0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
293
Okunma
"Devletin" diyor Fransız Düşünürü Monteskiyo (D: 1689; Ö:1755), "Yasama, Yürütme ve Yargı erklerinin birbirinden ayrılması onları bağımsızlaştırır ve kötüye kullanılmalarını engeller". Bilindiği gibi erk; bir eylemi yapabilme, gerçekleştirebilme gücü, kudreti, iktidarıdır. Yasama erki yasa yapabilme, Yürütme erki yasaları uygulayabilme, yargı erki yasama yürütme ve yargı erklerini denetleyebilme; gücünde, kudretinde ve iktidarındadır.
Erkler nasıl kötüye kullanılabilirler? Kendileri kendilerini kötüye kullanabilirler, başka erk tarafından kötüye kullanılabilirler. ErK’in kendini kötüye kullanmasına örnek; Yasama erkinin -Milletvekillerinin- kendi maaşlarını ve avantajlı özlük haklarını kedilerinin kanunlaştırabilmesidir. Danıştay Sayıştay ve hükümetçe oybirliğine varılarak yasalaşması gerekirdi.
Bir erkin başka erkleri kötüye kullanmasının gerekçesini Atatürk, "Tatbik eden, icra eden; karar verenden daima daha güçlüdür" gözlemiyle açıklamıştır. Güç kötüye de kullanılabilir. Yasama erkinin kararı kanun, Yargı erkinin kararı mahkeme ilamıdır. Kanunları ve ilamları kararlaştıran, Yasama ve Yargı erkleridir. Yasaları ve ilamları uygulayan Yürütme erki, Atatürk’ün dediği gibi Yasama ve yargı erklerinden daima daha güçlüdür. Çünkü uygulanmayan yasa ve ilam yok hükmündedir.
Erkler bağımsızlaşınca eşitlenmiyorlar. Erkler hiyerarşisinde hükmen en üstün erk; Yasamayı, Yürütmeyi ve yargıyı denetleme yetkisindeki yargıdır. Ne var ki, en etkin erk, yürütmedir. Erklerin bağımsızlığı ve kötüye kullanılamazlığı; oylarının eşitliğinde ve oybirliğiyle kullanılabilir olmasındadır. Yasalar Yasama Yürütme ve Yargı erklerinin oybirliğiyle çıkarılmalıdır.