Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Ömer Hüdayi
Ömer Hüdayi

Susmuş

Yorum

Susmuş

( 1 kişi )

3

Yorum

4

Beğeni

5,0

Puan

471

Okunma

Susmuş

Kelimeler susmuştu. Derin bir sessizlik kaplamıştı gecekondudan bozma evin misafir odasını. Köşenin birinde oturan orta yaşlı kır saçlı adam bir düzine kitap yazmıştı. Lakin bir kelime söyleyecek cesareti yoktu. On beş yıl önce üzerine beyaz işlemeli dantel örtülüp kapatılan ve bir daha hiç açılmayan tüplü televizyonun hemen yanındaki adam, şiir dinletilerinde herkesi mest ediyordu. O da başını önüne eğdi ve sustu. Sürekli devrik cümleler kuran anlının bir bölümü açılmış adam. Her şeye maydanoz olan o zayıf ukala genç. Daha kimler kimler susmuştu. Sessizliğin içinden sadece duvardaki ahşap kurma saatin ’zaman sizler içinde geçiyor efendiler’ dercesine tik tak tik tak sesleri yankılanıyordu.

Herkes gözlerini birbirinden kaçırıyordu. Hiç kimse yaralı bir yüreğin bakışlarının kendisine saplanmasına hazır değildi. Çünkü geri dönüşü olmayan bir terk edişin tesellisine kimsenin cesareti yoktu.

Avludaki anlamsız konuşmalar arasından sıyrılan birkaç soğukkanlı cümle oturanların biraz fikir sahibi olmalarına yardımcı oldu.
- Çocuklar paramparça.
- Şoför kaçmış diyorlar.
- Doğrudur.
- Nasıl olmuş?
- Sabah okula gitmek için ikisi birlikte evden çıkmış. Yol kenarında giderken kamyonet çarpmış.

Ahlar, eyvahlar, ağlamalar arasından geçerek içeriye ağırbaşlı yaşlıca bir adam girdi. İçeridekiler hürmeten toparlandılar. Baş köşedekiler ayağa kalkıp yer verdi. Gözlerinin nemiyle birlikte sessizliği yaran bir cümle döküldü dudaklarından.

- “Kullu nefsin zâikatul mevt, summe ileynâ turceûn.” (Her can ölümü tadacaktır, sonra bize döndürüleceksiniz.)
Amenna sesleri yükseldi. Her şeye şifa olan Kur’an kalabalığında imdadına yetişmişti.

Bir adam ise bir kenarda yere çömelmiş, dünyayla bağını tamamen koparmış, gözlerinin boşluğa düşen dalgınlığında olan biteni anlamlandırmaya çalışıyordu.

Çok geçmeden cenaze arabası iki tabutla birlikte kapının önünde belirdi. Cenazeler caminin avlusuna getirilip musallaya konuldu.

İmam;

- Allah için namaza,
- Meyyite için duâya,
- Hatun kişi niyetine...
- Allahu Ekber...

Cenaze namazlarından sonra adamın yürüyecek mecali olmadığından dolayı bir arabaya bindirildi. Ahali de yakın olan mezarlığa doğru ağır ağır yol almaya başladı. Kimi ağlamaklı, kimi hüzünlü, kimi ise bir an önce defin işlerinin bitirilip işine geri dönmenin derdindeydi. Arka sıralardan gelenlerden iş güç muhabbeti yapanlar dahi vardı. Koyuna kuyruğu ne kadar yükse başkasının derdi de bir başkasına o kadar yüktü.

Mezarlığa gelindiğinde adamın kollarına birileri girdi. Yavaşça bindiği arabadan indirdiler. Biraz kilolu olduğundan bu çok kolay olmadı. Koluna girenlerle birlikte mezarlara doğru ayaklarını yere sürterek biraz yürüdü. Buğday sarısı yüzü iyice sararmıştı.

Yanındakilere sanki son nefesini verircesine zoraki;

- Bırakın, diyebildi.

Taze toprak kokusu sinmiş burnunu çekerek dizlerinin üstüne çöktü. Gözleri üzerine toprak atılan saçlarının tellerine kıyamadığı yavrularının mezarına saplanmıştı. Kürek sesleri arasından vakur bir ağlama sesiyle birlikte şu sözler duyuldu.

- Allah’ım lütfunda hoş kahrında hoşta, on beş yıl vermedin hasretine sabrettirdin. On beş yıl sonra annelerini alıp onları verdin. Varlığına şükrettirdin. Daha on beşlerinde aldın. Hikmetin nedir, bu neyin kefareti bilemem ama bu seferki çok ağır oldu.
*
Toprağın gerdanına yavrularını dizen bir baba yokluğa sarılıp ağlaya dursun, birkaç gün sonra ev boşaldı. Herkes kendi gerçeğine döndü. Sonraki dönemlerde adamın konuştuğu hiç duyulmadı. On beş yıl önce susturulmuş televizyonun tam karşısındaki eski kanepeye artık aynı kaderi paylaşan yalnızlıktan sıfırlanmış bir adam oturuyordu.

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Susmuş Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Susmuş yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Susmuş yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İhalil
İhalil, @ihalil
11.3.2025 19:26:31
Selamün aleyküm sevgili saygı değer çok kıymetli kardeşim hayırlı akşamlar nasılsınız inşallah iyisinizdir
SUSMUŞ başlıklı yazı size mi ait?
Size ait ise sizi ve kaleminizi canı gönülden yüzlerce kez binlerce tebrik ediyorum Size ait değil se, ait olanı her cümlesi birbirinden manidar bu yaşanmış olayı bize ulaştıran çok değerli kardeşimi tebrik ediyorum.
Ben çok duygusal biri olduğum için çok duygulandım
Dünya dert dünyası
Peygamber efendimiz sav kaç yüz sene önce demiş "la rahate fi Dünya "
Bu yüzden her şey bizim için her şeye hazırlıklı olmak gerekir Yunus Emre bir şiirinde diyor ki "Demedim mi demedim mi gönül sana demedim mi
Eli kazmalı bir adam mezarın kazar demedim mi"
Allah manevi değerlerimizi içtimai hayatta bire bir yaşamayı nasip etsin!
Her şey gönlünüzce olsun!
Allah yar ve yardımcınız olsun Allaha emanet olun!
Hayırlı akşamlar saygı değer çok kıymetli kardeşim

İhalil tarafından 11.3.2025 19:31:22 zamanında düzenlenmiştir.

İhalil tarafından 11.3.2025 19:32:12 zamanında düzenlenmiştir.

İhalil tarafından 11.3.2025 19:37:03 zamanında düzenlenmiştir.
Esrakilic1982
Esrakilic1982, @esrakilic1982
11.3.2025 15:12:30
5 puan verdi
Böylesine iç burkan, acının en derin sessizlikle buluştuğu bir metni okuyunca insan ne söyleyeceğini bilemiyor. Kimi zaman kelimeler anlamını yitirir, tıpkı o kanepede oturan adam gibi... Ölümün karşısında insanın boynu bükülür, her cümle eksik, her ses yetersiz kalır.

Ama işte hayat, insafsız bir döngüde sürer gider. Kimi ah eder, kimi yoluna devam eder. Kimi ağıt yakar, kimi işinin peşine düşer. Kimi bir mezarın başında diz çöker, kimi pazarda fiyat sorar. Dünya, ölenin ardından durmaz, yas bile günlük işlerin arasında kendine daracık bir yer bulur.

Ne denir ki böyle bir metnin ardından?
“Başın sağ olsun” bile eksik gelir.
Sadece bir şiir fısıldayabilir insan:

"Bir yer var, biliyorum...
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum."

Sen anlatmışsın ama. Hem de suskunluğun içindeki en gür sesle. Kalemin dert görmesin.
Oktay Güvener
Oktay Güvener, @oktayguvener
11.3.2025 13:49:31
Kaleminiz ve yüreğiniz dert görmesin
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL