Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Riposa
Riposa

SORGU 8

Yorum

SORGU 8

( 4 kişi )

5

Yorum

12

Beğeni

5,0

Puan

748

Okunma

Okuduğunuz yazı 1.7.2025 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

SORGU 8

~8~
İşyerindeki mesaisinin bitmesinin mutluluğu içerisindeydi. Ağır adımlarla meyhaneye ilerliyordu. Bu şehrin kalabalığı ve kasveti her gün omuzlarına bir yük misali oturuyordu. Şehirdeki kaos; trafik gürültüleri, insanların aceleci tavırları, her ırktan değişik değişik insanların uyumsuz birlikteliği… Hepsi Oktay’ın zihninde ses buluyordu. Bugün klasik rutini olan iş-ev rutininin zincirini kırmış meyhaneye gitmeye karar vermişti. Akşam trafiği biraz canını sıkmış olsa da sonunda vardığı yer bu trafiğe değerdi. Renkli tabelaya baktı. İçeri doğru ilerledi ve ismini söyledi. Garson onu rezerve ettiği deniz kenarı masaya yönlendirdi. Çalan hafif müzik, kahkaha eşliğinde göğe kaldırılıp tokuşturulan kadeh sesleri ile karışıyordu. Sigara dumanlara göğe yükseliyor, içilen rakı etkisiyle yüksek sesli konuşmalarla buluşuyordu.

Mekanın çok bilinmemesi şehrin karmaşasından sıkılanlar için güzel bir kaçış imkanı sağlıyordu. Kaostan kaçmak yerine bu kargaşada düşünmeye karar verdi. Garson ne içmek istediğini sorduğunda keskin bir biçimde rakı cevabını aldı. Zihni o kadar doluydu ki ne istediğinden emin bile değildi. Bu şehrin kalabalığı her geçen gün daha da büyüyen bir bataklık gibiydi. Şehir, insanların umutlarını emip, onları yalnızca birer sayı haline getiriyordu. Oktay sadece bir muhasebeciydi. Hayalleri, umutları, istekleri vardı her insan gibi. Ancak her sabah aynı rutine dönüyordu. Bu aynı durumu terk etmeliydi. Farklılıkları ile…

Garson rakıyı o düşüncelerine dalgın bir haldeyken önüne bırakmıştı. Rakıdan bir yudum aldı. Sert acı tat damağında yayıldı. Boğazından aşağıya yakarak indi bu sıvı. Bu acı tat onu gerçekliğe geri döndürdü. Şu anda bir meyhane masasında oturuyor olmasına rağmen zihni bambaşka düşüncelerin kıyasında dolaşıyordu. Kendi varoluşunu sorguluyordu .
“Neden buradayım? Neden bu kadar kaybolmuş hissediyorum? “ diye sorgulamaktan kendini alamıyordu. Bu şehir ona sadece kaosu armağan ediyordu. Oktay için bu döngüyü kırmak, kaosun içinden sıyrılmak istiyordu. Maalesef bu giderek zor bir biçime girmişti. İstediği şey neydi? Belki kitapların arasında huzur belki de yazmak düşüncelerini kağıda dökmekti. Bu şehirdeki boğucu havadan tek kaçışıydı yazmak. Fakat şehir bu kaçışa imkan vermiyordu.

Gözleri masadaki kadehi buldu. İnsanlar birlikte gibi görünmesine rağmen hepsi yapayalnızdı. Herkes kendi dünyalarında kendi savaşlarını veriyordu. Bu şehir insanları farklı insanlara dönüştürüyor, onları tüketiyor, geriye sadece gölgelerini bırakıyordu. Gölgenin bir parçası olmak istemiyordu. Garson tekrar masaya yaklaştı ikinci kadehi doldurup uzaklaştı. Bir süre burada kalıp düşünmeye devam etmek istedi. Bir gün bu kaosun dışında yer almaya kararlıydı. Yoksa bu şehrin kaos girdabında varlığı bir gölge olarak kalacaktı.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (4)

