1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
192
Okunma
Bir sabah uyandım; içimde bir çağrı vardı. Ne bir ses ne bir yüz, sadece derin bir his: “Kendine dön.”
O an anladım, yolculuk dışarıya değil, içeriye olacaktı.
Yola çıktım. Ne hedefim vardı ne de pusulam. Sadece içimde bir sızı, bir merak: kimdim ben, kim olacaktım?
Her adımda geçmişimle karşılaştım. Çocukluğum, pişmanlıklarım, kaybettiklerim… Her biri bir aynaydı.
Ve ben o aynalarda parça parça kendimi buldum.
İlk başta korktum. Çünkü insan kendine bakınca önce karanlığı görür. Sonra, o karanlığın içinde saklı ışığı.
Ben o ışığı aradım. Her düşüşte, her sessizlikte, her gözyaşında.
Ve sonunda fark ettim:
Kendime doğru yürümek, bir varış değil; bir kabullenişti.
Artık ne geçmişimi reddediyorum, ne de geleceği zorluyorum.
Sadece olduğum yerdeyim, olduğum gibi.
Kalbimin attığı her ritim, “buradayım” diyor.
Yolun sonunda değilim belki ama yolun kendisiyim.
Ve bu bana yetiyor.
5.0
100% (5)