalamak için peşinden gittiğim sırada okulun öğrencileri ineğin bahçedeki büstü kırdığını söyledi. Olaya çok üzüldük. Ardından büstün kırılması nedeniyle soruşturma başladığını duyduk. Köye gelerek ifadelerimizi aldılar. Neredeyse tüm köylünün ifadesi alındı. Kabahatli olan bir hayvandı. Kasıt olmadığını söylesek de köylüler bizim ceza alacağımızı söyledi. Bu nedenle korktuğumuz için soruşturmaya sebep olan inekten kurtulmaya karar verdik...’"
Aklı-fikri olmayan inekler bile ’büst kırmaktan’ soruşturma yiyorlarsa, elbette, ’seyyar büstçülük sektörü’ ayağını mutlaka denk almalıdır muhterem kârîlerim. Hem pek dikkatli olmalıdır. Tek hatasında başına kötü şeyler gelebilir. Gerçi bu girişim solun teknoloji yaklaşımı açısından dev bir adım da sayılabilir. Nitekim, bekliyordum, hükümetin IDEF 2025 hamlesine, orada duyurulan-satılan teknolojilere, imzalanan sözleşmelere vs. karşı mutlaka bir karşı hamle başlatılacaktı. CHP cevabı yapıştıracaktı. Öyle ya. Yok ’Tayfun’muş, yok ’Gazap’mış, yok ’Kaan’mış, iktidar epeyce gürültü çıkardı. Hepsine denk bir buluşla kemalistler tüm Türkiye’nin aklını başına getirmeliydiler. O da belki böyle geldi işte. Heeyt! Yazdığım reklam metnini de aşağıda bedava paylaşıyorum yine bir hayır olarak:
"Fılaş, fılaş, fılaş. Şok, şok, şok. Çelenk koymak istiyorsunuz ama yakınınızda Atatürk büstü mü yok? Saygı duruşu durmak arzu ediyorsunuz fakat Anıtkabir’e gitmek çok mu uzun sürüyor? Sizlere müjde. Büstçü ayağınıza geldi. Bir telefonla Atatürk’ü konuk edebilirsiniz. Gönül rahatlığıyla anmanızı gerçekleştirip sonra hayatınıza geri dönebilirsiniz. Kutlamalar için siparişinizi şimdiden verin. Düğünlerde, sünnet düğünlerinde, asker eğlencelerinde, kınalarda ve bilimum açılışlarda koyu kemalist arkadaşlarınızın kınamasına maruz kalmayın. MOTORBÜST: Seyyar Atatürk Büstleri. Yunanlıları denize dökerken gittiğimiz hızla, şimdi, Türkiye’nin her yerine. Şak, şak, şak, şak, şak."
5.0
50% (1)
1.0
50% (1)