1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
157
Okunma

Sessizliğin değerini kaybettiğimiz bir çağda yaşıyorum. Etrafımda herkesin daha yüksek sesle konuştuğu, daha büyük jestler yaptığı, daha abartılı tepkiler verdiği bir dünyada. Sanki incelik bir zafiyet, alçak gönüllülük bir eksiklik gibi algılanıyor.
Bu sabah otobüste gözlemlediğim sahne düşündürücüydü. Telefonda konuşan bir adam, sanki meydanda nutuk atıyormuş gibi bağırıyor, herkesin dikkatini çekmeye çalışıyordu. Yanında sessizce kitap okuyan yaşlı kadına kimse bakmıyordu. Gürültü dikkat çekiyor, sessizlik görmezden geliniyor.
Modern iletişimde de aynı durum geçerli. Sosyal medyada en çok paylaşılan içerikler, en aşırı olanlar. Ölçülü düşünceler kaybolup gidiyor algoritmaların gürültüsünde. Herkes daha büyük görünmek, daha önemli hissettirebilmek için abartıya kaçıyor.
Bu durumun köklerini araştırdığımda, kaygı ve güvensizlik buluyorum. İnsanlar fark edilmezse yok olacakmış gibi hissediyor. Sessiz kalmak, güçsüzlük olarak yorumlanıyor. Ama gerçek güç belki de bu gürültüde bile sakinliğini koruyabilmekte saklı.
Düşünüyorum da, eski nesillerin o ağırbaşlı tavrı neredeydi? O "az konuş, çok dinle" felsefesi hangi dönemde kayboldu? Belki teknolojinin getirdiği anlık iletişim zorunluluğu, belki küresel rekabet ortamı, belki de bireyselleşmenin yarattığı yalnızlık korkusu.
İncelik, sadece davranış meselesi değil. Düşünce tarzı, hayata bakış açısı. İnce düşünen insan, karmaşıklığı kabul eder. Her şeyin beyaz ya da siyah olmadığını bilir. Gri tonları fark eder. Ama günümüzde gri tonlar satmıyor, dikkat çekmiyor.
Kendime soruyorum: Ben de bu gürültüye katkıda bulunuyor muyum? Bazen evet. Bazen sessiz kalmanın yerine, o anda tepki verme ihtiyacı hissediyorum. Sanki hemen yanıt vermezse, fikrimin önemini kaybedecekmiş gibi geliyor.
Çözüm ne olabilir? Belki bireysel bir başkaldırı. Gürültüye gürültüyle karşılık vermemek. İnceliği korumak için bilinçli çaba göstermek. Az konuşup çok dinlemeyi yeniden öğrenmek.
Sessizliğin güçlü olduğu bir dünya hayal ediyorum. Düşüncelerin olgunlaştırılıp paylaşıldığı, tepkilerin ölçülü verildiği, inceliğin değerli görüldüğü bir toplum. Bu sadece nostalji değil, geleceğe dair umut.
Turgay Kurtuluş
5.0
100% (1)