2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
267
Okunma
Karamella İzmir
O ince kısa boylu çelimsiz bir kadındı. Her zaman düzgün ve şık giyiniyordu. Hep ciddi gülümsediği görülmezdi. Etrafında pek seveni yoktu. Onu tanıdığımda etraf alaycı bir şamatayla dedikodusunu yapardı. Kimi buz dolabı kimi soğuk nevale diye anlatırdı. Benim ilgimi çekmişti . Her gördüğümde günaydın yada hayırlı işler derdim. O hiç bir selamı mı almaz cevap vermezdi. Bende inat ettim hep söyledim. Günler ayları kovalarken bu şekilde sürüp gitti.
Onu uzaktan da olsa izledim, aslında meraktan çok üzüldüğümü söylemeden edemem. İşini dört dörtlük yapan kimseyle haşır neşir olmayan gayet derli toplu çalışkan bir kadındı. sonunda diyetini bozdu, günaydınıma cevap verdi.
Tam ben günaydın derken gülümseyerek döndü,
- Sana da günaydın, dedi
gülümseyerek, o anda bir hoş oldum, devam etti
- Galiba benle ilgilisin, dedi
’Yok’ dedim benim ki alışkanlık, herkese selam verir alırım.
- Bir almayan sizdiniz,
Peki dedi, ayak üstü kalmayalım,
-İşin bitince bana uğra çay içeriz, dedi
- Tamam, dedim
Öğleden sonra sanırım saat iki buçuk civarıydı bürosuna vardım, karşılıklı üç kişi oturuyordu. Beni görür görmez ayağa kalktı adımla hitap ederek gel ,,,,, bey dedi. yedekte duran sandalyeyi çekere vardım oturdum. masasının bir köşesinde yapma renkli çiçekler bir kaç deniz kestanesi, toplu iğne dolu bir tabaka diğer başta üst üste bir kaç kitap kıyısında bir kum saati çok temiz ve düzenli görünüyordu.
Sohbet ederken çaylar geldi, bu arada karşı masalarda bir kadın bir erkek oturuyordu iş yaparken arada bir göz altından bize bakıyorlardı. sanırım dikkatim dikkatini çekmiş olsa ki, aldırma dedi fısıldayarak. Ziyaretin iyisi kısası levhasını duvarda görünce izin istedim kalktım.
Arada bir ziyaretine gider oldum. Hiçte anlatıldığı gibi biri değildi, gayet sıcak konuşkan esprili ve sosyal yönü ağır biriydi. buna çok sevinmiştim. bir gün öğlen işin yoksa beraber yürüyelim dondurma yeriz dedi, mevsim yazdı bir hayli sıcaktı günler, bu teklife hayır diyemezdim ’iyi tamam’ dedim.
Bir öğlen çıktık, sohbet yürüyüş bir kafede oturduk, sanırım benden öncede uğramış buraya, garson hoş geldin abla deyince anladım. hemen dondurma yiyeceğiz dedi, bana döndü karamellalı sen ’sade’ dedim
- aaaa karamellalı dene birde, ben çok severim
-İyi, dedim
Dondurmalar geldi, yedik, ne yalan söyleyim benim hoşuma hiç gitmedi, alışkanlık olsa gerek ben hep sade severim hele Maraş sa bayılırım. Sonra ki günlerde de gezip dolaştığımız oldu her seferinde istemeye istemeye karamellalı dondurma yedim. O hiç farkında olmadı bunun.
Güzel bir dostluğumuz oldu. İzmirliydi ballandıra ballandıra anlatırdı çocukluğunu İzmir in güzelliklerini ben iki kere varmıştım İzmir e ama onun dediği yerleri de anlattığı güzelliklere de pek ısınmamıştım. Yıllar önceydi vardığımda halicin kokusundan uzun süre hasta olmuş, sıgara bile içememiştim mide bulantısından.
Yine bir gün bürosuna vardım yoktu, arkadaşları tuhaf tuhaf soğuk suratla bana bakıyorlardı. sordum ’gitti’ dediler, nereye dedim tayini çıktı İzmir e, Bana hiç söylememişti . Çok ani olmuştu ne olmuştu bilmiyorum. Gittiği yerden de ayrılmıştı. Bir daha hiç görünmedi. Aradım ama iletişim kuramadım. Sır oldu İzmirlim. Ben unutmadım o unuttuysa bilmem.
Güzel dost güzel bir arkadaştın,
Seni çok sevmiştim be İzmirli...
Coşkûnî
5.0
100% (2)