Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Zeynep Perçin
Zeynep Perçin
VİP ÜYE

ZEYTİN ÇEKİRDEĞİ

Yorum

ZEYTİN ÇEKİRDEĞİ

4

Yorum

9

Beğeni

0,0

Puan

264

Okunma

ZEYTİN ÇEKİRDEĞİ


Kimse inanmayacak ama şimdi beraber hayal kuracağız.
Hayır, hayır! “Gözlerini kapat, derin birkaç nefes al ve yavaşça ver.” demeyeceğim. “Ormanlar, kırlar hayal et.” de demeyeceğim.
Nerede istiyorsan, orada ol.
Ne istiyorsan, onu düşün.
İster gevşe, istersen sık kaslarını; bu senin sorunun.

Çocukken hayal kurmak için dakikaları sayardım.
Babam “yat” komutu versin, yün yataklar serilsin, tüm ışıklar sönsün ve dünyada sessizlik kol gezsin diye dakikalar sayardım.

Nihayet haberler biter, “yat” komutu gökten vahiy gibi iner, anam, ağırlığını tartan döşeklerle kapıdan içeri girerdi.

Babamın döşeği, babamın yorganı, ah, babamın yastığı!.. Kendisi gibi ağırdı.

Benimse iki kaşıklık bedenime, ancak bir köşe minderi yaraşırdı; sobanın arkasında, gece boyu boğulmamak için tekmelediğim o kalınca yorganla…

Babam, yorganını illa ki kafasına geçirirdi; öncesinde kafatasını saran beresinden sonra, boynunun çıplaklığını örtsün diye anamın yazmasını kullanırdı.

Işıklar sönünce, gece oyunlarım başlardı.

Sırtüstü yattığım yatağımda, dizlerimi karnıma çeker, sığınağımı kurardım. Konsantre olmak, yakalanma korkusundan olsa gerek, biraz uzun sürerdi ama başarırdım.

Her şeyin, özellikle zeytinin yasak olduğu bir ülke düşler, sonra aynı ülkede bir zeytin çekirdeği olurdum.

Bir tepeden tepe taklak yuvarlanırdım. Yuvarlanırken kayalara, taşlara çarpar, her biriyle arkadaşlık kurardım.

Rüzgârla kesişince yolum, uzun uzun sohbet eder, onu da peşime katardım.
Karıncalar, kaplumbağalar ve tavşanlarla yol üstü oyunlar oynardım.

Tepenin eteklerine vardığımda ise yanımda taşlar, kayalar, toprak ve bilumum mahlûkat olurdu.
Hemen oracıkta bir çatı inşa ederdik.
Çatı… en eski, en yıkıntı duvarlar, kapılar, pencereler, bizimki olurdu.

Yel vursa, devrilip kum olacakmış gibi olsa da, neşe dolu olurdu.

Ben o çatının altında sadece gülerdim; gülümsemek değil, gülerdim! Kahkahayla, ağız dolusu, ciğer dolusu…

Ne hikmetse yorulmak söz konusu olmazdı.

(Öte taraftan kalbim, koşturmanın, mutluluğun heyecanıyla güm güm! Tam da o anda biri öksürürdü. “Yapma, yapma, şimdi değil!”)

Bitmeyen, sıkmayan oyunlardan sonra bitmeyen, tükenmeyen sofralar kurulurdu. Saçlarımda eller, eller, minik minik eller…

Sonra, sonra, sonra… karanlık. Uzundan uzun, kısadan kısa bir zaman. Uyudum mu, uyandım mı bilemediğim öyle kayıp, öyle huzursuz bir zaman

Gözümü açtığımda babam elini yüzünü yıkarken, anam bir tabakta iki zeytini buluşturma çabasında olurdu.

Babamın yastığının ağırlığında ezile ezile yüklüğün yolunu bulurdum gözümün çapağıyla.

Yer sofrasına kurulurduk bilmem kaç kardeş. Üç zeytini ona bölerken, insanın ilkin kendisini kandırmanın temellerini atardık en sağlamından.

Hayal bitti!

Şimdi, kilolarca zeytin, yoğurt ve tanelerce yumurtanın doldurduğu buzdolabında, tepelerden yuvarlanan o zeytin çekirdeğinin boşluğu incitiyor beni hayal yerimden.

“Esir mi düştüm?” diye sorgulayarak uyandım bu sabah. Oysa çocukken, esir olan bedenime rağmen ne özgür hayaller kurardım, ne neşeli…

Esir düşmedik, esir düşmedik de, cesaretini yitirdi çocuk yanım.

Yokluk içindeki o bolluğu ne yapsam da bulamam artık.
Güzel oldu mu dersiniz?
Elbette oldu.
Peki, ne oldu?
Zeytin çekirdeği toprağa gömüldü. Kök saldı. Filizlendi. Dalları, yaprakları oldu. Meyve verdi, meyve!
Çoğaldı.

Şimdi, başkalarının hayallerine birer zeytin çekirdeği hediye ediyor her gece.


Zeynep Perçin

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Zeytin Çekirdeği Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Zeytin Çekirdeği yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ZEYTİN ÇEKİRDEĞİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Sabitlendi
Tüya
Tüya, @tuya
25.8.2025 14:33:48
Seviyorum kaleminin samimiyetini. Ruhunu, yalınlığını, dopralığını seviyorum. Hem acıyı taşlayan yanını, hem de ırmak gibi akan sevgini esirgemeden sarılışına dünlerin; çocukluğunu yarım bırakan kepazeliklere, vurdum duymazlığa, cehalete, hayal gücüne, direnişine ve kaleme aşkla sarılışına hayranım, sevgil Zeynep yazarım, şairim.

Sen hep var olasın, böyle şiirsel nakışlayasın tarihin ve yaşamın karanlık yanlarını, umudun kanatlarını...

Teriklerim ve sevgimle.
Ebuzer Ozkan
Ebuzer Ozkan, @ebuzerozkan
26.8.2025 14:01:29
Bu güzel yazıyı yazan yüreği tebrik ederim. Beğenerek okudum, yazan yüreğinize sağlık, daha nice güzel eserler yazmanız dileğiyle, hoşçakalın.
Creative
Creative, @creative1
25.8.2025 22:13:20
o gelecek günlerin umudu, bugünün avuntusu , yahut ağıtı masanın başında hepimize yeter gibi şiir olmuş .

(belki sadece kendimize..)

kutlarım .
M.Y.
M.Y., @m-y
25.8.2025 18:12:07
Yer yatağı, yer sofrası benim de çocukluğum. Annem, peygamberimiz bir zeytini üç lokmada yermiş, siz de öyle yiyin derdi, yokluktan.
Babam uyumadan önce güzel hayaller kurun diye tembih ederdi. Çocukluk işte ne görmüştük de neyi hayal edecektik.
Yazınızın bendeki yansımaları.
Saygıyla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL