Savaş; hiledir, hasmı esirleştirmedir, malını mülkünü göz göre göre zorla çalmadır; olmuyorsa canını almak, ne varsa yakmak, yıkmaktır. Yarış; hilesiz -dopingsiz-, rakiple eşit koşullarda sportif ya da, akıl ortamında mantık pusulasında yapılan düşünsel yarışmadır.

Düşünsel ortam yarışçıları; siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarıdır. Ne yazıkki siyasi partilerimiz yarış değil, savaş halindedirler. Oy veren taraftarları, partilerin askerleridir. Parti disiplini, askeri disiplin gibidir. Milletvekilleri milletin değil, partilerinin vekilleridir. Parti yönetiminin bir dediğini iki ederlerse, aday gösterilmeyeceklerinin, bir daha milletvekili olamayacaklarının bilincindedirler.

Siyasi partiler yüz yüze değil, birbirlerinin arkasından konuşur, birbirlerini halka şikayet ederler. "O kötü, ben iyiyim" iddiasındadırlar. Oysa televizyon ekranlarında karşı karşıya gelebilir; birbirlerini tartabilir, tartışabilir, halkı aydınlatabilirler. Birbirlerine sorular sorabilirler. Soru; rakibin bilincine atılmış el bombası gibidir. Sıfırlanarak rakibe iade edilmezse, patlar ve yenilgiye neden olur.

ATATÜRK ADI MALTA ADASINDA

19 Mayıs 2025 günü Malta Adasında Türk Şehitliğinin yakınında işlek bir caddeye Atatürk adı verildi. Dünyada 49 ülkede Atatürk adını taşıyan 191 yer bulunuyor. Bunlarda 30’u büst ve heykel. Son yıllarda Atatürk adı statlardan, spor salonlarından kaldırılırken Türkiye genelinde 359 şubesi bulunan bir sivil toplum kuruluşu olan Atatürkçü Düşünce Derneği ADD ne yapıyor? Bu önemli haber, 1 günlük gazete haberi olarak ömrünü tamamlıyor. Oysa, Tüm şubelerinde etkinlikler düzenleyebilir ve şu soruyu gündemleştirmeye çalışabilirdi:

"ATATÜRK’Ü SEVENİMİZ SEVMEYENİMİZ OLABİLİR.. BİZE GÖRE DAHA TARAFSIZ OLMASI GEREKEN YABANCILAR ONU NİÇİN DEĞERLENDİRİYOR, ÜLKELERİNE HEYKELLERİNİ DİKİYORLAR?" at bu soruyu Atatürk nankörlerinin bilincine bocalasın.