3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
175
Okunma
Türkülerimiz
Âşık Şenlik Baba ve Âşık Sümmanî Baba’dan, Çobanoğlu ve Taşlıova’ya; Aşık Veysel’den Neşet Ertaş’a uzanan yol…
Bazen bir milletin kaderi, bir sazın telinde yankılanır.
Bir ezgi başlar; kimine göre sadece bir türkü, kimine göreyse yüzyılların birikimi, bir halkın alın teri, gözyaşı, duasıdır.
Bizim türkülerimiz, yürekten süzülüp dilden dökülen birer hatıradır.
Onlarda hem garibin duası vardır, hem aşığın yâre mektubu, hem de dağ başında yankılanan bir yalnızlık…
Ne yazık ki bugün, ne söylediği belli olmayan seslere yöneliyor kulaklarımız.
Anlamdan uzak, ruhtan yoksun tınılar dolduruyor gençlerimizin dünyasını.
Kendi türküsünü unutan bir nesil, kendi hikâyesini de unutur.
Oysa bir toplumun sesi susarsa, kimliği de sessizce silinir.
Bir milleti kendinden uzaklaştırmak isteyenler önce onun dilini, sonra türküsünü değiştirir.
Çünkü türkü, bir milletin yüreğidir; kim olduğunu hatırlatan en içli yankıdır.
Ne olur, çocuklarımızı bu sessiz kayboluştan koruyalım.
Evlerimizde türkü çalsın; Âşık Şenlik Baba’nın ve Âşık Sümmanî Baba’nın sözleri yankılansın.
Murat Çobanoğlu’nun, Şeref Taşlıova’nın ve bugün hâlâ sazını elinde, sözünü gönlünde taşıyan yaşayan ozanlarımızın sesleri, nefesleri duyulsun.
Aşık Veysel’den Neşet Ertaş’a kadar uzanan o yüce yol, çocuklarımızın gönlüne köprü olsun.
Güzel geleneğimiz olan ozanlık kültürünü, bu geleneği yaşatan aşıklara ve türkü dostlarına sahip çıkalım.
Çünkü türkü sadece bir melodi değil, bir kimliktir; bir ruhun, bir milletin aynasıdır.
Bir sabah yolda “Uzun İnce Bir Yoldayım”la karşılaşsınlar,
Bir akşam soba başında “Gesi Bağları”nı dinlesinler.
Bir türkünün içinde hem geçmişi hem geleceği hissetsinler.
Çünkü kulak aşinalığı kalp sevgisini doğurur; duydukça sever, sevdikçe kök salar insan.
Bizden olsunlar; bizim sevincimizi, hüznümüzü, duamızı bilsinler.
Aynı ezgiyi duymayan, aynı duyguyu paylaşamaz.
Bugün çocuklarımız kendi türküsünü değil, sadece “popüler” olanı biliyorsa, yarın kendi benliğini tanıyamaz.
Yabancılaşma işte böyle başlar: Sessizce, fark edilmeden, kalpten uzaklaşarak.
Unutmayalım, kültür sadece geçmişin süsü değil, geleceğin teminatıdır.
Bir milleti yaşatan şey, gücü değil; türküsüdür, sözü, nefesidir.
Eğer biz halk müziğimizi yaşatırsak, kendimizi de yaşatırız.
O yüzden ne olur; çocuklarımıza sahip çıkalım.
Onları dünyadan koparmadan ama özünden uzaklaştırmadan büyütelim.
Evlerimizde sadece eşyalar değil, bizim sesimiz de yankılansın.
Aynı duygularla gülen, aynı ezgilerle hüzünlenen, aynı şeylerden zevk alan insanlar olarak kalalım.
Çünkü bir milletin ölümü sessizlikle başlamaz —
Kendi türküsünü unuttuğu gün başlar.
5.0
100% (3)