3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
190
Okunma

Sabah erken bir saatte, MR çekimi için hastaneye gitmiştim. Aynı zamanda ameliyat dikişlerimi de aldıracaktım.
Hastaneye vardığımda, güvenlik kulübesinden çıkan memur kadın, otoparka girmeme izin vermedi ve beni yeni açılan otoparka yönlendirdi.
Yeni açılmış otopark derken, kepçeyle bayır aşağı dar bir yol açmışlar. Maazallah tekerler kaysa yan taraftan birine uçuverirsin. O da yetmemiş gibi yokuşun tam orda bir şeye tüy diker misali, bir demir çubuk dikmişler.
Aşağısı ise etraf taş çakıl, öylesine bir arazi.
Neyse, vaktinde Radyoloji bölümünde oldum ben ve hayrettir ki bu kez tam randevu saatinde, zekime alındım, sorunsuz işim bitti.
Otoparkın o dik taş, toprak yolundan yaya inmek bile zordu. Kaya kaya vardım arabaya ve çıktım yola.
Kan şekerim çabuk düşer benim, aç kalamam uzun süre, eve gidene kadar bir yerde oturup mu kahvaltı mı edeyim, yoksa çay ile börek mi yiyeyim, diye düşünürken aklıma geldi. “Eyvah, dedim. Ameliyat dikişlerimi aldırmayı unuttum”
Zaten bir hafta fazladan kalmıştı üzerimde, daha fazla bekletemezdim. Mecburen ilk sapaktan hastaneye geri döndüm.
Ancak o otoparka inmek değildi niyetim.
Şansıma güvenlik kulübesinin karşısından bir arabanın çıktığını görünce de hemen oraya girdim.
Oh mis!!!
Koştura koştura vardım acil bölümüne. Kayıttır, sıra beklemektir bir saat de orada harcadıktan sonra nihayet arabama doğru koştururken, bir takım siren geldi kulağıma.
E hastaneydi burası, normaldi de sesler ambulans sireninden ziyade, polis aracı sirenine benziyordu. Yanılmamıştım da. Ne görsem beğenirsiniz binadan çıktığımda?
Polis araçları, ellerinde silahlar bir sürü polis, astronot gibi giyinmiş iki adam ve meraklı bir kalabalık doluşmamış mı meydana!
Aa! Hayırdır, ne oluyor diye bakınırken etrafa, kulübenin önündeki kadın güvenlik, beni işaret ederek “İşte dedi, aracın sahibi şu gelen kişi” ve tüm başlar bana çevrildi.
Ne yani! Yanlış bir yere park ettim falan diye mi, bunca tantana yani?
Bir polis memuru yanıma geldi ve arabamı işaret “Sahibi siz misiniz bu aracın “ dedi.
Artık neyle suçlanacağımı bilmiyorum, titrek bir sesle” Evet de dedim, hayırdır sorun ne? İçimden de söyleniyorum kendi kendime,
İyice meraklandınız benim gibi değil mi? Daha fazla uzatmadan sadede geleyim iyisi mi.
Dikişlerimi aldırmak için, kinci kez hastaneye geri döndüğümde, aceleyle arabadan çıkarken, çalışır vaziyette bırakmışım. Onun sebebi de otomatik bir araç ve anahtar yerine bir kartla çalışıyor. Kartı yerinden çekmeden önce de bir düğmeye basmanız gerekiyor.
Araç kilidi böyle olanlar bilir. Ben sadece kartı çekip alınca ve kapanış düğmesine acelemden basmayınca, araba çalışır vaziyette kalmamış.
Güvenlik de bunu fark edip ben de uzun bir süre ben geri dönmeyince “Bu kadar da salak olmaz sahibi” diye düşün ve sen ara güvenlik ekiplerini “Bombalı araç olabilir” diye ayaklandır emniyeti.
Durum anlaşılınca herkes rahatladı, ama benim titremem geçmedi. Ya biraz daha geç kalsam ve arabamı patlatsalardı? Ona hazırlanıyorlardı çünkü. Tam vaktinde gelmişim şükür.
Nedenler, niçinler falan, durum da anlaşılınca, herkes dağıldı. Tabi durumu film gibi seyredenlerin pek hoşuna gitmemiş olabilir, ancak ben sıyrılınca işin içinden Derin bir “Oh!” çektim.
Bunun için bir sonradan bana bir ceza gelir mi, gelmez mi? Henüz bilmiyorum, dışarda kahvaltı keyfini falan bile unutup, kendimi evimde buldum.
Öylesine hızlı kaçmışım oradan…
Bu arada durumu gösteren bir fotoğraf eklemek isterdim, ancak diyemedim haliyle "müsaade edin de ben sayfama durumu anlatmak için bir fotoğraf çekeyim “ diye.
*
5.0
100% (1)