Öyle sitemler vardır ki, bir medihtir ve öyle medihler vardır ki, bir kötülemedir. la rochefaucauld
İlkay Coşkun
İlkay Coşkun

İnternetin Silindiği Gün

Yorum

İnternetin Silindiği Gün

0

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

235

Okunma

İnternetin Silindiği Gün

İnternetin Silindiği Gün

“İnternetin Silindiği Gün” Yaşanacaklar

“İnternetin Silindiği Gün” Yazar Polat Onat’ın toplamda altmış ikinci, roman olarak da on dördüncü kitabıdır. Q Yayınları etiketiyle Ocak 2025’te ilk baskısıyla okurlarıyla buluşturulmuş. Eser; karton kapak ciltli, üç yüz altmış sekiz sayfa hacmindedir. Roman, internetin silindiği tasavvurunun ilk günüyle başlayıp yedinci günde sonlanmaktadır. Yedi ana bölüm ve alt bölümleriyle birlikte on sekiz başlıkta romanın kurgulanmış olduğunu görmekteyiz. Yirmi sekiz bölümün içerisinde, İstanbul, Ankara, Batman başta olmak üzere, Diyarbakır, Elazığ, Malatya ve Kayseri’deki internetsiz haller de işlenmektedir. Ayrıca romanda geriye doğru zaman atlamalarında da bulunulmaktadır. Bu zaman atlamalarıyla, internetin olduğu zamanlar da anlatımlara dâhil edilmektedir. Mesela “Bir Yıl Önce Ankara”, “Altı Ay Önce Ankara” konu başlıklarında olduğu gibi.

Kitabın içeriğine çok fazla girmeden, kitap hakkında etraflıca bir değini de bulunmak istiyorum izninizle. Yazar, bu kitabını iki bin yirmi dörtte aramızdan ayrılan -Polat Onat Bey’in kayınpederi de olan- Yazar Abdurrahman Fırat’a ithaf etmiş olduğunu anlıyoruz. Merhum Abdurrahman Fırat’ın “Hayat Romana Benzemez” ve “Hayat Bana Çok Şey Öğretti” isimlerinde iki kitabı bulunmaktadır. Ayrıca fantastik bilimkurgu kitaplarıyla tanınan Yazar Stephen King’in anlamlı bir sözüyle kitaba girizgâh yapılmaktadır. “İnsanlar hep başlarına gelen kötü şeyler için sebep arar. Ama bazen sebep yoktur”

İnternetin silinmesiyle beraber dijital bir kıyamet oluşur. Bu kıyamet medeniyetleri yok edecek şiddettedir. Eş zamanlı olarak bütün dijital ağlar, kendi kendini kopyalayan milyonlarca silici virüs ile yok edilir. Güncelleme yapılan ve yakın zamanda çevrimiçi olmuş dünyadaki tüm elektronik cihazlar tamir olmayacak şekilde bozulur. Tablet, telefon ve sosyal medya bağlantıları kesilir. Tüm elektronik ve elektrikli cihazlar bozucu etkiye maruz kalır. Elektronik kilit sistemi komple zarar görür. Doğalgaz, elektrik kesilerek, metro ve tramvay çalışmayacak konuma gelir vs.

Bunlardan başka yaşanabilecek diğer öngörüler de şu şekildedir. Dünyada kısa vadede milyonlarca insanın ölümüyle beraber, dünya çapında bir kargaşa oluşacaktır. Suların akmaması, otoritenin ve güvenliğin kalmaması, kanunların uygulanamaması, yağma, keşmekeşlik, kargaşa, yıkım vs. Bütün insanlarda katıksız bir depresyon hali de cabası. Uzun vadede insanlık Orta Çağ karanlığına dönecektir.

Peki, olumlu hiç bir şey olmayacak mı? Az da olsa olacak elbet. Bunlardaki tasavvur da şu şekildedir; Mesela bu kıyamet halinde, hayvanlar daha az etkilenirler. Hatta evcil hayvanlar bu bahaneyle özgürlüklerine kavuşmuşlardır. Sigara üretiminin sonlanmasından dolayı sigara içilmemeye başlanmıştır. Kaosu Önleme Merkezleri gibi yeni meslekler doğmaya başlamıştır şeklinde bir liste yapabiliriz. Bunlar gibi her sonun ardında yaşanabilecek yeni başlangıçlar da kendisini göstermektedir. İnsanlık adına umudu diri tutma ve yeni başlangıçlara kapıları aralayan çabalar şeklinde sıralamalar yapabiliriz.

Genelde modernleşme, küreselleşme ve batılılaşma, özelde internet, sosyal medya; avantajlarıyla olduğu kadar olumsuzluklarıyla da hayatımızda yerini aldı maalesef. Daha çok hazcı, behemî anlayışları besleyen ve büyüten bir alan olarak da işlevini sürdürmektedir. Bu araçlar vasıtasıyla insanlık, dünyanın kirlerini daha da çok yüreğine değdirmektedir. Bir de üstüne üstlük bu kötülüklerle mücadele edecek erke ve felsefeye de mesafeli durmaya başladık. Eski günahların gölgesinin uzun olacağı gibi bağımlılık ve tektipleşme hallerini büyüttük de büyüttük maalesef. Ne hatıra biriktirme güzelliği kaldı ne de harcanan zamanın tesbihini çektiğimiz hatırlayışlar. Yine de yeni gelişmelere önyargıda bulunmamak, insafsız yergi ve temelsiz övgülere tevessül etmemek gerekiyor. İnternetin imkânlarından faydalanmak olmalı ama bir dirhem bal için bir çuval keçiboynuzu yeme zahmetinde de bulunmamamız gerekiyor. Bize sunulan her bir şeyi hayatın her alanının teksifi noktasında görmememiz, gerekli durumda da aksülamel duruşlarımızı sergilememiz gerekiyor.

Biz yine romana dönecek olursak; Roman kahraman ve karakterlerine bir göz atalım. “Yetkin, Harun, Hülya, Zühal, Salih ve Şeniz” başta olmak üzere, “Burhan, Huriye, Cavit, Yalçın, Veli Ağabey, Bekir, Jale, Belkıs, Yakup, Muhsin, Cevahir, Turgut, Raziye Hanım, yaşlı Harun, Özcan, Yüzbaşı Lokman” gibi bizden dediğimiz başka isimlerle de karşılaşmaktayız.

Romanda altını çizdiğim bazı bölümleri paylaşmak istiyorum izninizle. “Hiçbir balon sonsuza dek şişmez. Bir yerden sonra muhakkak patlayacaktır.” (s. 16), “Gerçek iletişim, insanların birbirinin gözlerine bakarak söylediği sözlerle şekillenir.” (s. 18), “Kocaman bir depodaki suyun içine her saniye kendini kopyalama özelliği olan öldürücü bir zehir atarsanız, depodaki su sonsuza dek içilmez hale gelecektir.” (s. 25), “Teknolojisiz de internetsiz de bir yaşantı ve toplumsal hayat elbette mümkün. Yeter ki insanoğlu, ruhundaki o saf mücadele gücünün ışıltısını koruyabilsin.” (s. 367)

Fantastik ve heyecan unsurlarıyla birlikte bir gençlik romanı okudum. 50-100 yıl veya daha da kısa bir zaman sonrasını, ülkemiz örneğiyle dünyanın internet ve teknoloji noktasında gelebileceği nokta trajik bir şekilde işlenmiş gözüküyor. Ve yaşanabilecek zor şartlar vurgusuyla bir şamar gibi sillesini savurmaktadır. İnternetin olmaması ve internetin silinmesiyle doğabilecek olumsuzluklar, dünya ile hayatların arasını fazlasıyla açmışa benziyor. İnsanlığın bu kadar varlık içinde dünyadan hep bir şeyler çalma ve mükemmele ulaşma çabalarına şahitlik ediyor. Bütün bunların yanında insanların çok şeyinin eksik olduğunu, daha çok da kadim medeniyete ulaşamamış olduğunun hissini uyandırıyor. İyi okumalar dilerim.

İlkay Coşkun
02.03.2025

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İnternetin silindiği gün Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İnternetin silindiği gün yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İnternetin Silindiği Gün yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL