Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Deniz🌿
Deniz🌿

ENGİN

Yorum

ENGİN

( 2 kişi )

1

Yorum

11

Beğeni

5,0

Puan

213

Okunma

ENGİN

ENGİN

                     
         Gecenin üçünde çalan kapı ziline korku ve tedirginlik içine uyandı Feraye. Engin’in aldığı bu evden taşınmak için eşyaları kolileri hazırlamaya başlamış, ama yoğun iş temposundan ve dağılmış psikolojisi yüzünden ev aramaya fırsat bulamamıştı.

         Kapı merceğinden telaşla baktığında gelenin Engin olduğunu görüp şaşırdı. 2 aydır hiç görüşmemişlerdi. Ne yapacağını bilememenin telaşıyla aklına ilk geleni yaptı; aynanın önünde makyaj yapıp saçlarını düzelterek onu fazladan bekletmek...Bakalım ne kadar kararlıydı. Kapı aralıksız çalmaya devam ediyordu. Feraye abartmaya karar verdi ve gidip dekolte geceliğini giydi. Şeytan azapta gerekti.

Zil aralıksız çalmaya devam ettiğinde , Engin’in sarhoş olabileceğini düşündü. Konu komşuya rezil olmamak için kapıya koştu.
Evet, Engin zil zurna sarhoştu ve ne Feraye’nin triplerini ne de giydiklerini fark edecek durumdaydı. Dağılmıştı, yorulmuştu, dışarda yağmakta olan yağmurda ıslanmış , yaşadığı ayrılıkla uslanmıştı...

Feraye, sendeleyen Engin’i tutmaya çalışarak:

- Engin bu ne hâl ?  Nasıl toplayacağım seni şimdi...dedi.

Feraye’nin karşılaştığı tablo, kurguladığı konsepte uymayınca ,doğaçlama devam etmeye karar verdi hayata...Öylesine , ne sunacaksa hayat , akışa uyacaktı. Genelde bizim tahminlerimize uymazdı zaten yaşanacaklar.
Engin’i güçlükle yatağa taşıdı. Gevelediği sözcüklerden hiçbir şey anlaşılmıyordu, sonunda sızıp kaldı Engin.

     Feraye yatağın kıyısına ilişti. Rüya aleminde gezinen Engin’in ak düşmüş saçlarında şefkatle gezindi elleri. Uyanık olsa, onun asla hak etmediği sevgiyi döktü yüreğinden bakışlarına...Bütün olan bitene rağmen nasıl da aynı kalıyordu aşkın stabil ritmi...Kendi öyküsünü yazarken kimseye danışmıyordu. Hayret etti ve kızdı kendine.
Sonra yandaki koltuğa oturup Engin’i seyretti hüzün ve özlemle...Uyurken nasıl da masumdu yüzü. Son gördüğü hoyrat haliyle bu halini bağdaştıramadı. Düşüncelere daldı istemsizce ...
Uyurken gittiğimiz alemde başka biri mi oluyorduk? Bedenimizi bu düşük seviye fizik dünyada bırakıp yuvaya mı dönüyordu ruhumuz ?
Bu düşüncelerin indirdiği merdivenlerden rüya alemine daldı Feraye...Engin’in rüyasına karışabilmek umuduyla...Ama kimse bir başkasının rüyasına dahil olamazdı. Ayrılık bedenler dünyasında değildi sadece, zihinlerimiz de düalitede kayboluyordu. Ruhun tekliğinde birleşmeden vuslat muhaldi...

