4
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
274
Okunma

Yokluk ne demektir sizce?
Ben yokluğun ne demek olduğunu babamız yaşadığı müddetçe hiç bilmedim.
Altı kardeştik.
Güle oynaya büyüyorduk.
Evimizde ne bir öğünümüz eksik oluyordu, ne de sırtımızdan giysimiz.
Biz herkesin bizim gibi beslendiğini, yani bu dünyada herkesin genellikle kuru soğan acı yavan yiyerek beslendiğini, yine her kardeşin birbirinin küçülen giysilerini giyerek büyüdüğünü düşünüyorduk.
Tüm mahalle aynıydık.
Yoktu birbirimizden farkımız!
Lise bitinceye kadar tüm öğrenciler tek bir örnek giysi giydikleri için herkes bizim gibi sanırdık.
Bayramlar hariç kimse evinde mangal yapmazdı. Konu komşu canı çekmesin diye haftasonları durumu iyi olanlar seybana dediğimiz pikniğe giderlerdi.
Herkes mütevazı yaşardı.
Gün geldi o mütevazı yaşam içinde , babamızı çok genç yaşında kaybettik
Evde pişen yemekler kalitesini düşürmeye, ısınma konforumuz azalmaya başladı.
Yaşam kalitemiz düşüyordu.
Dilenmez dilenci mi olacaktık.
Asla !
Yaşımız büyük küçük demeden , gücümüz yettiğince çalıştık.
Kimimiz onbeşinde hamal!
Kimimiz onüç yaşında ırgat, kimimiz on yaşında çırak, kimimiz de onaltı yaşında usta öğretici!
Evimiz şen olsun yeter ki!
Gece gündüz çalıştık!
Kimseye yük olmamak gerekirdi!
Ne zaman ki üniversite öğrencisi oldum , işte o zaman gördüm hayatın gerçek yüzünü.
Oraya vatanın her yerinden çeşit çeşit öğrenci gelmişti.
Herbiri farklı alemde!
Ben yokluğun , yoksulluğun ne olduğunu orada öğrendim.
Aslında bizler yokluk içinde yaşayan, tek öğün yemek yiyerek karın doyurmayı zenginlik sanan yoksul insanlar imişiz.
Hazır parayı acımasızca savuran insanlar gördükçe şaşırdım.
Bedenini para uğruna harcayan insanlar gördükçe dehşete düştüm!
Baba parasıyla burnu Kaf dağında gezen insanları gördükçe üzüldüm.
Devletin bana verdiği krediden başka tutunacak hiçbir şeyim yoktu .
Geride kalan ailemin nasıl zor şartlarda yaşamaya çalıştığını biliyordum.
Aldığım krediyi günlere bölüyordum. Servis parası, okulda yemek parası!
Çoğu zaman akşam yemeklerini yemiyordum.
Bir çeyrek ekmek alacak kadar param kalıyordu.
O bir çeyrek ekmeği, evden getirdiğim ve yurt dolabımda köşe bucak sakladığım salça veya reçelle birlikte yeyip ders çalışmaya geçiyordum.
Beslenememekten , vitaminsizlikten dişlerim çatlamaya başlamıştı.
Sağlık sistemim beni zorluyordu.
Bir keresinde yurtta oruç açacağız yemek sırasında bekliyorum. Öyle güzel kokuyor ki yemekler anlatamam . O gün için sadece bir çorba alacak param var , canım öyle bir et yemeği çekti ki!
Kıvranıyorum.
Kendi kendime dedim ki” acaba söylesem beni bulaşıkhanede işe alırlar mı?
Geceleri bulaşık yıkasam!”
Yutkundum !
Utandım , korktum!
“Arka tarafta nasıl insanlar var bilmiyorum bana sarkıntılık edenler olabilir!
Boşver Tülay!
Haydi al çorbanı geç yerine!”dedim.
O gün tesadüfen yurt odasında Bulgar göçmeni bir arkadaşım, bizim okulda giysiler ürettiğimizi duyunca, “ bana da diker misin?”
dedi
Memnuniyetle!
İlk paramı böylece kazanmaya başladım.
Arkası gelmeye başladı.
Öğretmenlerimize bile kostümler, tayyörler dikip para kazandım.
Ben sessiz mücadelemi sürdürdüm.
Kimseye yük olmadan!
O dönemlerde eğitim gönüllüleri dernekleri yoktu ki!
Bizi, biz gibi olanları bulup destek olsunlar!
Haydi ben bu şekilde başardım , başarılı oldum ! Kendimi kurtardım!
Ya başaramayanlar?
Kendisini yanlış yollarda bulanlar ?
Hep bu yokluk yüzünden değil mi?
Tutun bu gençlerimizin ellerinden!
Bu ülkenin geleceği bu zeki insanların elleriyle şekillenecek!
Onların yok olup yanlış ellerde heba olmasına izin vermeyin!
Dünya malı dünyada kalır.
Götürse Sultan Süleyman götürürdü öbür dünyaya!
Vehbi Koç, Sakıp Sabancı götürürdü.
Bir kaç yıldır Dinar Eğitim Gönüllüleri Derneğinin çalışmalarını yakından izliyorum.
35 kişilik yönetim üyesi kadrosuyla yüzlerce öğrenciye katkıda bulunmak için olağanüstü gayret gösteriyorlar. Hayranlıkla onları izliyorum.
İş adamları ile olan bağlantıları ve onların cömert yardımları sayesinde üniversitede okuyan tüm gençlere gereken maddi desteği yapıyorlar.
İzmir’den, İstanbul ‘dan, yabancı ülkelerden, Dinar’dan muhteşem destekler geliyor.
Hepsini ayakta alkışlıyorum.
Bu özverili çalışmaları ve yardımları ile eminim ki yürekleri bu dünyadayken cennetin güzelliklerini yaşıyordur.
Var olun güzel insanlar var olun!
Sizlerin bu desteklerinizi gördükçe benim yüreğim , sanki o destekler bana yapılıyormuş gibi bayram ediyor.
Çünkü o yılların zorluklarını ben çok iyi biliyorum.
Haydi! Mutlu olma sırası sizlerin cömert yüreklerinizde!
04.10.2025
Tülay Sarıcabağlı Şimşek
5.0
100% (9)