1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
217
Okunma
İlk gün
Seksenlerin karmaşasındayız. o karanlık ve kötü günler hepimize kök söktürmüştü. Kenan paşanın paşası askeri mahkemede bana da iki yıl ağır hapis kesmişti. Avukattı temyizdi görevsizlik kararıydı derken, bizi de alacakları gün gelmişti.
Gece saat on bir gibi yatağa girmek üzereydik kapı güm güm vuruldu. Aceleyle açtım tanımadığım beş altı adam filanca sen mısın dediler, evet benim dedim. Nüfus kağıdını al gel dediler. Baktım ellerinde sopa sağa sola yürüyorlar. Evi çevirmişler. Kapıya çıktık bir minibüs içinde dört beş adam yanlarında silahlı siviller. Geç içeri dediler geçtim oturdum. Geceyi nezarette geçirdik. Sabah Ulucanlara yola çıktık
Kapıda gardiyana teslim ettiler. Baş gardiyanın odasına götürdüler. Üstümüzde ne var ne yok aldılar. Baş gardiyan göz kırparak koğuşlarına götürün dedi.
İki gardiyan beni aldı, Ulucanlar bir mahalle kadar yer, sokağında yürüdük. Bir binanın önünde sekiz on gardiyan bekliyor, orda durdu beni götüren önümü kestiler. Senin suçun de diye sordu birisi, ben mahkemenin yazdığını aynen söyledim. İlk yumruğu o attı ardında sırayla sille tekme tokat giriştiler. Gözümü açtığımda koğuştaydım. Buna kapı altı diyorlarmış. Uzatmayım koğuş dostları yaralarımı sarıp ranzamı verip sohbetler edip yatılar.
Beni uyku tutar mı ilk mapusluğum, daha doğrusu mapusluklarımın başlangıcıydı. Birine sordum sıgara içecem. Çık kapıda iç dediler. kapı dedikleri koğuş girişi ikişer metrelik bir ara, çıktım bir arkadaş sıgara içiyor. Bende yaktım. Duvar dibinde dönüp duruyor (volta), duvarın sağ tarafı bende dönmeye başladım. İnce bir sesle kardeş dedi sen karşıda yürü, niye dedim. Sizin yeriniz orası dedi. Şaşırdım. Geçtim paralelinde yürüdüm. İkimizde birbirimize garip ve hüzünle bakıştık.
Sabah oldu kalktım. Herkeste bir telaş bir neşe aldılar beni ortaya anlattılar. Nerede sıgara içeceğimi, hangi ranzadan öteye bizim olmadığını, hangi saatlerde voltaya çıkacağımızı. Rahmetli Haydar (elektrik mühendisi) ampulden telle aldığı elektrikle kazanda su kaynatıyor. Birileri içine elma portakal doğruyor çay yapacaklar kahvaltıya, kahvaltıdan sonra dışarı çıktık. Mecit başçavuşun sesiyle, sıra ol diye bağırdı sonra sağdan say, bunları askerlikte biliyordum zaten uydum.
Sıra bizimmiş ikişer üçer voltaya daldık. Havada bir güneşli, bir güzel bahar...
Coşkûnî
5.0
100% (2)