0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
194
Okunma
LİBİDO
Mekanı cennet olsun. Bir zamanlar yaşadığı dönemin Nasreddin Hocası olarak bilinen, aynı zamanda hazır cevap ve hiciv ustası olan, Alirıza Ballı diye bir Tahsildar vardı. Bu saygın kişi, daha sonra, Karakoyunlu beldesinin Belediye başkanı olacaktı.
Alirıza Ballı İlkokul mezunu olmasna ragmen, dönemin en kültürlü en donanımlı ve en birikimli insanlarından biriydi. Ne mutlu bana ki, ben bu nezih kişiliği tanıyor olmanın kıvancını yaşıyorum.
Bu şahsiyetli kişinin büyük kızı canan hanım sınıf arkadaşım ve büyük oğlu Ercan beyin ise samimi ve candan dostluğu için yad ederek kendisine şükranlarımı bildiriyorum.
Babaları merhum tahsildar Alirıza Ballı amcamız, Almanya’dan izine gelmiş olan biriyle yaptığı hicivsel bir diyaloğu anlatacağım.
Yer; Karakoyunlu ilçesi.
Mekan; Muhsin amcanın kahvesinin önü.
Temmuz ayları sonu. Akşam saatleri.
Tarlasından, bağından bahçesinden dönenler yemeğini yedikten sonra, iki çift lafım belini kırıp, hoşça vakit geçirmek için, Muhsin amcanın kahvesinin önündeki bahçede oturmuş bir taraftan çaylarını yudumluyor, bir taraftan da hoş sataşmalarla sohbet ediyorlar.
Ben de, ayakkabılarımı çıkarmış, hemen kahvenin önünden geçen kanalda ayaklarımı suya sokmuş belde halkının sohbetini dinliyorum.
Bir müddet sonra, Alirıza amca yorgun bir şekilde terini silerek kahvenin önüne geldiğini gördüm. Garson olan Muhsin amcanın oğlundan bir sandalye, bir de çay getirmesini isteyerek kahvehanede olan insanlardan uzak bir mesafeye, kanala yakın bir yere oturdu.
Bana dönerek; "içer misin sana da bir çay söyleyeyim." dedi.
Ben de kendisine teşekkür ederek hayır demiştim ki, başında sekiz köşe kasketiyle, Almanya’dan izine gelen "Ş." göründü.
"Ş"; uzaktan kahve önünde oturanlara selam verdikten sonra, Alirıza amcanın yanına geldi, elini uzattı merhaba diyerek tokalaştı. Alirıza amca, garsondan bir çay ve bir sandalya daha getirmesini istedi.
Alirıza amca ve Almanya’dan izine gelmiş olan "Ş", koyu bir sohbete başladılar.
Yapılan sohbet, nihayet "Ş’nin" Almanyada neler yaptığı, Almanya’nın nasıl bir yer olduğu, nasıl yaşadığı konusuna gelmişti.
Hoş geçen sohbetin bir yerinde Alirıza amca bombayı patlattı;
-Alirıza amca; "Ş" uzun süredir Almanyadasın, yemeni içmeni, giyim kuşamını, temizliğini yapabileceğini biliyorum. Ama merak ettiğim; Arzuların kabarıp da, bir kadına gereksinim duyduğunda ne yapıyorsun? diye sordu.
-"Ş"; Ne yapacağım Alirıza, alt tarafı 5 mark verip, seksshoplarda ihtiyacımı gideriyorum.
-Alirıza amca; 5 mark kaç tl. yapıyor?
-"Ş"; 14,30 TL.
-Alirıza amca; anladım. Peki buna değer mi?
-"Ş" nasıl yani, neden değmesin?
-Alirıza amca; şunun için değer mi diye sordum. Çünkü o paradan fazlasını, senin yokluğunda, ben senin karına veriyorum. Bu yüzden sen karda değilsin ki.
-"Ş"de küfrün bini bir para.
Sohbeti duyan kahve sakinlerinde ise bir kahkaha tufanı koptu!
Şimdi bu öyküyü neden anlattım? diye sorabilirsiniz.
Sebebi şu; Yalova Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Doç. Dr. Ebubekir Sifil; "bir erkeğin farklı illerde evi ve eşi olabileceğini, bu durumun ‘meşru’ olduğunu öne sürdü."
Benden söylemesi; sayın Sifil, arzuları olan, libidosu yükselen sadece siz erkekler değilsiniz. Kadınların da libidosu yükselir. Ki hem de cehennem ateşi gibi olur bilesiniz! Hem bekaret kemeri bağlayacak değiller ya(!)
Efkan ÖTGÜN
5.0
100% (1)