YAZIKLAR OLSUN!

YAZIKLAR OLSUN!

Siyaset konularına girmek istemesem de gelişen şartlar insanı birkaç kelam etmeye zorluyor. Bu nasıl bir siyaset? Kinden, öfke ve nefretten, ayrışmadan besleniyor artık. Bu unsurların olmadığı bir ülkede sanki siyaset yapılmayacak! Bizi bu noktaya getiren sebepleri iyice düşünmeden anlayamayız elbet. Biz, ne yazık ki çoğu zaman sonuçlar üzerinden hareket eden bir toplum haline geldik ya da getirildik. Olayı doğru anlamanın tek kuralı vardır; o kurallar da bence şöyledir: Olayı başlatan sebepler ve aktörleri. İkincisi olayın gelişme süreci. Üçüncüsü de ortaya çıkan olay. Bu gelişmeler analitik bir düşünceyle değerlendirilirse olayın oluş sebebi net olarak anlaşılabilir. Sadece başlangıç noktasına bakarsak gerçeğe ulaşamayız. Sadece sonuç itibariyle olayı değerlendirirsek yine yanılırız. Olaya bütüncül bakarsak gerçeği görmüş ve anlamış oluruz.

Ramazan bayramı yaklaşıyor. Kutsal bayramların amacının ne olduğunu bizden fazla dindar olduğunu, bizden fazla vatansever olduğunu ileri süren siyasetçi kılıklı dinozorlar biliyorlar! Hepsi de benim nezdimde yalandan, talandan, iftiradan ve kumpastan nemalanıyorlar. Ve Bu kravatlı dinolar hak, barış ve adalet naraları atarak Gazi Meclis’imizde siyaset yapıyorlar. Bu kravatlı dinolar ağızlarını açtığı zaman sanki fosseptik patlamış gibi pislik fışkırıyor! Tehditler ve racon kesmeler de cabası!

Hani Müslümandınız! Hani hak ve hukuktan yanaydınız! Cuma hutbelerinde haksızlığa, faize, adaletsizliğe la-net yağdırıyordunuz! Meydanlarda ve Gazi Meclis’imizde fakirden-fukaradan yana olacağınızı vaat ediyordu-nuz! Verdiğiniz hangi sözleri yerine getirdiniz! Göreve başlarken bile ettiğiniz yemine ihanet ettiniz! Ey fosiller, ey kinden, nefretten, öfkeden, ranttan ve yalandan beslenenler! Türk milletinin özünde kadim bir anlayış vardır; “söz senettir ve söz ağızdan çıkar. başka yerden çıkıyorsa; "ağızlar gt, gtler ağız olmuş! denir.

Siz kravatlı dinolar!

Şu mübarek günlerin hürmetine, o pislik çukuruna dönüşmüş ağızlarınızı kapatın! Seksen altı milyona karşı bir haftalığına insan gibi davranın. Kötü sözlerden, sakıncalı el hareketlerinden bir an evvel vazgeçin. Barış için, toplumsal birliği sağlamak için bir haftalığa fosseptik ağızlarınızı kapatın. Kapatın da bir hafta boyunca hem ruhumuz hem de kulaklarımız dinlensin.

Çok mu zor!

Müslümanlar barışsever değil mi! İslam aynı zamanda barışın adı değil mi! Yaratılış kanununa saygınız kalmadı onu anladık ta inancınıza da mı saygınız kalmadı? İnancınızın gereği; kutsal bayramlarda kan davalılar ve küskünler bayram günlerini mübarek gün görüp barış için birbirlerini ziyaret ederler. Huzur ve barış için bir araya gelerek topluma örnek olmanız çok mu zor geliyor sizlere! Bu tavır, Allah’ın rızasını celbeden bir tavır değil midir? Sizin Tanrı’nız nerede? Koskoca kâinata sığmayan Yüce Allah, insanın küçücük yüreğine sığardı öyle değil mi? Yani siz, bir avuç yüreğinizden Tanrı’yı da kovmuş; O’nun yerine iblisleri konuk etmişsiniz! Bu boş ve yalan bir söz değildir ve yeniden söylemekten de hiç çekinmem! Yüce Allah, benim niçin böyle söylediğimi bilir, çok şükür.

Hadi oradan Dinolar!

Siyasi partiler, menfaat çevreleriyle ülkemin kaynaklarını pay etmek için avuçlarını ovuşturuyorlar; dindar ve vatansever gö­rünerek! Ve bunların pek çoğunun batıdan icazetli dinolar olduğundan artık en ufak şüphem yok; zira vatanını ve milletini seven siyasetçiler, kişisel menfaatler peşinde koşmaz! Ülkesinin talan edilmesine adam gibi tepki gösterir; gerekirse istifa ederler, gerekirse bedel de öder öyle değil mi? Böyle onurlu ve gerçek vatan-sever tavrı sergileyen kaç siyasetçi gördünüz? Sesi çıkmayan, ya da sesi kesilen siyasetçiler vardır elbet, ben onları tenzih ediyorum.

Bayramlaşmayacaklar(mış)

Vay be! Çok üzüldüm çok! Milletin umurumdaydı sanki. Çünkü sizin imanınızdan da, milli duygular taşıdığınız-dan da, barış ve adalet peşinde koştuğunuzdan da ciddi şüphelerim var. Siz kravatlı dinolar! Milletin ve devletin tepesinde tepişirken bu aziz millet inim inim inliyor ve sizin çıkar ilişkilerinize dayalı hizipleşmelerinizin kurbanı oluyorlar! Oysa sizi temiz oylarıyla seçerek meclise gönderenler sizden hem ülkem adına hem de millet adına hizmet üretmenizi bekliyor; hizip, kin, öfke üretmenizi ve rant peşinde koşmanızı değil. Sizin barış ve kardeşlik anlayışı ile siyaset yapmanız gerekiyor. Millete örnek olmanız gerekiyor. Ve önce lağım çukuruna dönüşen ağzınızı üç kere yıkayarak söze başlamanız gerekiyor ki dini terimler kirlenmesin!

Anadolu’da dilden dile dolaşan şu güzel ve anlamlı söz ile sözlerimi tamamlıyorum: “İmam surursa, cemaat ıçar!”

Zihnen, aklen, bedenen ve kirli siyasetten arınmış bir güne uyanmamız dileğimle şimdiden tüm dostların müba-rek Ramazan Bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.