5.0

100% (4)

Sorgu 8 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Sorgu 8 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SORGU 8 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ma
Mayaegeli, @mayaegeli
14.7.2025 14:33:49
Emeğinize sağlık Burak Bey. Beğendim. Daha nice güzel yazılar ile sizlerle birlikte olmanızı dilerim . Umarım Oktay kendine bir ışık bulur ve yoluna hep umutla devam eder. Yazılarınızı tqkip ediyor ve bekliyorum .
/ yüRekTen
/ yüRekTen, @-yurekten
2.7.2025 13:33:04

Görünen o ki Oktay hâlâ kutunun içindeki dünyasından çıkamıyor ve kararsızlığını sürdürmekte ısrar ediyor. Kalem bir yere varmadan Oktay da bir yere varamayacak gibi görünüyor, keza bu yazınız bir önceki ‘Kutunun İçindeki Dünya’ yazınızla neredeyse aynı. Tabii oraya bıraktığım yorumu sizin yaptığınız gibi tekrarlarla burada yayınlamayacağım.

Başkahramana kolaylıklar diliyorum, işi zor:)

Umay Alkım
Umay Alkım, @umayalkim
2.7.2025 11:40:23
yaşam kaosa rağmen bilinçli olmak, gölgeye dönüşmemeye çabalamak değil midir?

Güne düşen çalışmanızı kutlarım.

Esenliklerimle.
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
2.7.2025 11:06:30
5 puan verdi
hayat devam ediyor demektir kutlarım
Mavilikler
Mavilikler, @mavilikler
1.7.2025 22:45:10
5 puan verdi

Hayatın zorunlulukları, geçim derdi, toplumsal rollerimiz; hepsi bizi ‘sadece kendimiz olarak var olmak’tan alıkoyan, yazınızda ifade ettiğiniz gibi kimi zaman gölgeye çeviren şeyler… Aslında bir yanıyla bizi çevremize sıkı sıkı bağlayan, bu koca evrende yapayalnız hissetmemizi önleyen, hayatımıza bir yön veren de yine aynı şeyler… Nereden, nasıl baktığımıza bağlı olarak değişiyor durum yani.

İnsan denen varlık çelişkilerle dolu… Hem kendimiz olarak var olmak istiyoruz, hem yalnızlıktan öcü gibi korkuyoruz. Mesele dengeyi tutturabilmek; hem yaşamımızda başkalarına da yer verip, diğer yandan kendimizi de o kalabalıkta kaybetmemek. Hedeflerimizi, ihtiyaçlarımızı göz önünde tutmak…

Sevdiğimiz, değer verdiğimiz insanların hayatımızda var olmasına ihtiyacımız var, evet… Onlar olmazsa hayatın tadı tuzu kalmaz… Bizi zorlayan, hımbıllıktan kurtaran, değerli olduğumuzu hissettiren birileri olmalı hayatımızda. Ama hayatın koşturmasında böyle birilerini bulmak çok kolay değil… Herkes kendi derdine düşmüş, kimse bir diğerini gerçek anlamda görmüyor.

Bundan da kötüsü gelecek kaygısı, geçim derdi derken; kendimizi de göremez olabiliyoruz kimi zaman. Ne istediğimizi, ne hissettiğimizi bile bilemeyebiliyoruz. En kötüsü de bu. Ama bunun farkına varıp üzerine kafa yormaya başladıysak; çok da umutsuz değil durum demektir. Bu kendimizden vazgeçmediğimizi, hayatımızda hâlâ değiştirecek bir şeyler olduğunu gösterir. Bunun yerine; bulunduğumuz durumu olduğu gibi kabullenip, mutsuzluğu kaderimiz gibi görürsek işte o zaman umut kalmamış demektir. Kendimizden vazgeçmişizdir çünkü.

Akıp giden, düşündürücü bir yazıydı. Bir solukta okunan cinsten… Emeğinize sağlık…

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL