0
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
505
Okunma

Uzak diyarlarda, adını aynaların büyüsüyle duyurmuş küçük bir köy varmış: Aynalıköy.
Bu köyde, ne zaman biri hüzünlense, yüreğine neşe serpen birisi yaşarmış: Zurnacı Zımzım.
Zımzım, her sabah zurnasını omzuna atar, köy meydanına gelir, nefesini toplar ve zurnasına üflerken arada bir neşeyle bağırırmış:
“Hadi bakalım! Oynayın bakalım!”
Zımzım çalmaya başlar başlamaz, köyde yaşayan bütün hayvanlar toplanır,
Kimi hoplar, kimi zıplar, kimi kendi kendine döner oynarmış.
Kedi kuyruğunu havaya diker, dans ederken patileriyle yere ritim tutar,
Köpek omzu hafif düşük, topallasa da en çok o coşarmış.
Tavuklar kanatlarını savura savura,
Kazlar ise bağır çağır, çırpınarak sahnenin ortasına dalarlarmış.
Köydeki herkes, her varlık, Zımzım’ın zurnasında kendinden bir şey bulurmuş.
Ama bir gün, köyün kenarından sinsi bir misafir görünmüş:
Tilki…
Üzerinde kolalı bir gömlek, omzunda ceket,
Ağzında alaycı bir gülümsemeyle durmuş seyretmiş dans edenleri.
“Ben sıkıldım,” biraz dolaşacağım demiş kısık sesle, ama gözleri kümesteki yumurtalarda, civcivlerdeymiş aslında.
Herkes oynarken, o sessizce dolanır, kümese sinsice sokulmuş.
Hayvanlar oynarken, yumurtalar bir bir kaybolmaya başlamış.
Ama Aynalıköy’ün başka bir sırrı varmış…
Bu köyde herkes, akşam olunca evindeki aynaya bakar, ama kendini değil, başkasını görürmüş.
Ne görürlerse, içlerinde saklayamaz, sabaha kadar düşünürlermiş.
Bir akşam, tavuk aynada civcivlerini yürütürken tilkiyi görmüş.
Köpek, yuvadan yuvru çalındığını, tilkinin gece gezintilerini fark etmiş.
Kedi, kuyruğunu savura savura, “Ben anlamam bu işlerden,” dese de aynada tilkinin ağzındaki sarı tüyleri görmüş.
Kazlar ise zaten hep bir ağızdan bağırıyormuş: “Tilki! Tilki! Tilki!”
Sonunda Zurnacı Zımzım, zurnasını eline alıp tüm köyü toplamış.
Zurnayı çalmamış bu kez. Sadece konuşmuş:
“Ey köyümün güzel canları…
Ne zaman biri oynamasa, ne zaman biri kendini ayrı tutsa, bilin ki içinde başka hesap vardır.
Oynamayan, izleyen, fırsat kollayan tilkiye dikkat edin.
Dans ederken gözünüzü yumarsanız, kalbinizi de kaybedersiniz.
Çünkü bu köy sadece eğlenmeyi değil, birbirini kollamayı da bilmeli!”
Tilki o günden sonra Aynalıköy’e bir daha uğramamış.
Aynalar ise, o geceden sonra bir şey daha göstermeye başlamış:
İyiliği, dürüstlüğü, dostluğu…
Ve hayvanlar ne zaman aynaya baksalar, artık kendilerinden başkasını değil, birlikte olduklarında ne kadar güçlü olduklarını görürlermiş.
Gökten üç zurna düştü,
Biri Zımzım’ın cebine,
Biri oynayan köylüye,
Biri de bu masalı dinleyene…
5.0
100% (4)