1
Yorum
7
Beğeni
4,0
Puan
161
Okunma
Sonsuzluğa Uğurlanış: Bir Milletin Kalbindeki Kasım
Kasım… Yaprakların sararıp bir bir toprağa karıştığı, rüzgârın hüznü taşıdığı, gökyüzünün bile yas tuttuğu bir aydır. Fakat bizim takvimimizde Kasım, yalnızca bir mevsim değil; bir milletin kalbinde açılmış derin bir yaranın adıdır. Her 10 Kasım sabahı, sanki zaman bile nefesini tutar. Şehirlerin sesi kısılır, kalabalıklar susar, kalpler aynı anda bir yankı duyar: “Atam…”
Ama bu sessizlik, bir yok oluşun değil; bir sonsuzluğa uğurlanışın sessizliğidir. Çünkü O, bir devri kapatıp bir millete yeniden doğmayı öğreten adamdı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk… Sadece bir lider değil, bir milletin küllerinden doğuşunun adı, umutla yoğrulmuş bir iradenin vücut bulmuş hâliydi. O’nun bedeni aramızdan ayrıldığında bile, ruhu bu toprağın her zerresine, her insanının yüreğine sindi.
O’nu anlatmak, bir tarihi değil, bir inancı anlatmaktır. Çünkü O, vatanı yalnız silahla değil, kalemle, fikirle, sevdayla savunan bir insandı. “En büyük eserim” dediği Cumhuriyet, O’nun yüreğinden doğan bir güneş gibi hâlâ bu toprakları aydınlatıyor. Her 10 Kasım sabahı o ışık yeniden doğuyor, gözlerimiz buğulansa da kalplerimizde bir umut çiçekleniyor.
Ey Büyük Ata… Her yıl seni anarken değil, seni yaşarken anlıyoruz. Çünkü O’nun “Türk milleti zekidir, çalışkandır” sözü, sadece bir övgü değil; bize duyduğu inancın, güvenin nişanesidir. O güven, bugün hâlâ damarlarımızda dolaşan bir kudret, karanlık günlerde yolumuzu aydınlatan bir meşaledir.
Bu topraklar, sadece bir coğrafya değil; alın teriyle, gözyaşıyla, kanla yoğrulmuş kutsal bir emanettir. Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da toprağa düşen her can, bu vatanın sonsuza dek hür yaşaması için dua etti. Ve sen, Atam, o duaların kabul olmuş hâlisin. Bugün biz, o duaların çocuklarıyız.
Gökyüzüne her baktığımızda, bayrağımızın dalgalanışında senin izini görüyoruz. Rüzgâr her estiğinde sanki sen “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur” diye fısıldıyorsun. Bu ses, bir çağrıdır bize; umutsuzluğa düşmemeye, doğru bildiğimiz yoldan şaşmamaya, Cumhuriyet’i korumaya dair bir çağrı…
Biliyoruz ki Atam, sen ölmedin. Sen, her okulda yankılanan İstiklâl Marşı’ndasın. Sen, her çocuğun alnındaki ışıkta, her kadının özgür adımında, her gencin yüreğindeki ateştesin. Sen, bu milletin kalbindeki ebedî nefessin.
Her 10 Kasım’da, siren sesleriyle değil, kalbimizin içindeki derin sessizlikle anıyoruz seni. Çünkü artık biliyoruz: Gidişin, bir yokluk değil; ebediyete uzanan bir varlık.
Ruhun şad olsun, Büyük Atam.
Emanetin başımızda, adın kalbimizde, izlerin yolumuzda…
Sen rahat uyu; biz, senin gösterdiğin yolda, o meşaleyi hiç sönmeyecek şekilde taşımaya yeminliyiz.
Ve bil ki… Kasım ne kadar hüzün yüklü olursa olsun, her Kasım’da seninle yeniden doğuyoruz.
5.0
75% (3)
1.0
25% (1)