        Sabah koltukta uyandığında tutulmuştu her yanı Feraye’nin. Mahmur gözlerle kalkıp mutfağa yöneldi. Ayılmak için kahve koydu makinanın cezvesine. Bu sefer Türk kahvesi olsun dedi , şöyle buğusu duman duman etrafa yayılan...
Dalgın dalgın kahveyi karıştırırken belinde hissetti Engin’in sarılmş kollarını. Duraksadı, ansızın gözlerine hücum eden yaşlara mı , yoksa Engin’in yüzsüzlüğüne mi kızacağını bilemedi.
Engin’in ellerini hızla çözüp savurdu. Dönüp ellerini açarak:

-Kaldığımız yerden devam diyosun yani, canın istediği zaman gelip gittiğin aynı yerde Feraye hazır ve nazır bekler nasılsa değil mi?

  Hiçbir şey olmamış gibi gittin, hiçbir şey olmamış gibi geldin! Hafızanı tazeleyeyim Engin : Bit -ti!
Anlıyo musun? Bit-ti!

Engin :
  -Öyle bitti deyince...bitiyo mu ki Feraye...
Her yıl birkaç kere bitiyo zaten .Ama sen de biliyorsun ki ,buna biz karar veremeyiz.

O sırada cezvede kaynamakta olan kahve taşınca ,Feraye aniden arkasına dönüp ;
- shit! dedi, son izlediği film repliğini tekrarlayarak. Ortalığı temizlemekle uğraşacak durumda olmadığından ona hınzır bir gülümsemeyle bakan Engin’e kaldığı yerden saydırmaya devam etti:

-Söyle o zaman, ben senin için neyim Engin? Sevgili, metres ya da karının avaz avaz bütün hastaneye ilan ettiği gibi adi bir sürtük?

     Engin gözlerini Feraye’nin bakamadığı yüzünden yere indirdi yavaşça. Konuşamadı, anlatamadı çaresizliğini, ikilemlerini...Vurdumduymazlığa vurduğu kederlerini...Feraye gibi ağlayıp sızlansa rahatlayacaktı, olmadı.

Feraye onun suskunluğunu umursamazlık sandı, daha da kırıldı :

   -Merak ediyorum Engin, onun benden nesi fazla ?
Hayır, kızmayacağım sadece merak. Bende ne yok?
Neden beni soyadına layık görmüyorsun? Neden hep stepneyim?

Engin iki kadının sorduğu aynı soru arasında sıkışıp kalmanın bunaltısıyla yerinden kalktı. Gergin bir yüzle pencereyi açtı, hiç komuşmadı.

Feraye:
-Her zamanki gibi susuyorsun, sıfır iletişim.. dedi ellerini beline koyarak.

Engin dayanamadı:

-Arkadaş , kadınların replikleri matbuu mu dağıtılıyo anlamadım ki! O da kıymetli, sen de öylesin. Kimseyi aşağıladığım yok, lanet narsistin teki miyim ben?

Feraye, daha da sinirlendi:
-Öyle miii, ikimizi de seviyosun madem, o zaman benim de başka sevgili yapmam sorun olmaz sanırım! O geniş sevme kapasitenle anlayış gösterirsin artık!

Engin çıldırdı:
-Aynı şey mi Feraye!

-En kısa zamanda yaşattığını yaşayacaksın! O zaman belki anlarsın beni...Sevdiğini başkasıyla paylaşmanın tadını çıkarırken, aynı şey miymiş , anlarsın canım!

Engin’in içine düşen köz ,öfke olarak dışarı çıktı:
- Sen benim harem kurmaya çalıştığımı mı sanıyosun Feraye? Sanki işim gücüm yok, hayat bana her şeyi sunmuş, huzurum keyfim yerinde, ben de bunu nasıl bozarım diye uğraşıyorum öyle mi?
Bu nasıl bi mantık ya? Eve gidiyorum dırdır trip, buraya geldim kapris , sitem...

Feraye bıkmış ve yenilmiş tonda;
-Yine sen haklısın tabii, lanet olsun seni tanıdığım güne Engin! Dilerim , Allah bir gün gözümün önünde belanı verir!

-Allah benim belamı vermiş çoktan...dedi Engin ve kapıyı çarpıp çıkmak üzereyken Feraye’nin o külçe gibi kafasına inen cümlesiyle dondu kaldı yerinde:

-Kaç bakalım, nereye kadar gidebileceksin Engin Bey... Sana harika haberlerim var.

Kıskandırarak Engin’i döndüremeyeceğini anlayınca son vuruşu yaptı Feraye :

-Sürpriz, baba oluyorsun! Ama bu sefer onu kaybetmeyeceğim ,ne pahasına olursa olsun!

-İşte bu yüzden Feraye, bu yüzden senin hayatında başkası olamaz!

dedi Engin. Şaşkındı ama ilk seferki kabalığı yoktu tavırlarında. Bu sefer kızmadı ,bencillik etmek istemedi. Çocuk istemiyordu ama onun da bu duyguyu yaşamaya hakkı olduğunu istemese de kabullendi o kısacık şok anında. Yaşadığı ayrılık döneminin verdiği ders de bu kabullenişte etkili olmuştu. Bir şey ısrarla tekrar ediyorsa, var olmasına izin vermek gerekiyordu.

Yine de bu durumlarda bütün erkeklerin kullandığı o reflex cümle çıkıverdi ağzından:

- Feraye bu nedir ya, sen cahil bi kadın mısın ki , ceketimi atsam hamile kalıyosun?

Feraye , bu cümlenin ciddi mi şaka mı olduğunu anlamak için dikkatle Engin’e baktı, ciddiydi.
Teatral bir üslupla ifade etti kırgınlığını;

-Tanrı aşkına dostum,  sanki ailenden çaldığın rastgele zamanlarının kaçamağı değilmişim gibi planlama bekliyorsun benden! Ama anladım ben seni, peki...
Bu çocuğun yüzünü bile göremeyeceksin,  zaten buna ihtiyaç da duymuyosun!

Feraye, ağlamaya başladı ve Engin’e kapıyı gösterdi:

-Şimdi def ol git burdan Engin! Daha fazla alçalmana gerek yok. Kaldırdığı elini Engin evden çıkana kadar indirmedi.

Engin , yüzlerce duygunun çarpıştığı kalbinin ağırlığını taşıyamadı. Bir süre olduğu yerde çivilenmiş gibi kararsız kaldı. Sonra ani bir hareketle:

-Allah kahretsin böyle...
dedi ve tamamlayamadan kapıyı çarpıp çıktı.

Arabanın kapısını hiddetle açtı. Trafik özgürce küfredebileceği serbest bölgeydi. Önünde sol şeritte ağır ağır seyreden araca okkalı bir küfür savurdu, içi rahatladı, mutlu oldu. Küfretmek şiir gibi bir şeydi o an sanki...Feraye’nin karşısında boşaltamadığı öfkesini direksiyona vurarak, korna çalıp saydırarak dışa vurdu.

Savaş burda bitse sakinleşecekti , oysa bir cepheden öbür cepheye koşturup duruyordu. Gideceği ev de onun için huzur yuvası değil, sorgulandığı , kapris dinlediği , bunaltıldığı bir hücreydi. Kafasında bin bir çıkmaz ve soruyla gaza bastı ve...
Derya’nın çapraz sorgusuna maruz kalmak üzere yola koyuldu Engin.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Engin Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Engin yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ENGİN yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Tamer Umut
Tamer Umut, @ervh-ifirkat
2.10.2025 16:37:33
5 puan verdi
çok güzel bir yazı okudum ve sanki bu sevda daha çok su kaldırır gibi geldi, devamı gelecek gibi yani. "aşkın stabil hali" sözüne bayıldım ve bağışlıyın azıcık da güldüm "Arkadaş , kadınların replikleri matbuu mu dağıtılıyo" sözlerinize. güne seçilecek kadar güzel bir yazı olmuş, keşke diye geçti içimden ama baktım seçilmemiş. olsun.
çok çok tebrik ediyorum. saygılarımla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL