7
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
463
Okunma


Meral gecenin bir yarısı ter içinde uyandı, oğlunun çaresiz sesinin tekrarlayan rüyasıyla rahatsız oldu:
"ANNE, YERALTINDAYIM. YAŞIYORUM - YARDIM ET."
Ertesi sabah askeri ofise gitti, cevaplar almaya kararlıydı. "Oğlumun kaybolmasıyla ilgili her ayrıntıyı istiyorum," diye talep etti. Memur tereddüt etti, ancak Meral onun sözünü kesti.
"Anlamıyorsun. Anlasaydın, bana her şeyi anlatırdın. Benim oğlum yaşıyor ve yardıma ihtiyacı var."
Bir duraklamadan sonra, memur isteksizce ona Akın görev yaptığı birliğin komutanı olan Yüzbaşı adını verdi.
Yolculuk uzun sürdü, ancak Meral devam etti. Yüzbaşı onu istasyonda karşıladı ve bir kafede oturdular.
- "Akının tankı bir pusuda vuruldu," diye açıkladı yüzbaşı. "Bir vadiye devrildi ve alev aldı. Kurtulan bulamadık."
-Meral “Onu teşhis edebildiniz mi?" diye sordu… Bardağını sıkıca kavramıştı.
-Yüzbaşı bakışlarını kaçırdı. "Hayır. Yangın çok yoğundu."
-"Rüyamda oğlum yeraltında olduğunu söylüyordu. Biliyorum, O yaşıyor."
-Yüzbaşı durakladı. "Bölge eski madenlerle dolu. Kontrol ettik ama hiçbir şey bulamadık."
-Meral ısrar etti, "Görmek istiyorum."
-"Çok tehlikeli," diye cevapladı yüzbaşı. "Bölge hala tartışmalı."
-"İznini istemiyorum ben. Yardımını istiyorum."
Ertesi gün, yüzbaşı Merali zırhlı bir araçla sitenin yakınlarına götürdü. Terk edilmiş bir köyün yakınında durdular ve Meral bir bankta oturan yaşlı bir kadına yaklaştı.
-"Bu genç adamı gördün mü? O benim oğlum. Altı ay önce yakınlarda kayboldu," diye sordu ve Akın bir fotoğrafını gösterdi.
-Kadın başını iki yana salladı. "Onu görmedim ama o tepenin altında eski tüneller var. Orasının perili olduğunu söylüyorlar."
-Meral bir ürperti hissetti. "Ne tür tüneller?"
-"Hava saldırısı sığınakları, depo odaları... Ana giriş çöktü ama mezarlığın arkasında başka bir açıklık var.
Yüzbaşı yaklaşıp gitmeleri gerektiğini söyledi. Meral ona kadının söylediği tünellerden bahsetti, ama o görmezden geldi. "Her ipucunu araştırdık," dedi, bakışlarından kaçınarak. Meral, ona her şeyi anlatmadığını biliyordu.
O gece, Meral yine rüya gördü, bu sefer daha netti. Akın karanlık tünelleri, nemli havayı ve girişteki eski kocaman bir taşı bile tarif etmişti.
Meral bunu kadının mezarlık hakkındaki hikayesinden tanıdı. Tereddüt etmeden şafak vakti köye geri döndü ve bölgenin tehlikeleri hakkındaki uyarıları görmezden geldi.
Mezarlık çürümüştü ve ortasında büyük bir taş vardı. Meral etrafı aradı ve dar bir açıklığı ortaya çıkaran gizli bir levha buldu. Tam aşağı inmek üzereyken, Yüzbaşı belirdi ve tehlikeli olduğunu söyledi.
Kısa bir tartışmanın ardından, iki asker ve uygun ekipman getirerek yardım etmeyi kabul etti. Tüneller tıpkı Meral’in rüyasında gördüğü gibiydi karanlık, nemli ve labirent gibiydi. Bir saat sonra, yakın zamanda birinin orada olduğunu doğrulayan ayak izlerini buldukları büyük bir odaya ulaştılar.
Meral, Akın adını haykırdığında, cılız bir ses duydu:
"Anne?"
Onu, tanktaki yoldaşlarından biri olan Mehmet ile birlikte, zayıf ama hayatta bir şekilde küçük bir odada buldular. Bir pusu sırasında yanan tanktan kaçtıktan sonra, Akın ve Mehmet savaş alanında dolaştıktan sonra bir tünel girişi keşfetmişler.
Ancak bir heyelan onları içeri kapatmış ve bulabildikleri fareler, böcekler ve damlayan sulardan içerek hayatta kalmayı başarmışlar.
Bulundukları yerden çıkartılırlarken Akın "Her şeyi denedim dedi. Tam pes etmek üzereyken…. …..."
Meral, oğlunun elini sıkıca tutarak, "Rüyalarımla bana mesajlar göndermeye başladın değil mi?" diye ekledi.
Akın şaşkın bir şekilde ona baktı.
-"Bunu bilinçli olarak yapıp yapmadığımı bilmiyorum anne… Ancak her gece, sana nerede olduğumu söylediğimi hayal ediyordum."
Fiziksel olarak tamamen iyileşmişti ama kabuslarla boğuşuyordu Akın. Annesinin mutfağında oturmuşken sordu.
-"Yeraltında olduğumu nereden biliyordun?"
Meral nazikçe gülümsedi.
-"Anneler ve oğullar arasında mantığın ötesine geçen bağlar vardır. Beni düşündüğünde, seni hissettim ve bulacağımı bildiğim için de yollara düştüm."
Akın ona sıkıca sarıldı, minnettardı. "Benden vazgeçmediğin için teşekkür ederim annem" dedi.
-Meral oğlunun saçlarını okşarken eğilip kulağına "Bir anne asla vazgeçmez oğlum," diye fısıldadı.
*
5.0
100% (5)