3
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
393
Okunma

Uzak ormanların birinde, kükremesiyle ağaçların yapraklarını titreten, gözleriyle tavşanları bayıltan bir aslan yaşarmış. Bu aslan, ormanın kralı olmakla övünür, kimseye pabuç bırakmaz, her şeyi ben bilirim havasında gezer dururmuş.
Günlerden bir gün, karnı öyle guruldamış ki, gök gürültüsü bile onun sesine saygı duruşunda durmuş. “Bugün ziyafet günü,” demiş kendi kendine. Ormanın derinliklerinde yiyecek ararken, geniş bir çayırlıkta başı dik, yelesi parlak, nalları ışıldayan bir at görmüş. Sakin sakin otlayan bu atı görünce, ağzından bir damla salya süzülmüş.
Aslan sırtını gerip, kükremiş:
— Ey at! Günün şanssızı sensin. Ben aslanların kralıyım. Bugün seni yemeye geldim!
At, otlamayı bırakıp başını kaldırmış. Hiç telaşlanmadan, gözlerini kısmış ve demiş ki:
— Madem öyle aslan kardeş, kabul. Ama senden sadece bir son dileğim var.
Aslan şaşırmış ama kibirli gülüşünü takınmış:
— Elbette, bir koşu isteğini yerine getiririm. Nasıl olsa kaçamazsın. Nedir son dileğin?
At gözlerini yere indirip mahzun bir sesle demiş ki:
— Ben okuma yazma bilmem aslan kardeş. Ayağımın altındaki nalda bir şey yazıyor. Meraktan çatlıyorum. Ne yazdığını öğrenip öyle ölmek isterim. Okuyabilir misin?
Aslan gururla göğsünü kabartmış:
— O da laf mı! Ben okuma yazma bilirim! Koca ormanda alfabe bilen tek yırtıcıyım. Hadi göster bakalım şu ayağı.
At hafifçe arka ayağını kaldırmış, eğilmiş gibi yapmış. Aslan da hemen nalın altındaki yazıyı okumak için başını uzatmış. Tam alnını yaklaştırmıştı ki…
ÇAT!
At arka ayağıyla öyle bir tekme savurmuş ki, aslanın gözleri yıldızlara karışmış. “Ay mı geçti, nal mı çarptı?” diye mırıldanırken, kendini çimenlerin üstünde, burnunu koklarken bulmuş.
At, o anda yıldırım gibi ormanın içlerine dalmış, ardında sadece kahkahasını bırakmış.
Aslan başını zar zor kaldırmış, burnunu tutarak homurdanmış:
— Buldun bir at, yemede yanında yat… Okuyup da katip mi olacaksın be aslan?!
Ve o gün bugündür, ormandaki hayvanlar arasında şöyle bir deyim dolanırmış:
“Her nalın altını merak etme, bazısı seni tersten okutur!”
“Ben seni yerim” dedi heybetlice,
At dedi: İlk önce oku şu nalı.
Bir baş eğildi ki kibirle nice,
Tekmeyle düştü ormanlar kralı
Buldun bir at yemede yanında yat,
sana inat
Okuyunca mı olacaktın rahat,
Güneşin Kızı
5.0
100% (3)