5
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
418
Okunma

Kapısını çarpıp gidemediğimiz ne çok hikâye kaldı ardımızda. Bir elimizi uzatsak, tutacak biri varken tutmadığımız anlar birikti içimizde. Sessizce, kelimesizce... Biriktikçe eksildik, eksildikçe kaybolduk. Sonra ne yapsak, ne desek... Saramadık o yaraları. Çünkü bazı yaralar dikiş tutmaz, bazı acılar ise sadece şiire sığınır.
Şiir...
Yaşan(a)mayan her şeyin, susulan her kelimenin, içine gömülen her bakışın sessiz çığlığıdır.
Bir kadın için bazen bir sığınak, bazen bir hesap defteri.
Hicranın, özlemin, sevdanın, yarım kalan ne varsa hepsinin toplamıdır dizelerde.
Güzel anıları toplarız, çıkartırız acılarımızı, çarparız çocuklarımızın gülüşleriyle ve böleriz ömrümüzü ömür dediklerimize...
Aşksa, bambaşka bir kıymık. Dokunsan kanar.
Bir kadın bazen “balım” kelimesine adar ömrünü.
Yalnızca o seslenişte bulur kalbinin titreyişini.
Ama ne yapsa uzanamaz bir kaşık bala.
Çünkü zaman, o tadı kalbinden çoktan çalmıştır.
Geriye sadece buruk bir tat kalır dudaklarında.
Ve içi yanan bir yürekle, sevmenin yan etkilerinin döküntülerini ezberler durur.
Hayat, dört mevsim…
İlkbaharında onunla tanışırsın.
Bir gülüş, bir kelime yeter filizlenmeye.
Yazınla coşar kalbin, en kavurucu sıcaklar bile onun sesiyle serin gelir.
Sonbaharda anlamaya başlarsın… Her sararan yaprak bir vedanın provasıdır.
Ve kış...
O en çok kışta gelir aklına.
Üşürsün.
İçten değil, teninde üşümez aslında ama solunda bir zatürre baş gösterir ki ilacı tek bir kişidir. Sense sadece üşürsün.
Çünkü onun yokluğu kar gibi yağar omuzlarına.
Ama yine de...
Kışın ortasında bile, içten içe bir bahar hayali diye adlettiğin o gözlerinden "balım" deyişinden vazgeçmezsin.
O artık gelmeyecek, bilirsin.
Ama her sabah aynaya bakıp saçını düzeltirken, bir zamanlar onun dokunduğu yanını hatırlarsın.
Her mutfağa girişinde dudaklarına eksik bir gülümseme yayılır ona hazırladığın yemekler gelir aklına boğazında düğümlenir hayat yutkunamazsın.
Bir şarkıda gözlerini kaparsın, adını anmadan dualarına eklersin.
Yeni bir sevgiyi kabul edemeyişin ondandır belki de; yüreğinin bir kısmı hâlâ geçmişte kirada. Kimseler bakamaz onun gibi sana...Ya da annenin dediği gibi sen bakamazsın onun gibi kimselere.
Bir düğüm daha işte.
Ve sen, dört mevsimi onunla yaşamış bir kadın olarak, şimdi her mevsimi sensiz ama onunla yaşanmış gibi yaşamaya devam edersin.
İstanbul...
Senden bir alacağım var der durursun her yolun düştüğünde İstanbul’a kaldırımlarda onu arar gözlerin tanıdık gelir her yer papatya kokar tüm şehir. Bir kadının yarım kalan aşkı gibi.
İstanbul senden bir alacağım var!
Gidilememiş yollar, söylenememiş sözler, tutulmamış eller gibi.
Ama olsun…
Aşk, bazen en çok içinde kalandır.
Ve bazen en çok orada kalmalıdır.
İnayet PİRTİNİ
Siyah-Beyaz
5.0
100% (10)