Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. la rochefaucauld
Tu
Turan Yalçın

çırak (öykü)

Yorum

çırak (öykü)

0

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

463

Okunma

çırak (öykü)

ÇIRAK
Edebiyat Öğretmeni Mualla Hanım , aynı zamanda ortaokuldan bu yana şiirler yazan, kitaplar yayınlayan, başka okullarda da sık sık konuşmalara davet edilen bir eğitimci yazar idi. Herkesle iyi geçinir, içki sigara kullanmaz, dedikodu yapmaz, dersler dışında bol bol okurdu. Okul kütüphanesinin gönüllü sorumlusuydu. Dersler dışında hemen hemen zamanı kütüphanede geçerdi. Dersi olmadığı zaman kantinden çayını alıp kütüphaneye geçer, hem okur hem de kitap okumak isteyen gençlere önerilerde bulunurdu. Okumayı seven gençlere müthiş sevgisi vardı.O’na göre ülkenin geleceği okumayı seven , düşünen, sorgulayan özgüvenli ve önyargılardan uzak gençler sayesinde olacaktı. Bunu sık sık dile getiren öğretmen olarak tanınıyordu sadece okulda değil tüm şehirde.
Okula yeni gelen ve okumayı çok sevenl Elif Öğretmen ile de bu yüzden çok iyi anlaşmışlardı. Elif öğretmen ,bir kaç ay Mualla Hanımı izledikten sonra, “Mualla Hanım, çok iyi öğretmen ve yazar ama neden çırak yetiştirmiyor ki? “ sorusunu soruyordu kendine. Halbuki okulda şiir yazan çok öğrenci olduğunu biliyordu. Bu merakını kimseye de sorarak gideremiyordu. Çekiniyordu Mualla Hanımdan nedense. Sormaya cesaret edemiyordu.
Bir gün kütüphanede ikisi bir arada iken kimse yoktu. Elif gene içinden “sorsam mı sormasam mı” diye tereddüt ediyordu. Herkes derste iken Elif hanımı utandırmadan Mualla Hanım aniden “ Elif bir soru mu sormak istiyorsun?” diye sorunca Elif Hanım önce “yooo nereden çıkardınız Mualla abla” dedi.
Güngörmüş Mualla Hanım, Edebiyat öğretmeni olmasına rağmen yüz okuma sanatı, etkin hitabet, insanlarla pozitif iletişim, pozitif psikoloji kitapları da okurdu. Okumak istediği kitapları internetten alır, okuduktan sonra da okul kütüphanesine bağışlardı. “Herkes okusun” diye
Mualla Hanım Elife dikkatle bakarak “Sormak istediğin bir soru var Elif, çekinme . Bak biz burada kız kıza, baş başayız. Bana sormayacaksınız ad kime soracaksınız.”
Bu samimi sözden sonra Elif tüm çabası ile samimi tavrını takınarak sordu nijhayet “ Hocam sizin o kadar güzel kitaplarınız var. Bazılarını okudum. Bazılarını da okumak için zamanımın müsait olmasını kolluyorum. Sizin bir çok öğrenciniz şiir yazıyor. Siz neden bir çırak yetiştirmiyorsunuz ?”
Bu soru üzerine Mualla Hanım önce gülümsedi, sonra derin bir “ ahh” çekti ki genç öğretmen Elif bir an irkildi. Bunu fark eden Mualla Hanım “Elif sakin ol damarıma bastın ama sakince sana anlatacağım, önce çayımızı alıp gelelim kantinden “dedi.
Beraber kantinden çaylarını alıp geldiler. Kantin ve kütüphane yanyanaydı zaten.
Mualla Hanım Elif’in gözlerinin içine bakarak “ Elif her yazarın, öğretmenin gönlünde kendini geçecek ve Edebiyata gönül verecek, aşk derecesine sevecek çırak yetiştirmek ister. Ama günümüzde marangoz, demirci berber bile çırak bulamıyor. Herkes hemen usta olmak istiyor. Ben ise buraya her gün en az 100 sayfa kitap okuyarak, ara vermeden okuyarak, kalbime Edebiyat sevgisi dokuyarak geldim. Öğrencilerime de öğretmek istedim ama kimse sabırlı olmuyor ki. Kitap veriyorm geliş diye öğrenci aylarca geri getirmiyor. Okumak istemiyorlar. Hatta iki şiir yazan hemen şiir kitabı çıkarmak istiyor. Yazarların gençlik anılarını anlatan kitaplar veriyorum “Hocam buna ne gerek var” diyorlar. Sanıyorlar ki Hocamız kitap çıkarıyor, istese bizim kitaplarımızı da çıkarır. Bir gün bir emekli öğretmen bana “Hocam, siz beş kuruş harcamadan kitaplar çıkarıyorsunuz benim kitabı neden yayınlamıyorsunuz “dedi. Yani insnalar beni kendileri ile eş tutmaya başladı. Halbuki ben kitaplarımı zor yayınlıyorum mesela 10 sene kitap çıkaramadık yeni. Bunu anlatınca insnalar inanmıyor ve bana küsüyorlar”
Mualla Hoca çayların bittiğini görünce gülümsedi. “Gel kız birer çay daha alallım “dedi.
Çayları içerken “ Bunlara da bir şey demiyorum da Elif bir de baktım ki, başka okullardan da öğrenciler” Hocam beni Edebiyat Öğretmenim Nermin Hanım yolladı. Siz kitap çıkarmak isteyene yardım ediyor, kitaplar veriyırmuşsunuz” dedi. Öğrenciye Nurettin Durman’ın “Yazmak ve Yaşamak” kitabını verdim. Bu kez “Hocam geri getirecek miyim bunu” dedi.”Eee tabi “dedim . Öğrenci gitti o gidiş geri getirmedi. O gidince “Şu Nermin de kim?” diye düşünmeye başladım. Biraz düşündükten sonra çıkardım. Bir okullararası Münazara yarışmasında biz birinci olmuştuk. Nermin hanım çok kıskanmıştı anladım ki ,yeteneksiz öğrencilerini bize yollayarak bizimle alay ediyor. Yayınevlerinin de kendilerine gelen yeteneksiz yazarları sevmediği yayıncı ve yayınevlerine yolladığı konusunda bir yazı okumuştum. O zaman kafamda dank etti. Bunu hatorlayınca çok sinirlendim . Benim iyi niyetime bak Birde başkalarının alay eden tavrına bak. Kşmseye bir şey demedim ama artık benim öğrencilerden de kitap alıp getirmeyen “hocam kitabımıı yayınla” diyenlere artık yardım etmiyorum. Hem kafa rahat hem daha çok okuyorum. O öğrencinin götürdüğü kitabı piyasada aradım ama bulamadım” Halbuki ne güzel yazarların çocukluk ve gençlik anıları vardı. Bir daha okuyasım geldi ama bulamadım piyasada.
Elif o an Mualla Hoca’ya hak vermişti. Üniversite okurken ve lk öğretmenlikte de arkadaşları öğrencileri kitapları alıyor geri getirmiyorlardı.
Elif Hanım biraz düşündükten sonra “Aaa Hocam siz Nurettin Durman’ın Az Kitaptan çıkan Yazmak ve okumak kitabı mı demiştiniz? Bu soru karşısında Mualla Hanım duygulanarak Evet manasında başını salladı.
Bunun üzerine Eligf Hanım “ Hocam o kitaptan bende iki tane vardı. Birine almıştım hediye ama sonradan okumayacağını düşünerek vazgeçmiştim. Demek size kısketmiş. Size hediye edeyim” dedi.
Mualla Hanım “Allah bir kulunu severse önce devesini kaybettirir, sonra da buldururmuş. Bizim kitap misali” diyerek sevincini Elif Hanıma sarılarak gösterdi.
Daha sonra teneffüs zili çalınca öğrenciler kütüphaneye dolunca sohbet yarım kaldı. Elif Hanım o günden sonra Mualla Hanım ile Edebiyat konusunda daha çok sohbet etmeye başladı. Mualla Hanım ile Elif Hanım okudukları kitapları birbirlerine de okutuyorlardı. Bu da iki Öğretmeni daha çok birbirine bağlıyordu.
Mualla Hanımın oğlu Mühendis kızı ise Rehber Öğretmendi başka şehirde. Kocası da Edebiyat Öğretmenliğinden emekli olmuştu. Kocası yazmaz ama çok okurdu. Hanımının kitaplar çıkarması konusunda en büyük destekçisi idi. Kitapları baskıya vermeden kocasına okutur O’nun tavsiyesine göre şekillendirirdi kitaplarını çok zaman. Adeta editörüydü O’nun. Kocası. Bazen “hem Hocam, hem Kocam” diye espri yapardı kocasını başkaları ile tanıştırırken.
Elif Öğretmen bir gün kütüphanede Mualla Hanımı tek başına kitap okurken görünce “Hocam sizin çırak yetiştirmediğinizi zannetmiştim ilk geldiğimde ama gördüm ki siz çırak yetiştirmek istiyorsunuz ama öğrenciler çırak olmadan direk usta olmak istiyor. Bunu başta da söylemiştiniz aslında. Bakın ben size çırak oldum fark edemedim” deyince ikisi de kahkaha ile güldüler.
Mualla Hanım “ Elifçiğim Edebiyat edep kökünden gelir. Aldığı kitabı geri getirmeyen edepten yoksundur. O bir emanettir. Emanete riayet etmeyende hayır yoktur. Önce çırak olmayan usta olamaz. Parayı bastırarak kitap çıkarabilirler ama yazar şair olamazlar. İlla edep illa edep demiş şair.

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Çırak (öykü) Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Çırak (öykü) yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
çırak (öykü) yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL