Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Yinsani
Yinsani
VİP ÜYE

Zelenski Sendromu

Yorum

Zelenski Sendromu

( 2 kişi )

0

Yorum

4

Beğeni

5,0

Puan

304

Okunma

Zelenski Sendromu


Zelenski Sendromu ve 70’likler

“Economist”in kapağında bir resim varmış. Dünya liderleri sıralı halde, otokrasiydi şusiydi buşiydi yazmış anlatmışlar… Aklın yatar yatmaz senin bileceğin iş lakin, çaresiziz ve köleleştiriliyoruz açık açık, yavaş yavaş…

Tarihti, dindi, enerjiydi, topraktı, devletti, milletti, teknolojiydi, coğrafyaydı , ulusal ve uluslararasıydı, kabileydi vb vs. oysa adı, sanırım gerçek adı: Ticaretti.

Yani alışveriş. Bu kelime ve kavram üzerine her tür ilim dalından herkes bir sonuç çıkarabilir, dilbilimciler sayfalarca analizini de yapabilir, antropologlar, fizikçiler, ilahiyatçılar, genetikçiler, askerler, yargıçlar, feylosoflar..

Oysa kitap satıyorlardı üniversitedeki veya bırakınız üniyi, lisedeki öğretmenler bile. Oysa ne derler; ucuz etin yahnisi iyi olmaz mealinde, sonuçta kem küm..

Bu yazı nereye varır bilmem amma, kendimi Zelenski gibi görüyorum nedense.. Takım elbise giymedim diye bombalıyorlar gazetelerden, lan adamın ülkesi savaş halinde, ne giyecek, halkı nasıl bir durumdaysa onları temsil ediyor işte sonuçta diyesim de var, demeyesim de var lakin görünen, kalmış 70’liklerin arasında hatta 3-5; 10-15 70’liğin arasında kalmış gibiyim ben de.

İnternet peygamberi denilen bir çocuk varmış, yaptığı da bir kurumun belgelerini, belgelerindeki bilgileri galiba üniversiteli öğrencilere bedavaya vermekmiş. Kurum ihtimal üniversite olmalı, ethernet portlarına vb vs takmış flaş diski kamuya açık olan bağlantılara, almış bilgileri, notları veya makaleleri, koymuş internet sitesine. FBI sormuş soruşturmuş takibe almış, arkasında kim var kim yok, neden böyle yaptı falan derken çocuğun psikolojisini bozmuşlar, çocuk da intihar etmiş. Daha 21’nde olmalıydı galiba.. Unuttum.

Lise yıllarında; bu zamanda hacker olmak farz demiştim, lakin hiç ilgimi çekmedi veya mantığını mı çözemedim anlayamadım. Ne güzel Köroğlu misüllü, Robinhood misüllü zenginden alıp fakire verirdik herhalde. Yoksa alır ganimeti kaçar mıydık uluslararası adalara falan… Bu konuyla sınanmadığım için bilemiyorum. Lakin elbette sistemin şövalyeleri, güvenlik görevlileri, sol ve sağ bekçileri tepemize biner tıkardı mahpusa.. Olamadığımız da iyi olmuş herhalde.

Yine de sormak lazım tıkmadılar mı, internet başına, klavye üstüne. Yapılan araştırmalar sonuç verdi ve ihtimal 5-10 yıla ekranlar, klavyeler üzerinden koku transferi de mümkün hale gelecek, geldi de, halka ulaşması 5-10 yılı bulur herhalde. 30 yıl sonra sadece fotoğraf, yazı değil onların çekildiği veya yazıldığı mekândaki kokuyu da karşıya ulaştıracak teknoloji.

Sepetleriniz ne alemde? Geçen teknoloji sepetimde iki parça vardı, toplamı 72 k falan ediyordu, dün baktım 85-86 k olmuştu.(k:Bin, demek). Ne oldu bir haftada, yüzde kaç artıvermiş..

Bu hafta ülkemizde yine başımızdan kaynar sular döküldü lakin artık o kaynar sular yakıyor mu, pişiriyor mu emin değilim. Önünde ve içinde milyonlarca insanın öldüğü öldürüldüğü koca şehir, üzerine binlerce şiirler yazılmış boğazların incisi, İstanbul’da; bir aile reisi, üç çocuğunu öldürdü, eşini öldürdü en sonunda da kendisini öldürdü. Yine aynı haberin benzerini geçmiş yakın yıllarda okumuştuk, siyanür vakasıydı. Yine bu günlerde ülkemizin güneyinde bir şehirde, yolda giden iki kardeş, aklımda kaldığınca, 16-19 yaşlarında veya bu yaşlara yakın, 24 yaşında biriyle yolda tartışır, kavga çıkar, ikisi de bıçaklanır, hastaneye kaldırılırlar lakin kurtarılamazlar. Diğer çocuk yakalandı mı ne oldu, haberin devamını okumadım.

Onurlu ölüm kapsülleri yasaklandı, Avrupa’da bir şehirde, bir firma ölüm kapsülü veya intihar kapsülü yapıyor, piyasaya sürüyor lakin toplatılıyor yasaklanıyor. Firma veya dernek mernek o kapsülü yaparken piyasada bir açığı görmüş galiba. İnsanlar ölmek istiyor ama nasıl öleceğini bilemiyor veya korkuyorlar vb vs; demişler sanki; onurlu intihar kapsülü yapalım..

Emice emice, pozisyona girersen haber ver. Elbette yeğenim. Lakin benim de pestilimi çıkardı piyasa. Düşen bıçak tutulmaz derlerdi, ya hu tutmayacağım dedim içimden, baktım mumlara, dedim bir tepki gelir, mum sağ ben selamet bir gün bekler yoluma bakarım. Öyle olmadı, 1 ay önceki fiyatından yüzde 60 düşmüş bir malı aldım, bir gün sonra ilk planımı uygulamadım, dedim bir gün daha bekle, bekleyiş o bekleyiş, benim aldığım fiyattan da düştü aşağıya yüzde 45 falan. Neyse yumurtaları tek sepete koymamıştık, bakalım.. Aslanlar, Sırtlanlar, Kurtlar sofrası..

70’liklerden biri bir açıklama yaptı geçenlerde, Sarı Çiyan diyorum ben ona, Btc Eth ve vb vs iki üç kriptoyu da rezervlere alacağız gibi, bir açıklamaydı.. Hoşt ulan Btc diye bir şiir yazdım, son üç dört günde; yüzde 10’dan yüzde 80 lere artış gören piyasayı çaktılar yine milletin zihnine, düşürdüler bıçakları.. Millet boğacı, ayıyı pek düşünmüyor piyasa kurbanları. Şimdilerde de sazan avlar gibi olta atıp çekiyorlar. Balinası Yunusu Kurdu Ayısı bitmez piyasanın. Kaç kişi intihar etti bu piyasalarda, lakin haberlere pek çıkarmazlar, çünkü uzaklaşmasınlar, kaçmasınlar. Galiba aynısını Altın üzerinde deneyecekler, zaten deniyorlar da…

Yıllar önce bir balinayla tanıştım forumlarda, o zamanlar daha çaylağız şimdi de çaylak sayılırız da; ya hu dedi derinlik yok bu piyasada likidite yok… O söz aklımda kalmış; o zamanlar ben derinlik nedir, likidite nedir biliyorduk oysa, lakin daha yeni bu sene anladım ne demek istediğini.. Belki aradan sekiz yıl geçti, yeni anladım.

Geçenlerde bir şiir okudum, çok güzeldi mısralar; meali aklımda kaldığınca; yazdıklarım idam fermanı, yazmadıklarım müebbet gibi bir ifadeydi, tam hatırlayamadım.. Yıllar önce sen serbest şiir yaz demişlerdi, olur mu , hece, Türkün kökenidir, hece olsun yavan olsun.. aradan 20 yıl geçti mi bilmiyorum, yeni anladım serbest şiirin de önemini.

Romancılardan biri vardı, öleli asırlar olmuştur; hep çocuk kalbi taşımalı şairdir yazardır vb vs demişti. Lakin yanlış demiş, çocukları canlı canlı yerler bu piyasada, onu eklemeyi unutmuş. Dişlerini geçiriyorlar kuduz gibi durmadan…

Oysa insanın kendisi değil miydi karşısında gördüğü…

Ağırlıklı Hareketli Ortalamalardan uzaklaşırsanız nefesinizi keserler, uzaklaşmamak lazım ancak bu ağırlıklı hareketli ortalamaları da biraz tefekkür edince, sosyolojide, matematikte, dinde, kültürde, fizikte, biyolojide vb vs. Çobanları çıkar karşınıza. Siz ya köpekleri olursunuz çobanların ya da koyunları.. Kendiniz olmaya izin vermez piyasa. Oysa; seni tüm kuvvetiyle sarıp sarmalayıp bastırmaya çalışan bir toplumda… vb vs Şavaşcı diye bir kitap vardı…O da eksik demiş, insanlar alemi bir belgesel gibi, vahşi bir belgesel.. Bütün bilimler ilimler fikirler böyle.. Yeni bir fikir yok çağa uygun…

70’likler çağımızı son sürat köleleştirmeye doğru karar almışlar gibi. Onların istediği kadar yazabilirsiniz, onların istediği kadar inanabilirsiniz.. Bu dünyaya bir yenilik gelecekse onu da biz getiririz diyorlar asırlardır..

Tarih için okuduğum en anlamlı özlü söz, şuydu; Tarih kalabalıkların üzerinde anlaştığı en büyük yalandır. Yeni okumadım bu sözü duydum, ekranda duydum, zihnim hemen kaptı bu sözü. 3-5 günden beri, okuduğum tüm tarihi kitaplar vb vs dolanıp duruyor yeniden kafamda..

Mamut genini fare geniyle birleştirdiler, tüylü fareler çıktı piyasaya. Geleceğimiz; robotlarla süper insanların arasında kaldı. Filler ve çimenler hesabı. Bu gidişi de engelleyebilecek hiçbir kurum, devlet, inanç ve bilim yok dünyada.

O kadar çok yalan söylediniz ki insanlara; ailede, okulda, camide, kilisede, cemde, tapınakta, üniversitede, devlette, uluslararası kurumlarda… Gençliğin geri tepmesi çok acımasız ve yıkıcı olacak. Hem kendileri, hem aile, hem de dünya için..

Zelenski sendromu dediğim hepsinin bir bütünü. Onun için de diyorlar arkasında şöyle bir milyarder var diye, bilmem; Trump 70’liği için de Rus ajanı demeye başladılar…

70’likler manşetlerle sarhoş ediyorlar dünyayı ve içindekileri.

Pekinden Londra’ya ticaret yolu epey ilerledi, ülkemiz içindeki ayakları da epey epey yapılıyor.. Yeni fiber optik hatlar döşenmeye başladı okyanus altlarına, okyanusta bir şey olursa diye (depremdir, deniz altı volkan akaçlarıdır vb vs) uydular da ek olarak zaten 40-60 yıldır yörüngede.. Yerden 20-30 cm kalkarak hareket eden uçan arabaların da prototipleri hazırlandı, deneyleri yapılıyor.. Robot teknolojisi emekliyor lakin yürürse …

Sa ve se’ler.. Neydi bu eklerin veya hecelerin Türk dilindeki anlamları, kelimeye ne katıyordu..

Hani diyorlar ya, mealen; insan yüklendi o çekilmez yükü… Onun da kolayını bulmuştum 25 yıllar evvel, delirdin mi bütün kapılar sonuna kadar açılıyormuş diye yorumlamıştım okuduklarımı..

Geçenlerde bir misafirimin çocuğu, ya ne kadar kültürlü bir oda burası demişti, onun yaşlarında ben de gittiğim misafirliklerde kimi zaman öyle düşündüğüm olmuştu diye düşündüm misafirler gidince.. Oysa gördüğü bir iki tabloydu sadece. Hediye gelmişti. Çocuk aklı işte...

Çocuktan al haberi demişler, lakin toplumun bile haber almaya cesareti yok. Hır gür…. Gördüğün sendin bende, gördüğüm bendim sende.

Zelenski sendromu, nereye tükürsen yedi cihetten rüzgar esiyor işte.

Türk Devrimi lazım yeniden dünyaya, görünürde kimseler yok. Türk Devriminden kasıt Kıpçak ve Oğuz veya Cumhuriyet düşüncesi değil, yeni bir devrim, hepsini süzecek, hepsini sentezleyecek büyük bir devrim.

Yürek Perişan, Zihin Perişan bu perişanlıkta ey Hüda, Unutma Rabbim, ulu Tanrım, ne müebbet yemeye ne de intihara daha hazır değilim. Bizim nesil son korkakları galiba bu dünya yaşamının.

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Zelenski sendromu Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Zelenski sendromu yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Zelenski Sendromu yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL