0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
244
Okunma

İNSAN OLABİLMEK!
Bizler düşünüyor ve konuşuyor olmamızı insan olmuşuz diye algılamışız. Oysa, insan olabilmek için, düşünmek ve konuşmaktan çok daha fazlası gereklidir!
Aslında insan olmak için, çok da fazla bir çaba sarfetmeye gereksinim duymayız. Belki bir tutam vicdan, biraz da ahlak!
Bizler, yerkürenin münhal yerlerinde evlilik dedikleri bir müessesede, birer seks artığı olarak dünyaya geldik.
Her birimizin birer annesi, birer babası olmasına rağmen, insanlığa yetim, insanlığa öksüz bireyler olarak büyüdük. Kimimiz, ütopik düşlerimizde yaşatmak isterken insanlığı, kimimiz sözde inasanlık adına katlettik insanlığı.
Edinilmiş alışkanlıkların ötesine geçmeden, geçemeden unutulan ya da unutulmaya yüz tutmuş hasletlerimizi aradık.
Bir öyküde kendimizi bulduğumuzda, bir şiirde aşkı hissettiğimizde, bir filmde yaşamın temeli olan insanlığın yok oluşunu gördüğümüzde, ya da gerçek insanın nasıl olması gerektiğini anladığımızda, duygulandık, ağladık, güldük, kızdık ve öfkelendik.
Mayasında rahmet büyütenlerin ukdesinde, rüyasında, hayalinde yazılmamış bir senaryo vardı. O senaryo da, acısı olanın, acısını paylaşan bir kahraman, aç olanın karnını doyuran bir kahraman, zalime karşı dik duran bir babayiğit, yoksula kol kanat geren bir meleği oynarken, kim bilir belki de kayıtlara geçmeyen bir Nebi olmamız gerekirken, bizler hep kaytsızlığı, hep duyarsızlığı yeğledik!
Böylesi düşüncelerle hiç de, içimizde can çekişen insanlığın bir hayat öpücüğüyle, yeniden can bulması mümkün olmadı. Her birimiz farklı pencerelerden bakıp, her birimiz hayatı farklı göz, farklı gözlemlerle değerlendirdik.
Kimimiz, yargılamadan insanlığı katlettik!
Kimimiz katledilmeye çalışılan insanlığa hayat öpücüğü vererek yaşatmaya çalıştık. Ne var ki, hep yetersiz kaldık!
Sözüm ona, Tüm zamanları mutlu olmak için harcarken farkındalığımızı yok eden ve hasletlerimizi yok sayan kişisel çıkarlarımız bütün değerlerimizi fark ettirmeden alıp götürmüştü!
Hayatın nüvesini, yani insan olmanın, paylaşımın, adaletin, dostluğun, sahiplenmenin, haksızlığa karşı koymanın, haklıdan yana tavır takınmanın, zengin ama zalim olanın karşısına dikilmenin, fakir ama insan olanın yanında durmanın, aç olanı doyurmanın, hasta olana şifa aramanın, öksüzü koruyup kollamanın, o yüksek hazzından hep mahrum kaldık!
Menfaati uğruna dostu satmayı, öfkeli olmayı, kin beslemeyi, nefret duymayı, ihanet etmeyi gerçek mutluluk sanıp, asıl istikametimizden hep saptık.
Kimisi paraya taparak elde ettiği parayı ve serveti hep başının üstünde tutarak alçaldı! Yaşamın özünü ifade eden, oluşturan, insan olma becerisini ne yazık ki elde edemedik!
Çünkü bahse konu insanlığı elde edebilmek için kişide vicdan olması gerekirdi.
Kazanırken vicdanlı olmak ve ahlaklı olmak! Adaleti sağlarken vicdanlı ve ahlaklı olmak!, Asayışı sağlarken vicdanlı ve ahlaklı olmak! Vergiyi öderken vicdanlı ve ahlaklı olmak! Alacak ve borçlarımızda vicdanlı ve ahlaklı olmak!
Kısaca insan olabilmek için; vicdanlı ve ahlaklı olmak yeterlidir!
Efkan ÖTGÜN
5.0
100% (1)