0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
110
Okunma

ANILARIN GURURU
Dinar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde tam 25 yıl görev yaptım.
Bölümümüzde (tekstil- konfeksiyon/ Moda Tasarım)karma eğitim yapıyorduk.
Okulumuz yatılı bir okul olduğu için bölümümüze sadece Afyon ve ilçelerinden değil, Adana, Bolu gibi illerden bile erkek ve kız öğrencilerimiz geliyordu.
Dinar’ın yakın köy ve kasabalarını biliyordum ama , Tatarlı, Göçerli, Çürüklü, Ocaklı, Haydarlı, Kınık … buraları bilmiyordum.
Buralardan bölümüze gelen öğrencilerin herbiri farklı kültür ve şive ile yanımıza geliyordu.
Onları tek çatı altında toplayıp hem eğitim, hem görgü ve bilgi anlamında eğitmek ve disipline etmek biz öğretmenlerin en büyük görevi idi.
Ben bunu büyük bir özveri ve zevkle yapıyordum.
Sadece bölüm dersleri ile değil, onları sosyal anlamda da en üst düzeye çıkarmak için çabalıyordum.
O dönemlerde şiirle hiç ilgim olmamasına rağmen onlara arada şiirler okuyor ve şiir okuma yarışmasına katılımlarını sağlıyordum.Bunun sonucunda birincilik ödülünü bölümümüzün kazanması hepimizi gururlandırıyordu.
Hele hele, o ilk yıllarda bölümümde kız öğrencilerin çok , erkek öğrencilerin sayılı olduğu bir dönemde okulda futbol müsabakalarında yarış yapılmasına karar verildi.
Benim son sınıflarda sadece beş erkek öğrencim vardı.
Futbol maçı onbir kişiyle oynanıyordu.
Ama benim elimdeki öğrencilerim yeterli değildi. İki öğrenci de bölümümüzün alt sınıflarından aldık
Bu hayatta mücadele ederek her şeyin üstesinden gelineceğini biliyordum. Bunu öğrencilerime de aşılamıştım.
“Başarırız öğretmenim! “dediler.
Okulda en zayıf takım bizdik.
Tüm bölümler bize burun kıvırıyordu.
Ama bilmiyorlardı ki , benim elimde Sezer ,Murat gibi iki minik dev adam, Sami, Recep , Turgay ve Engin gibi yıkılmaz kalelerimiz vardı.
Karşımıza metal bölümünün güçlü takımı çıktığında yavaşça çocuklarıma, “Haydi aslanlar! Gösterin kendinizi!” dedim.
Tüm okulu şaşırtacak derecede koşuyor, atak yapıyor ve inanılmaz çalımlar atarak golu atıyorlardı. Herkes şoktaydı.
İki kişiye karşı bir öğrencim zorlu mücadelesini veriyordu.
İlk takımı bu şekilde mağlup edip, bölüme döndüklerinde pastalarını hazırlamıştım bile!
“Helal olsun size çocuklar!
Hiç endişem yoktu zaten!” dedim.
O hafta her gün farklı bir bölümü yenerek kupayı biz kazandık.
Benim küçük dev adamlarım , o günün gururunu gözlerinde taşıyarak, “insan isterse herşeyin üstesinden gelir” sözünü gerçekleştirdiler.
Bir kaç öğrencim benim gibi öğretmen olarak hayata atıldı. Kimi asker, kimi hemşire, kimi de bilinçli anne ve baba olarak farklı mesleklerle hayatını idame ettiriyor.
Şimdi o çocukların hayali ile servis otobüsünde yeni okuluma gidip gelirken uzaktan bana gülümseyen Kınık, Haydarlı , Çürüklü, Ocaklı kasabasına bakıp ben de gülümsüyorum.
Selam olsun tüm öğrencilerime!
Sizlerle her anlamda eğitim ve öğretim ile dolu dolu geçen günlerim benim için büyük bir mutluluk ve gurur olarak belleğimde yerini aldı ve almaya devam edecek!
18.10.2025
Tülay Sarıcabağlı Şimşek
5.0
100% (1)