1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
257
Okunma
Yitik Sevdamızı Bulun Artık...
Bir zamanlar göğsümüzde çarpan bir sevdamız vardı.
Sözcüklere sığmazdı; suskunlukla konuşurduk birbirimizle.
Göz göze geldiğimizde dünya bir anlığına durur, kalbimiz usulca birbirine yaslanırdı.
Ne çok inanmıştık geleceğe...
Ne çok hayallerimiz vardı ufkunuzda.
Ama sonra ne olduysa, o sevda bir çığ gibi yutuldu zamanın gürültüsünde.
Kim kaybetti sevdamızı ve bizi?
Hangi söz kırdı da geri dönülmedi?
Hangi yanlış, hangi suskunluk, hangi aceleyle vazgeçtik birbirimizden?
Bir fotoğrafın kenarında kalan tozlu tebessümlerden mi ibaret kaldı şimdi o eski günler?
Oysa biz bir yemin gibiydik.
Kaderin parantezinde yazılmış, silinmeyecek bir dua gibi...
Şimdi ne kaldı geriye?
Birbirimizin gözlerinde sönen bir ışık, bir daha yanmayacak kadar kırık bir "belki", bir daha sarılamayacak iki yürek mi?
Her geçen gün biraz daha kayboluyoruz bu hayatın cenderesinde.
Sadece birbirimizi değil; bize ait ne varsa her şeyiyle..
Hatıraları, söylenmemiş cümleleri, saklı gözyaşlarını, kavuşmayı umut eden geceleri...
Ve biz sustukça, birileri eksiliyor sanki içimizde.
Yitik bir sevdaya sahip çıkamayan bir dünya oluyoruz her birimiz.
Yalnızlıkla baş etmeye çalıştık, olmadı.
Unutmaya yeltendik, beceremedik.
Sustuk, belki zaman onarır dedik… ama zaman sadece geçmeyi bildi, iyileştirmeyi değil.
O yüzden buradan, tüm suskunlara, tüm yorgunlara, tüm yarım kalanlara sesleniyorum:
Yitik sevdamızı bulun artık...
Bir mektubun satır aralarında mı kaldı?
Bir şarkının yarım kalan nakaratında mı?
Bir çayın buğusunda mı, yoksa eski bir defterin arasında kurumuş bir gülde mi?
Nerede düşürdüysek biz o sevgiyi, nerede unuttuysak, kim aldıysa götürdüyse… Onu arayıp bulalım.
Çünkü biz, sevdamızla birlikte insanlığımızı da kaybettik.
Sevmeden yaşayanlar çoğaldı, ama hiçbiri gerçekten yaşamadı.
Ve belki de o yitik sevda, yeniden bizi insan kılacak olan tek şeydi...
... andelib...
5.0
100% (6)