İngiliz Kemal topal Rıdvan

Anlatacağım bu iki şahıs ikisi de hakkın rahmetine kavuşmuştur. Hak tahsilatlarını af etsin mekanları bizden yana cennet olsun. Komşuluk hakları üstümüzde kalmasın.

Kemal abi bir filimden namını almış, öyle tanıyor mahallede, dökük bir kamyoneti var onunla mahalle arası odun kömür eşya taşır geçinirdi. Birazda ehlikeyif gırgır bir adamdı. Rıdvan abi elektrikçi elektriğe çarpıldığından beri bir ayağını çekerek yürür onunda adı öyle kalmış. Kemal i çok tanımam ama Rıdvan kapı komşumuzdur. İyi bir adam herkesin yardımına koşar yok gelmem vermem demez hiç, sevilirdi.

Mevsim kış o zamanlar daha doğal gaz her eve girmemiş, gecekondu mahallelerde soba yanar dumanı Ankara’nın üstüne kara bulut gibi çökerdi. Sobayı sen yak ben yakayım, külünü değiştir, kömürlüğe git gel hem eziyet hem de kavga döğüş sebebiydi. İyi ki şu doğal gaz çıktıda insanlar rahatladı.

Rıdvan abinin odunu bitmiş, hemen iki durak yukarda oduncu var gitmiş odunlarını almış, orda kırdırmış, eve taşıyacak, araba bekliyor yok Allah yok, o senede seksenler sanırım Ankara da da bir fena kış var on on beş yılda bir yağan kar yağmış, ayaz kapı baca titretiyor.

Kemalin evi Rıdvan’nın evinin iki üstü önüne seki yaptırmış balkon gibi orda oturup çay sıgara içmeyi pek sever, gelip geçenle eğlenerek. Kemal aslen Malatyalıdır Rıdvan abi Çorumludur. Rıdvan abi araba bulamayınca evine geri dönüyor, bakıyor Kemal sekide çay içiyor. sesleniyor.

_İngiliz araba bulamadım oduncuda odun var, eve atıversen

Kemal
üzgün bir sesle
_ Ah usta ah hiç şansın yokmuş, aha şu son yudum çayı içtim. Malatya’ya gidiyorum acil.

Rıdvan abi bakıyor yapacak başka bir şey yok, el arabasını alıyor zahmetle git gel, git gel taşıyor. Öğlen geçmiş odunların taşıması bitmiş, Rıdvan abi şöyle bir mahalleye çıkıyım diyor. Kapıdan çıkınca bakıyor İngiliz Kemal önünde çay sıgara tutturuyor. Kızgınlıkla sesleniyor.

_İngiliz ayıp değil mi iki odunu atıvermedin eve

İngiliz Kemal hemen cevap veriyor
_ Allah canımı alsın şimdi geldim Malatya’dan

Rıdvan abi, şaşkın şakın yüzünü ekşiterek
_ ne çabuk

İngiliz sırıtarak
_ Malatya dediğin nere, ha şurası.

Rıdvan abi İngiliz’in huyunu suyunu bildiği için üstelemez elini arkasına bağlayarak yürüyüp gider.

Ruhları şad olsun hoş bir seda bıraktılar.

Coşkûnî