0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
189
Okunma

Asi’den sesler..
kendi kendime konuşmalar sana göre bana göre..
Asi
00: 01:15
Nedenini aratmayacağım. Anlatmayacağım nedenini; yine soracaksın diyorum: Neden? Neden sormayı yeğliyorsun? Anlatmayacağım. Nedeni yok. Hiçbir şeyin nedeni yok. Nedeni olsaydı; sorunun yanıtı da, peşi sıra gelecekti. Anlatmayacağım. Yine her şey toz, her şey toz duman. Pembe bulutlar ötüyor. Bulutlar ötüyor tepemde; pembe kuşlar gibi. Sen, hiç pembe kuş gördün mü? Anlatmayacağım nedenini; bu renkler, neden kapkara; gökyüzü, neden kurşuni? Nedeni yok. Hiçbir şeyin nedeni yok. Varlığım, sorgusuz sualsiz, nedensiz, saçma; her şey saçma…saçma…nedensiz… Hiçliğe kavuşan bir insanın, neden araması saçma…nedensiz.
“Ayrılalım” dedi:Beraber Olduk
00:01:05
Beraber yaşayamıyorduk. Aynı çatı altında, aynı yatakta, ayrı ayrı yastıklarda, aynı düşü göremiyorduk. Aynı nefesi soluyorduk; odanın içerisine sinmiş. Aynılıklarımız, ayrılıklarımızın üstünü bir perde gibi örtüyordu, maskeliyordu ayrılıklarımızı. Oysaki, ayrılıklarımız öne alınmalıydı. Çehremiz, onunla boyanmalıydı. “Ben ayrıyım senden: Ayrı düşünüyorum; ayrı bakıyorum; ayrı yiyorum; ayrı sıçıyorum; ayrı işiyorum; şarıl şarıl, ayrı susuyorum; ayrı düşünüyorum,” dedim; “ayrılalım…” dedi. Beraber olduk!
Beraber Ölmedik
00:01:08
“Beraber yaşayalım,” dedi. “Beraberlik,” dedi. “Beraber, eşitçe mi?” dedim. “Evet,” dedi. “Eşit ve beraber!” “Eşitliğe inanmıyorum,” dedim. Güldü: “Ama, eşit yaşamalıyız” dedi. “Ama ben eşitliğe inanmıyorum,” dedim. Yine güldü. Kiminle, neden eşit olacağımı düşündüm. Eşitlik neydi? Beraberlik neydi? “Yaşamak birlikte? Eşit? Beraber? Bunlar hep yabancı, bana çok yabancı geliyor…” dedim. “Peki” dedi, “beraber yemek yiyelim,” dedi, yedik. “Beraber gülelim,” dedi, güldük. “Beraber sevişelim,” dedi, seviştik. Yedik, güldük, seviştik. “Beraber ölelim,” dedi, ölemedik!
Makinalar
00:01:06
Makinaları köleleştirdik. Hizmetimize sunduk. Tüm makinalar, insanlığın hizmetinde. Hayır! İnsanların hizmetinde değil. Tüm makinalar, icat edenin hizmetinde. Hayır, hayır! Tüm makinalar, icat edenin hizmetinde değil. Tüm makinalar; ona, yatırım yapanların hizmetinde. Hmmmmm, belki. Tüm makinalar, ne zaman isyan edecek? O da belli değil.
Makinalaştık. Robotlaştık. Klonlaştık. Sonuç? Makinanın, kölesi haline geleceğiz. Aniden bir gün, isyan edecekler; yenileceğiz.
Nedensiz
00:02:13
“Birlikte yaşayalım,” dedi. Yaşamak mı? Ölmek mi? Birlikte? “Birlikte yaşayalım,” dedi. “Birlik olalım,” dedi. “Bir olalım,” dedi, “bir, tek,” “Ben, teke inanmıyorum, çifte de üçe, beşe, ona… sayısız… İnsanlar, yüzüne güldüğünce insan olmaya çalışıyorlar. Ağlayınca, insan yok karşında. Ağlayan insan yok. Gülen insan var. İnsanlar, gülmenin nedenini araştırıyor. Ağlamanın nedenini bulmadıkça; insanlar, nedensiz gülüyor. Nedensiz ağlıyor. Her taraf, nedenli nedensiz… yoo sensiz bensiz birlikte… hayır, hayır birlikte değil, birlikte olması imkansız, saçma! Saçmanın, romanını yazsam; saçmasapan gülsem, saçmasapan düşünsem; saçmayı, sapan-lasam, uzaklara fırlatıp atsam; yakalayan olur mu? Sanmıyorum. Nedensiz gözlerim bakıyor; mavi mi, yeşil mi, kara mı belli değil. Nedensiz bir pencere açılıyor, rüzgar doluyor içeriye; odanın, isli dudaklarını yalıyor. Konuşmuyor odalar, duvarlar nedensiz ise bürünmüş, çatlak, yağlıboya üstüne yağlıboya, renk üstüne renk… Renk, derinliğinde kendisini kaybetmiş gözlerinin. Senin gözlerin yeşil, zeytuni; benim gözlerim, kahverengi… kahve, kahveyi özledim, nedensiz. Ama, içmiyorum sensiz. İçmiyorum, sensiz. “Asi, ters akıyor,” diyorlar. İnanma sakın! Ters akan biziz Asi’nin üzerinde, Asi’yi ters okşuyoruz, kediyi ters okşar gibi. Tırmalamasını beklemeliyiz. Asi, ters akmıyor. Biz ters bakıyoruz. Asi, nedensiz akıyor. Sen, ben hep neden arıyoruz, nedensiz.
5.0
100% (1)