0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
197
Okunma
Hayat böyle bir şey. Bazen altından kalkamayacağın sıkıntılarla karşı karşıya kalırsın. Üstüne üstüne gelir acı dediklerin. Ardından çaldığın bütün kapılar bir bir yüzüne kapanır. Gittikçe artar yalnızlığın, çaresizliğin... Düştüğünü gören, kaybettiğini bilen, hayat yolunda tökezlediğini öğrenen sözde dost herkes yanından uzaklaşır. Bir bir seni terkeder. Bir darbede dostlarının gerçek bir dost olmadığını anladığında yersin. Bir zamanlar varlığından faydalanan, halin vaktin iyi olduğunda etrafında pervane gibi dönenlerin hiç birini yanında göremezsin. Dostum diyen, kanka diyen insanların öyle olmadığına şahit olursun. Ve işte o zaman daha da üzüleceksin. Yıkılacaksın. İnanamayacaksın. Kendi sıkıntılarınla, kendi dertlerinle başbaşa kalacaksın. Tek başına, bir başına. Dağ yamaçlarında kalmış bir kardelen gibi tek başına üşüyeceksin. Ne kadar inlesen, ne kadar feryat etsen, bağırsan kimseye sesini duyuramazsın. Tenha gecelerde başını ellerinin arasına alıp hüngür hüngür ağlarsın. Dost zannettiğin insanlara ağlarsın. Bunca zamandır onların gerçek yüzünü tanıyamadığına ağlarsın. Keşkelerin tesbihten kopan boncuk taneleri gibi ardı ardına dökülür dilinden. Yavaş yavaş dünyanın acımasız yüzüyle tanışmaya başlarsın. Atalarımız ne güzel söylemiş: " düşenin dostu olmaz" diye. Ve sen bunu kendi hayatınla yaşayarak öğreniyorsun. İşte sen tam böyle bir tablo içerisindeyken. Kendi sıkıntılarının, kendi elemlerinin, kendi acılarının tam ortasında debelenirken, içinde bulunduğun bu halden kurtulmak için çalacak bir kapının kalmadığını hissettiğinde yöneleceğin tek liman, hüzünlü gecelerde ellerini açıp yardım dileyeceğin tek kapı "Allah" olsun. Sığınacağın tek liman "Allah" olsun. O derdini de bilir, sıkıntılarını da. Kimse senin feryadını duymasada, kimse senin iç sayhalarını işitmese de O işitir. Hem de en kısık sesini, en sessiz duanı bile. Çünkü O, sana şah damarından bile daha yakındır. "La Tahzen" der sana. "Üzülme!" der. Hiç kimse yanında olmasa da" ben varım" der. "Yetiştim kulum" der. Sen yeter ki O’na yönel, O’na güven. Sen yeter ki O’na inan, O’na sığın. Sen yeter ki O’na tevekkül et. Ama içten, ama yürekten, ama kalben. Çünkü Rabbimiz, Ahzab süresinde " Allah’a tevekkül et, vekil olarak Allah yeter." buyurur. Allah var, gam yok, keder yok, ümitsizlik yok.
Unutma !
Allah’ın rahmeti merhameti dünyanın bütün sıkıntılarından, dertlerinden daha büyüktür. O’na tevekkül et ve yoluna devam et.
Abdurrahman Tümer