1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
193
Okunma

Hayat, insana bazen fark ettirmeden dersler verir. Küçük bir karşılaşma, önemsiz görünen bir cümle ya da yolda yürürken gördüğün bir manzara… Hepsi, kaderin usulca bıraktığı işaretlerdir. Ama insanlar, çoğu zaman bu işaretleri görmek yerine geçmişin hatıralarıyla yaşamayı seçer.
Her insan, içinde bir yolculuk taşır. Kimi bu yolculuğa cesaretle adım atar, kimi ise aynı sokaklarda kaybolmayı tercih eder. Ama zaman, kaçamayacağın bir öğretmendir. Eninde sonunda, seni yüzleşmeye zorlar. Çünkü insan, ancak kendi korkularının üzerine yürüdüğünde gerçekten özgür olabilir.
Sevgi, bazen bir fısıltıdır, bazen de bir çığlık. Ama en çok sessizlikte kendini gösterir. Bir insanı gerçekten sevdiğinde, onun varlığı bile yeterlidir. Kelimeler gereksiz hale gelir, çünkü ruhlar birbirini anlamayı öğrenir. Ve işte o zaman, hayatın en büyük sırrı açığa çıkar. Sevgi, sahip olmak değil, serbest bırakmaktır.
Bazı yollar, sadece tek başına yüründüğünde anlam kazanır. İnsan, bazen kalabalıkların içinde kaybolur, bazen ise yalnızlığın içinde kendini bulur. Ama şunu bilmelisin: İçinde huzur yoksa, gittiğin hiçbir yer sana ait olmayacaktır. Çünkü gerçek yolculuk, dışarıda değil, insanın kendi içinde başlar.
Zaman, her şeyi değiştirir. Eski dostluklar unutulur, aşklar yıpranır, hayaller yavaş yavaş solmaya başlar. Ama bazı şeyler hep aynı kalır: Bir annenin duası, bir çocuğun gülümsemesi, bir insanın umudu… İşte bu yüzden, değişimin içinde bile sabit kalan şeyleri görmeyi öğrenmelisin. Çünkü asıl değer, zamana direnen anların içindedir.
Bazen hayat, seni hiç beklemediğin yerlere sürükler. Planların bozulur, yollar kapanır, tanıdık yüzler kaybolur. Ama unutma, her kayboluşun içinde yeni bir başlangıç gizlidir. İnsan, ancak kaybolduğunda gerçekten kendini bulabilir.
Ve belki de en büyük bilgelik şudur. Hayat, seni nereye götürürse götürsün, asıl önemli olan, yolun sonunda kendine ulaşabilmektir.
Turgay Kurtuluş
5.0
100% (2)