Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
turgaykurtulus
turgaykurtulus

Zaman ve Duyguların Akışı – 4

Yorum

Zaman ve Duyguların Akışı – 4

( 3 kişi )

1

Yorum

3

Beğeni

5,0

Puan

219

Okunma

Zaman ve Duyguların Akışı – 4

Zaman ve Duyguların Akışı – 4

Zaman, eski bir dost gibi sırtını sıvazlar ama bazen de düşmemen için değil, daha sert vurmak için yaklaşır. Gözlerini kapatırsın, dünü düşünürsün. İnsanlar, anılar, yarım kalmış cümleler… Hepsi bir yerlerde, bir zaman diliminde asılı kalmıştır. Ama sen, yoluna devam etmek zorundasındır. Çünkü hayat, duraksayanları affetmez.

Gece, sokak lambalarının loş ışığında kaybolan hayaller gibidir. Bir sigara yakıp düşüncelere dalarsın, belki eski bir şarkı çalar kulağında. Hayatın anlamını çözmeye çalışırsın ama cevabı hiçbir zaman tam olarak bulamazsın. Çünkü bazı sorular, cevapsız kalmalıdır. İnsan, bazı şeyleri anlamadan da yaşayabilmelidir.

Bazen bir sokak lambasının altında durup kendine sorarsın: "Gerçekten burada mıyım?" Hayatın seni nereye sürüklediğini anlamaya çalışırsın ama cevabı hiçbir zaman tam olarak bulamazsın. Çünkü bazı sorular, cevapsız kalmak için vardır.

Yalnızlık, bazen kalabalık bir caddede sigaranın dumanına karışır, bazen eski bir şarkının nakaratında yankılanır. Kaçmaya çalışırsın, ama seni en iyi tanıyan da odur. O yüzden bazen en sadık yoldaşın yalnızlıktır. İnsan, kaçtığı şeylerle yüzleşmeden kendini gerçekten anlayamaz.

Hayat, sana beklenmedik köşelerde tokat atar. En güvendiğin insanlar, en derin yaraları açan olur. Ama belki de büyümek, o yaraların içinden geçmeyi öğrenmektir. Her düşüş, seni biraz daha güçlü yapar, ama her kalkışında biraz daha değişmiş olursun. Eski sen, adımlarının gölgesinde kalır.

Bazı zamanlar olur, kendini bir masada oturmuş, eski fotoğraflara bakarken bulursun. Gözlerinin içine baktığın o yüz tanıdık gelir ama yine de yabancıdır. O gözlerde bir zamanlar hayaller, heyecanlar vardı. Şimdi ise sadece derin bir yorgunluk… İnsan zamanla değişir, ama değişen şey sadece bedeni değildir.

Gözlerini uzaklara dikersin. Sokakta yürüyen insanlara bakarsın. Kim bilir hangi düşüncelerle dolup taşmaktadır zihinleri? Hangisi bir kalbi kırmış, hangisi bir kalp kırıklığıyla yürüyordur? Kim bilir kaç kişi içinde büyüyen boşluğu gülümsemelerle örtüyordur?

Zaman geçer. İnsanlar gelir, insanlar gider. Ama sonunda hep kendinle baş başa kalırsın. İşte o an, sessizliğin içinde en yüksek sesi duyarsın: Kendi sesini. Ve belki de gerçek yolculuk, tam da o zaman başlar.

Bazı şeyleri geride bırakmak gerekir. Çünkü bazı kapılar kapandığında, ardında duran duvarı fark edersin. O duvarı aşmak ya da ona yaslanıp geçmişi izlemek senin elindedir. Hayat, tercihlerin toplamıdır ve bazen en zor karar, yoluna devam etmeye karar vermektir.

Peki ya sen? Hangi anının içinde sıkışıp kaldın? Hangi şarkının nakaratında kendini unuttun? Hangi gecede, hangi yıldızın ışığında kayboldun? Ve en önemlisi, ne zaman kendini gerçekten bulacaksın?

Turgay Kurtuluş

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Zaman ve duyguların akışı – 4 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Zaman ve duyguların akışı – 4 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Zaman ve Duyguların Akışı – 4 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Nurefşan.
Nurefşan., @nurefsan-
28.2.2025 09:53:56
5 puan verdi
Derin bir iç çekişle okumaya başladım. Galiba benim hocamın dediği doğru ben nesirciyim....

Bir tatlı cadı vardı burnunu oynatınca her şey hallolurdu. Keşke bizlerde o yetenek olsaydı yada Yaradan bir silgi verseydi elimize şu geçmiş denilen geçmişten bazı acıları silebilseydik dediğim zamanlar çok. Ama galiba ben acılarımı da seviyorum. Zira şu an acı veren şeyler bir zamanlar acı vermemişti.

Zaman eski bir dost bize ama bu dost devamlı ayağımıza çelme takan cinsten :)) Heyttt durdurun dünyayı inecek var diyemedikçe biz bu dostla da yaşamaya mahkumuz. Yaşadıklarımız bize bir rehber okumayı bilirsek.

Ama en çok sokak lambası kısmına takıldım. Ankara'yı evimi özledim. El ayak çekilince tam evimin köşesindeki o lambaya bakarak arabadaki çalan müzik ve pencereme bakan siluet takılı kaldı yüreğime. Elimde sigara her nefesi ciğerime köz olan şimdi buralarda bakacağım bir sokak lambası olmadığından mı bu kadar çaresiz hissediyorum kendimi. Evim demek acaba o sokak lambasının hatırası mıydı?

Ben bu hayatta en çok yalnızlığımı seviyorum.

Eski fotoğraflara bakmak, bir zamanlar tanıdık olan ama şimdi yabancılaşmış bir yüzle karşılaşmak adeta zaman yolcuğu gibi.

Bu yazıda en çok dikkatimi çeken yorgunluk heyecanı kaybetme ama sonrada ara ara tırmanan umut.
Ve zamanla insanın sadece eli yüzü değil içindeki duygularda değişiklikler gösterir. Buda bir kayıp ve aynı zamanda bir keşif gibidir.

Geçmişi geçmişte kalmalı kalmazsa kendi ördüğümüz duvarların ardında kaybolup gideceğiz.
En sonunda
Peki ya sen? Hangi anının içinde sıkışıp kaldın? Hangi şarkının nakaratında kendini unuttun? Hangi gecede, hangi yıldızın ışığında kayboldun? Ve en önemlisi, ne zaman kendini gerçekten bulacaksın?

Dışarda inceden bir yağmur, sokak lambasının ışığı altında elinde sigara ve "Gizli Sevda" şarkısının " adın iki hece" nakaratında...unutulup giden sabah yıldızının ışığında ben hala ordayım

Kendini bulmak istemek gerekir bazen....Olduğun yerde olduğun durumdan memnun değilsen memnunsan

Çek bir yalnızlık kallavi olsun!

Bu gidişle okuma benim yazıları dersen şaşırmayacağım :))

Bu seri bitmesin olur mu?
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL