2
Yorum
12
Beğeni
0,0
Puan
284
Okunma

Der suchende trachtet nach den wahren fundament,
Hoch bedeutsam ist doch das stabile postament
Achtsamkeit ist erfordert, lange rede, kurze sinn
Wirf ein dezentes blick, auf den letzten Testament.
---
Hakkı arayan bir kişi, gerçek temel için çabalar,
Son derece anlamlıdır, zemînin sağlam olması,
Farkındalık gereklidir, uzun lafın kısası;
Zerâfetle bir göz at, son nâzil olan Ahit’e.
Bu kıt’a bizler için biraz zor anlaşılıyor olsa da,
(Bu arada tercüme de ne yazık ki çok sığ kaldı.)
Hristiyan Batı dünyâsı Tevrat’ı "Eski Ahit" (Altes Testament)
İncil’i de "Yeni Ahit" (Neues Testament) diye dillendirir.
"Yeni Ahit’i anlamak için Eski Ahit’i okumalısın." derler ve okuturlar da.
Mescîd-i Aks’a’ya yapılan saldırılara göz yummalarının bir nedeni de bu.
El-hâk birçok Îsevî tarîkati, Tevrat’ın dehlizlerinde debelenmekte.
"Son Ahit" Kur’ân’ı Kerîm’i yok saymaktalar elbirliğiyle.
Zîrâ, en çok korktukları şey, Kur’ânın anlaşılıp uygulanması.
Nitekim Mr. Biden da ikrâr etmişti ya:
"Benim Siyonist olmam için yahûdi olmama gerek yok" diye.
(Oysaki Yeni Ahit, bir başkaldırıydı tahrîf olmuş Eski Ahit’e.)
Gel gör ki bugün, nerdeyse tüm Îsevîler, Siyonizmin uşağı durumunda.
(Diyâr-ı İslâm’da da, durum pek farklı değil ya.)
15 Temmuz’da, "Kâinât İmamı" geberik Fethoş, başarılı olsaydı eğer,
Müslümanları da "Ilımlı Müslüman"a dönüştürme niyetindeydi.
Yâni türkçesi; Siyonist Müslüman!!!
El Fâtihâ insanlık!
Hoş geldin Armageddon.
Dememiş miydi Fethoş hz.leri(!):
"Haçlının ülkenizi işgâl etmesi çok tehlikeli değildir.
Bir kere onlar sizin kadınınıza, kızınıza hiç ilişmezler.
Ma’bedinize de ilişmezler, ilişmemiş haçlılar."
- www.dailymotion.com/video/x4pv4rf -
(Ne hunharca iliştiklerini bugün Hollywood bile ikrâr etmekte iken...)
Aynı şekilde bu Fethoş da elimize İncil’i tutuşturacaktı.
Seküler zümre ise, bu tahrifâta balıklama atlayacaktı.
Almanya’da, Hollanda’da, Belçika’da ve Fransa’da gördü bu gözler,
PKK sempatizanı, DEM’e dem döken sözde Kürtlerin
ve Sekülerizm meftûnu sözde Türklerin nasıl devşirildiklerini.
Bizi İncil’le oyalayacaklardı! Daha rahat güdebilmek için.
Kur’ân’dan sonra İncil ile hasbihâl olmak
attan inip merkebe binmek gibi bir şey olur gerçekten.
(Dikkatinizi çekerim; "Teşbîhe endâze olmaz." demiş atalar.)
Videoyu izlerseniz lütfen... Müslümanın önünde İncil var!
Hristiyanın elinde Tevrat, ve Siyonist Yahûdinin elinde ise Kur’ân!
Bilimsel açıdan bakıldığında o 4 İncilin (Yüzde 40’ı),
bizim Hadîs kitaplarına eşdeğer niteliktedir ancak.
Baştan sona birbiriyle çelişen farklı rivâyetlerdir. Bilakis dördüncüsü! (Yuhanna)
(Yüzde 60’ı ise) azîz Paul diye târihe geçen Yahûdi Saul’un mektuplarından ibâret.
Gâyesi İncil’i en baştan tahrîf etmekti, muvaffak da oldu hani.
Kur’ân’la aynı kefeye koymak, en hafif tâbiriyle abesle iştigâldir.
Tevrat için sâdece bir cümle ayıracağım, o da:
Binlerce yıllık tahrîbattan sonra tam bir şovenist,
kafatasçı mahalle doktrinine dönüşmüş duruma geldi.
Maurice Bucaille’nin "La Bible, le Coran et la science"
-Türkçeye "Tevrat, İnciller, Kur’ân-ı Kerîm ve Bilim" diye çevrilen-
kıymet biçilmez Şâheserinin şeddeyle okunması tavsiye edilir.
"Kur’ân-ı Kerîm’de bilime aykırı tek bir âyet bile bulunmaz,
tamâmen bilimsel, kesinlikle ilâhî bir kutsal kitaptır."
Hattâ, "Bilim, Kur’ân’ın arkasından koşmakta." diye noktayı koyar.
Hiç unutamayacağım şeylerden birisi,
90’larda TV tartışmalarında biri dinden bahis açacak olunca
Entel-dantel aydınlarımız(!) hemen fodulca ve baslı bir tonla;
"Biz bilimden konuşuyoruz, din gibi farâzî şeylerden değil!"
diye o dönemin büzük müslümanlarını bastırırlardı.
Şâyet yiğitçe savunan ve anlatan biri çıkınca da yayın kesilirdi.
(Bu arada Roger Graudy’yi göz ardı etmeye hiç gelmez.
Kırk yıllık komünistlikten sonra İslâm ile müşerref olup
yalnızca iki konu hakkında kitap yazmaktadır;
İslâm ve İsrâel. Yâni Hak ve Bâtıl.
Ve tabîdir ki Siyonist güdümündeki ülkelerde kitapları yasaklı!)
(Dağıttım, farkındayım. Affınıza sığınarak bitiriyorum.)
Konumuza geri gelecek olursak:
Düne kadar bu Abidedeki tablo mutlak gerçeği yansıtıyordu.
Müslüman yerde, Hristiyan onun üstüne çökmüş
ve Siyonist, Hristiyanın omzuna basarak yükselmekte.
(Hristiyanları kullanarak Müslümanı yerde/aşağıda tutup ezdirmekte.)
ABD’si, BK’ı ve AB’si bunu fazlasıyla teyid ediyor birkaç asırdır.
Şimdi muhâfazakâr âbilerim ve ablalarım kızmasınlar
"Sen secdede bir Müslümanı ne biçim betimliyorsun?!" diye.
Videoda görüldüğü gibi;
"Müslüman ayağa kalkarsa!.."
işin can alıcı tarafı, diğer bir deyimle zurnanın zırt dediği yerdir.
İlk bakışta birbirinin zıtlarıymış gibi görünen
iki adet favori beyitimle örneklemek isterim:
Nefse bî-gâne softa, şeytanıyla kayakta,
Ceset secdeye inmiş, nefis dimdik ayakta!
Namazı bu şekilde edâ ederken
ayağa kalkmamız mümkün gözükmüyor gerçekten.
İyi ki varsın namâz, iyi ki varsın secde,
Nefsim yerde sürünür ve rûhum gelir vecde.
Rabbimizin lütfuyla namazımızı böyle kılarsak
ayağa öyle bir kalkarız ki, sırtımıza binmeyi bırak,
ayağımıza basmaya dahi cesâret edemezler.
Ezcümle;
Müslümanın kıyâma kalkması ümidiyle
Ve’s-Selâm…
www.youtube.com/watch?v=YCHjZT-D6q4