0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
203
Okunma

Sevgili annem 2004 yılında toprağın karla kaplı olduğu bir kış mevsiminde vefat etti. Annesiz kalmak beni çok etkilemişti. Rüyalarımda hep O’nu görüyordum. Yıllarca devam etti annemli rüyalarım.
2011 yılının rüzgarlı, serin bir ilkbahar gününde işyerimdeki odamdan gökyüzündeki gri bulutlara bakarken dudaklarımdan şu dizeler döküldü:
“Hava kurşuni
Hafif bir yağmur
Ilık bir yel, sessiz
Ben sensiz”
Annem için yazdığım ilk şiirimin dizeleriydi bunlar. Böylelikle şiir yolculuğuma başlamış oldum. Anneme başka şiirler, başka öyküler ve denemeler de yazdım. Ama hiçbiri ilk şiirim kadar duygulandırmadı beni.
Ne yazık ki annene ulaşmadı bu iç döküntülerim. Öbür dünyada (inşallah cennette) karşısına geçip: “Anneciğim sana yazdığım şiirlerimi okumak istiyorum, beni dinler misin?” demeği ne çok istiyorum bir bilseniz. Annemin de o anda benim gibi gözlerinin nemleneceğini , dudaklarının titreyeceğini tahmin edebiliyorum.
Bir yerde okumuştum. Cennette insanlar hep otuz üç yaşında olacakmış. Anne seninle aynı yaşta olmak çok ne garip bir duygu.Hem annem hem arkadaşım,hem dostum olmak ne güzel bir şey. O günü dört gözle bekliyorum. Bekle beni anne.