0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
210
Okunma

Bir yüzbaşıya yüz askeri verin çok kolaylıkla idare eder.
Bir yüzbaşıyı yüz askerin emrine verin. Bakın ortalık nasıl da karışıyor.
Önce oradan yüzbaşının cenazesi çıkar, sonra büyük bir karmaşa.
Bir toplumu bir kişinin idare etmesi kadar kolay bir şey yok.
Siz hiç bir köyde iki muhtar, bir şehirde iki vali, bir ülkede iki başkan gördünüz mü?
Görmediniz.
Çünkü idare ve iktidar iki kişiyi kaldırmaz, dar gelir.
Olursa ayrılıklar, fitneler, karışıklıklar, zulümler ve bölünüp parçalanmalar olur.
Ağzının suyunu akırmakta olan düşmanlara kaymaklı bir yem olur.
Güneşimiz bir, ayımız bir, dünyamız bir, havamız, suyumuz bir.
Bunca birliklere, gözümüzün önünde duran güzel örnekler olmasına rağmen insanlar ayrılık gayrılık peşindeler.
İnsanın her bir organının bir ağası olsa, ayrı ayrı merkezlerden idare edilse, bakın görün o insanın halini.
Her şey bire işaret ederken, bütün düzenin ve saadetin yönü birliğe bakarken insan neden gölgelerle boğuşur da gölgenin sahibini aramaz?
Kendisini sebeplerin kargaşasına atar da sebeplerin sahibini aramaz?
İlla ben, illa ben der.
Benlik bir anahtar külçesi. Doğruya kullanırsa, kanattaki bütün sırları çözebilecek kabiliyette.
Benliğinin peşine takılıp giderse, değil kainat bir zerrede boğulur.
Streselerin, bunalımların, sapkın eğilimlerin kurbanı olur.
Onu o düştüğü durumlardan kurtaracak tavsiyelere de kapalıdır. Ben her şeyi biliyorum der.
Ütelik akıl vermeye kalkışır.
Dinlemeyi bilmez. Karşısındakini konuşturmaz. Çünkü kendi bildiğinden başkasını kabullenemeyecek kadar inatçıdır.
Üstelik haklı çıkmak için beni anlamıyorsunuz diye haykırır. Benim yaşadıklarımı bir bilseniz sizin durumunuz daha berbat olurdu diyerek sıyrılmaya çalışır.
Ah bir dinlese sıkıntısı kalmayacak.
İnsan da çözülmesi gereken bir muammalar külçesi.
İnsanlık bunca asır yaşamış. İnsanın nice sırlarını çözen bilge insanlar gelip geçmiş. Bunların öğütleri insanı toparlayacak kadar da geniş.
Kendini yüzbaşı bil ve idareyi eline al. Yüz asker gibi kendini yüz problemin kucağına bırakma. Heba olursun.
İnsanı yaratan Allah’tır. Sırları verecek olan da Allah’tır.
Eğer insan toparlanmak istiyorsa, önce Allah’ın kelamına bakacak, sonra Peygamber (asm) sözlerini dinleyecek, sonra da Allah dostlarının uygulama ve nasihatlerine bakacak. Bunlardan muhakkak fayda görür.
Bunlar tarihseldir, eskilerin efsaneleridir diyerek toptan silip atarsa kendi ayağına kurşun sıkmış olur. Kurtuluş reçetesini yırtıp atmış olur.
Her şeyde Allah’ın kudretini, ilmini, ikram ediciliğini, şefkat ve merhametini görmek ve O’na minnettarlığını bildirmek kadar güzel bir şey yok.
İnsanlar bile kendi aralarında bir iyilik yapıldığında teşekkürü beklerken Allah niye beklemesin?
İnsanın tek yaratılış nedeni şükürdür. Bunca verilen nimetlere, ihsanlara teşekkür etmektir.
Yapan bilir, bilen konuşur kaidesince, Allah insanın dağıtacağını, çoklukta boğulacağını bildiği için, toparlanması için günde beş defa huzuruna çağırıyor.
Huzuruna durup bütün dertlerini dökmek, Allah’a teşekkürlerini bildirmek, bütün dünyanın kargaşasından sıyrılıp, zihinde dolaşan yüz tilkinin işkencesinden kurtulup, Allah ile kalple konuşmak insanı mutmain edecektir.
Ve...
Varlıkların dilenciliğinden kurtulup, isteklerini karşılayabilecek Tek Kudrete sığınmak, insanın aklına, zihnine, kalbine, ruhuna ve duygularına en iyi ilaç olacaktır.
Bu güne kadar iltica edenler hiç zararlı çıkmadı.
Siz de zararlı çıkmazsınız vesselam.