2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
293
Okunma

İNSANLAR ÇILDIRMIŞ OLMALI!
Bilemiyorum dostlar! İnsanlığının şu haline baktığımda dehşete düşüyorum. İnsan diyoruz ama görünüşte insan. Fakat zihniyet olarak insan olmayı bir türlü başaramamış.
İnsanın en büyük şeref madalyası akli melekeleridir. Yüce Allah, yeryüzünde aklıyla hareket etsin, doğru işler yapsın ve insan hak ve hukukuna saygılı olsun diye diğer canlılardan üstün görmüştür. Sadece kendi türüne mi faydalı olsun diye yaratılmıştır? Elbette hayır! İnsanlar, yaratılış gayesini biliyorsa, yerde yürüyen karıncanın bile incinmesine asla müsaade etmez. Her türden canlının hayat alanıdır dünyamız. Bu canlılar, ilahi program gereği ormanlarda bazıları da bizlerle birlikte yaşarlar. Bize göre vahşi hayattır ancak esasında öyle değildir.
Yüce Allah, insanlara akıl, irade ve düşünme kabiliyeti vermiş ise vahşi doğanın tüm canlılarına da korunmaları ve hayatlarını devam ettirebilmeleri için çeşitli yetenekler ve imkânlar bahşetmiştir. İnsanlarda olduğu gibi vahşi doğa canlıları da dalgın olabiliyor, tuzaklara düşebiliyor ve hayatlarını kaybedebiliyorlar.
Yeryüzünde bulunan tüm canlılar insanların hizmetine sunulmuştur. İlkel dönemlere baktığımızda; cüsseli ve güçlü hayvanların insanlara hizmet eden araçlar haline geldiğini görebiliriz. İnsana dost olan bu hayvan türlerinin yok olmasına kimin vicdanı müsaade edebilir ki?
Ne demek istiyorum?
Demek istediğim şey şudur: Doğamız, küresel çeteler tarafından katlediliyor. Ormanlık alanlarımız, zeytinliklerimiz, çay ve tütün alanlarımızın yanı sıra tarım alanlarımız maden aramaları için talana açılıyor. Batılı Ülkelerde bilimin müsaade ettiği yöntemlerle maden aramaları yapılırken, ülkemizde en vahşi maden aramalarına ruhsatlar veriliyor. Bu talan projesinden ne acıdır ki devletimizin kazancı yok denilecek kadar azdır; bu da işin başka düşündürücü bir yönü!
Bazı ülkeler, bilimin gösterdiği yöntemlerle ve yeni projelerle alternatif enerjilere yöneliyorlar. Ne doğalarının katledilmesine müsaade ediyorlar, ne de rant peşinde koşuyorlar!
Doğanın katledilmesi demek, hayvan türlerinin de yok olması anlamına gelir. Bilim insanlarının tespitlerine göre dünyamız bir zincirleme sisteme bağlı olarak varlığını devam ettiriyor. Hayvan türlerinden birinin yok olması demek ekolojik dengelerin alt-üst olması demektir. Bu vahim durum, esasında insan denilen varlığın, kendi yaşam alanlarını yok ettiğinin resmidir. Ne uğruna; elbette para, güç ve iktidar uğruna!
Doğa katilleri bir yandan, insan kanına susamış insanımsı cellatlar bir taraftan, yalancılar, sahtekârlar, dolandırıcılar, kadın, çocuk, organ, uyuşturucu mafyaları ve gözü dönmüş katiller bir diğer yandan ne yazık ki dünyamızı cehenneme çeviriyorlar. Bazı ülkelerin uyuşturucu madde ticareti üzerinden üstü örtülü bir şekilde gelir sağladığını duyuyoruz. İşte bu durum; insanlığın kazdığı çukurda boğulduğu durumdur.
Savaş baronları ve iştirakçileri, küresel sistemin başında dünyayı yönetenlerin masalarında baş başa vererek hangi ülkeyi yıkacaklarının planını yapıyorlar. Yüzbinlerce masum insanlar, nükleer silahlar altında hayatını kaybediyor. İnsanlık düşmanları, icat ettikleri silahların etkilerini insanlar üzerinde deneyerek test ediyorlar. Ve silahlarını diğer ülkelere satarak insan kanı üzerinden kazanç elde ediyorlar.
Acaba diyorum, insanlık aklını mı kemirmeye başladı? Bu asır nasıl bir asır! Bu asrın insanları ne oldu da bu hale geldi? Bazı ülkelerin başkanlarına, başbakanlarına, krallarına, emirlerine, mollalarına ve sözlerine, aldıkları kararlara dikkatle bakalım.
Hiç birinin de ülkelerini yönetmeye akli yeterliliğinin olmadığını anlayabiliriz. Hırslarının esiri olan bu yöneticiler ne acıdır ki dünya insanlığının kaderini belirliyorlar! Ya onları işbaşına getirenlere ne demeli! Bu halk kitleleri neden küresel illizyonu bir türlü anlayamıyorlar? Küresel güçler, iktidarlarını kıyamete kadar devam ettirebilmek için küresel medya, basın-yayın organlarını kurdular ve arka bahçeleri haline getirdiler. Kimi ülkeler Hristiyanlığı, Küresel Şeytan ABD ve Gayri Meşru Çocuğu İsrail Museviliği ve Müslüman ülkeler de İslam’ı bir devlet ideolojisi haline getirdi ve varlıklarını bu araçlar üzerinden devam ettiriyorlar. Bu küresel tiyatrolar-illüzyonlar yıllarca sürmesine rağmen uyanmak istemeyen büyük bir halk kitlesi var. İşte masum insanlar ve doğamız, aklını uykuya adamış insanların hatalarının bedelini ödüyorlar!
İnsanlık ne zaman uyanır, ne zaman kendine gelir ve olup-bitenler üzerinde düşünürse, işte o zaman doğru tercihlerde bulunur ve insanlığı bu küresel çetelerden kurtarabilir. Yanlış tercihler artık tarih olur; İnsanından hayvanına, böceğinden çiçeğine tüm canlılar yeni bir dünyaya gözlerini açarlar.
Sözün özü; “dünyayı insanlar yönetseydi, dünyada barış ve huzur egemen olurdu.”
5.0
100% (3)