0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1278
Okunma
COĞRAFYA GELİŞTİRİR- 1
07.Ekim.2025 Salı Günü, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü 2. Sınıf öğrencilerine Doç.Dr. Hüseyin Mertol ’un daveti ile “Coğrafya Geliştirir” konulu bir konuşma yapmış, her söyleşi sonunda olduğu gibi soru soranlara kura ile kitap hediye etmiştik. Maşallah 20 kadar öğrenci merak ettiklerini sormuşlar bizde orada cevaplamıştık. Bu güzel söyleşi ilke tarihe not bıraklım diye soruları burada cevaplayalım dedilk. Her yazıda 4 sorıu cevaplamak üzere 5 bölümde yayınlayalım dedik. Güzel sorular soran çocukları tekrar tebrik ediyor, bizi davetinden dolayı da Hüseyin Hocaya teşekkürlerimizi iletiyorum.
SORU-Çevrenizde kitap okuyan kişi sayısı nasıldı ? Yazar olmayı nasıl seçtiniz? (Sare Türksolmaz-Tokat)
CEVAP- Çevremde kitap okuyan insan yoktu. Ancak babam zamanın güçlü Gazetesi Tercüman Gazetesi okurdu. Çocuk ekleri ve verdiği ansiklopediler bizi geliştirirdi. Ben şahsen babamın günlük gazete okuma geleneğini devam ettiriyorum ve gazetenin verdiği ansiklopediler halen benim ve armağan ettiğim okul kitaplıklarını süslüyor ve bununla gurur duyuyorum.
Şu anda da çevremde kitap okuyan insan fazla yok. Sağ olsun Şakire Keskiner Uzun ile Yakup Bastem arkadaşlarımız hem kitaplarımızı okuyor hem de çevrelerine şiddetle tavsiye ve hediye ederek bizi onere ediyorlar. Çoğunluk ise hep kitap hediye bekler ama okumazlar. Onlarda sağ olsunlar. Okumasalarda kitaplarımızı süs olarak seyrettikleri için. Faydası varsa seyretsinler tabii.
Yazar olmayı naısl seçtiğime gelince 1981 yılında ortaokula giderken Atatürk’ün doğumunun 100. Yılında şiir yarışması açılmıştı. Türkçe Öğretmenim şiiri benim yazdığıma inanmadı. Bende inat yazmaya devam ettim. Bir öğretmenim de Salih Gencer yerel basında yazılarımı yayınlatmamı önerdi. O günden beri yazıyorum yani. Ama ilk kitabım 2006 da çıktı. Bugüne kadar 7 kitap yayınladım. Antolojilerde yer aldım. Halen gönüllü köşe yazarlığına Hürsöz de devam ediyorum. Sponsor buldukça da kitaplarımız yayınlanıyor. 3 kitabım da 3. Baskısını yapacak yakında
Teşekkürler sorunuza.
SORU- Yazarken sessizliğin sana naısl katkısı oldu?( Başak Erkuş-Tokat )
CEVAP- Yazarken sessiz ortamları ve evde kimse olmadığı zamanları seçerim. Bu da çok verimli olan şey. Yani kimse seni lafa tutmadan iş koşmadan, sessiz ortamda verimli olarak yazmak çok da güzel ve verimli oluyor. Bu yüzden kalabalık ortamları sevmem. Sohbet olacaksa başbaşa ortamları seçerim.
Ama günümüzde , pek başbaşa sohbetlerde olmuyor. Konuşurken muhatabımın telefonu çalarsa ve telefon konuşması uzadıkça uzarsa bana düşsen sesissizce oradan uzaklaşmak. Rahatça telefon konuşsun diye.
Ben çok zaman çalışma odamda kitap, gazete ve kitap dergileri okuyarak huzur buluyorum ve bu huzurda bana yetiyor. Boş ve uzun sohbetlerden hep sıkılırım. Bizde çok kişi seni öğrencilerimizle konuşmaya davet edelim der ama bunu sadece sizin Hüzeyin Mertol hocanız yapar sağ olsun her dönem öğrencileri ile buluşturur. Bu da konuşma, köşe yazıları ufuk açma ve motivasyon konuşmaları halinde size ve bize moral oluyor. Bu da bizlere huzur veriyor.
Sessizlik ve yalnızlık gerçekten de üretkenlik katıyor insana. Aslında dinleyen olursa konuşmak da faydalı. Sizin gibi verimli ve mantıklı sorular soranlarda gerçekten verimli olmamıza katkı sağlıyor. Güzel soru soranları severim. Onları mutlaka kitaplar ile ödüllendiririm onlarda okursa ve okuturarsa verimlilik artar. İşte sesizlik ve sessiz ortamların üretkenlik gücü.
SORU- En çok hangi alanlarda kendinle gurur duydun?
Yaşadıkların sana en çok neyi öğretti?
(Büşranur Gedik- Erzurum)
CEVAP- En çok “işitme engelli güzel konuşamaz, işitme engelli güzel kitaplar yazamaz” önyargılarını yıktığım için gurur duyarım kendimle.
Ben kitap çıkarmaya başladığımda ve yazmaya devam ederken “Şükür Türkiye’de yazan bir işitme engelli ile ilk defa karşılaştım” demişti Türkiye’nin ilk görme engelli milletvekili Lokman Ayva. Pek çok kişi de aynısını söylemişti.
Şu an işitme engelli olup da kitap çıkaran insan çok. Hatta Sivaslı Mustafa Epik’İn “Anla Beni “kitabı bugünlerde ingilizce olarak yayınlandı , çok sevindim. Önyargıları yıkmak ve kıskanç insanları hayal kırıklıklarına uğratmak çok zevkli.
İşitme engelli bu kadar akıcı konuşur, konferans verir mi? demişlerdi senelerce insanlar. Ben de daha çok çalışarak bu önyargıları yıkmanın sevincini yaşadım. Keşke kitaplarımız istediğimiz gibi satılsa da daha çok kişilere hitap etsek ama herkes hediye bekler kitapları “Alayım da 10 tane çevreme hediye edeyim, hem okumayı sevene destek olayım hem de yazara” diye düşünen yok ne yazık ki ? Ama kitap hediye etmeyi seven insan olmak, yönümle de gurur duyarım. Varsın varlıklılar cimri olsun. Dünyanın en güzel şeyi okumayı sevenlere kitap hediye etmektir. Sizlere hediye ettiğim gibi . Sizin kitap hediye ettiğimde mutluluğunuz bana da yansıdı mesela.
SORU- Eğitim hayatınız boyunca, işitme kaybınızdan dolayı pek çok önyargılara maruz kalmışsınız. Benim sorum bu süre boyunca sizi dik tutan motivasyonunuz nedir ? Saygılar dilerim
( Melike Güçlü –Yeşilyurt Tokat)
CEVAP- Her zaman Hüseyin Hoca gibi duyarlı insanlar daha çok artacak, onlarda bizi örencilerine konuşmaya davet edecek, bizle şu an alay edenler zaman gelecek bizim kitapları okuyacak. Önyargılar yıkılacak diye düşünmek bizi motive etti. Ancak önyargıları yıkmak gerçekten zormuş. Eistein boşuna “Önyargıları yıkmak atomu parçalamaktan zor” dememiş. Biz de bu zorluklara talip olmuşuz işte.
Ancak şunu gördüm ki, önyargılar en çok da önyargı sahibi ve çevresine zarar veriyor. Mesela benim kitabımı inatla okumak istemeyen insan, belki kitabı alıp okumayı seven bir veya birkaç yakınına hediye etse belki hediye alan hediye edeni daha çok sevecek ve kitaplarımızdan faydalanacak. Ama dediğim gibi önyargı sahibi bunu göremiyor. Ama ben bugünlerden çok yarınlara bakıyorum ve bizi anlayan ortaokul öğrencisi yakınlarımın kitaplarımızı arkadaşlarına hediye ettiğini, bundan da büyük mutluluk duyduğunu görünce, mutlu oluyorum. Ne varsa gelecek nesillerde var bence. Onlar bilinçli olup çalıştıkça, öğrendikçe ülkemiz daha gelişecek.
Zamanında kitap dergi hediye ettiğimiz insanların o zaman bizi anlamadıklarını ve aradan 15 sene sonra gelip ” verdiğin kitap ve dergileri halen saklıyorum. Çok güzellerdi” demeleri hem sevindiriyor hem de hüzünlendiriyor. Keşke zamanında anlasalardı diye.
Gene zamanında dergi ve kitaplar ile motive ettiğimiz insanların seneler sonra işini büyüttüklerinde bizlere kitaplarımızdan yüzlerce alarak çevrelerine hediye etmeleri, onlarında okuyarak çevrelerine hediye etmeleri ilerde kitaplarımızın daha çok baskı yapacağı ve yeni kitaplar yayınlayacağımıza dair inançlarımız bizi motive eden , ayakta tutan şeyler. Umarım bugün burada paylaştıklarımızı sizlerde her zaman çevreniz ile paylaşarak daha fazla insanın kitaplarımızdan ve konuşmalarımızdan faydalanmasını sağlarsınız. Çok teşekkür ederim güzel sorularınıza...