1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
219
Okunma

Zaman, eski bir dost gibi sırtını sıvazlar ama bazen de düşmemen için değil, daha sert vurmak için yaklaşır. Gözlerini kapatırsın, dünü düşünürsün. İnsanlar, anılar, yarım kalmış cümleler… Hepsi bir yerlerde, bir zaman diliminde asılı kalmıştır. Ama sen, yoluna devam etmek zorundasındır. Çünkü hayat, duraksayanları affetmez.
Gece, sokak lambalarının loş ışığında kaybolan hayaller gibidir. Bir sigara yakıp düşüncelere dalarsın, belki eski bir şarkı çalar kulağında. Hayatın anlamını çözmeye çalışırsın ama cevabı hiçbir zaman tam olarak bulamazsın. Çünkü bazı sorular, cevapsız kalmalıdır. İnsan, bazı şeyleri anlamadan da yaşayabilmelidir.
Bazen bir sokak lambasının altında durup kendine sorarsın: "Gerçekten burada mıyım?" Hayatın seni nereye sürüklediğini anlamaya çalışırsın ama cevabı hiçbir zaman tam olarak bulamazsın. Çünkü bazı sorular, cevapsız kalmak için vardır.
Yalnızlık, bazen kalabalık bir caddede sigaranın dumanına karışır, bazen eski bir şarkının nakaratında yankılanır. Kaçmaya çalışırsın, ama seni en iyi tanıyan da odur. O yüzden bazen en sadık yoldaşın yalnızlıktır. İnsan, kaçtığı şeylerle yüzleşmeden kendini gerçekten anlayamaz.
Hayat, sana beklenmedik köşelerde tokat atar. En güvendiğin insanlar, en derin yaraları açan olur. Ama belki de büyümek, o yaraların içinden geçmeyi öğrenmektir. Her düşüş, seni biraz daha güçlü yapar, ama her kalkışında biraz daha değişmiş olursun. Eski sen, adımlarının gölgesinde kalır.
Bazı zamanlar olur, kendini bir masada oturmuş, eski fotoğraflara bakarken bulursun. Gözlerinin içine baktığın o yüz tanıdık gelir ama yine de yabancıdır. O gözlerde bir zamanlar hayaller, heyecanlar vardı. Şimdi ise sadece derin bir yorgunluk… İnsan zamanla değişir, ama değişen şey sadece bedeni değildir.
Gözlerini uzaklara dikersin. Sokakta yürüyen insanlara bakarsın. Kim bilir hangi düşüncelerle dolup taşmaktadır zihinleri? Hangisi bir kalbi kırmış, hangisi bir kalp kırıklığıyla yürüyordur? Kim bilir kaç kişi içinde büyüyen boşluğu gülümsemelerle örtüyordur?
Zaman geçer. İnsanlar gelir, insanlar gider. Ama sonunda hep kendinle baş başa kalırsın. İşte o an, sessizliğin içinde en yüksek sesi duyarsın: Kendi sesini. Ve belki de gerçek yolculuk, tam da o zaman başlar.
Bazı şeyleri geride bırakmak gerekir. Çünkü bazı kapılar kapandığında, ardında duran duvarı fark edersin. O duvarı aşmak ya da ona yaslanıp geçmişi izlemek senin elindedir. Hayat, tercihlerin toplamıdır ve bazen en zor karar, yoluna devam etmeye karar vermektir.
Peki ya sen? Hangi anının içinde sıkışıp kaldın? Hangi şarkının nakaratında kendini unuttun? Hangi gecede, hangi yıldızın ışığında kayboldun? Ve en önemlisi, ne zaman kendini gerçekten bulacaksın?
Turgay Kurtuluş
5.0
100% (3)