ÖZGELİŞİM SİPARİŞİ
Sevgili dostum,
Özgelişim nedir? Sorusunun cevabını sende bende biliyoruz. Gücümüz oranında ben yazarak , sözlü anlatarak, sende bu mektupları okutarak anlatmaya çalışıyoruz. İmkanın olsa bu mektupları hemen kitap yaparak çevrene hediye etmek istiyorsun ama senin ve benim istediğim gibi olmuyor işler. Daha doğrusu, kitap olması için maddi destek de lazım sponsor gibi...O asıl mesele ve İmkanı olanlar “Kitap hediye etmenin manevi sevinci” ni yaşamaya senin ve benim gibi inansa ve yaşasalar hayat daha sevinç ve umut dolu olur. “Kitap hediye etmenin sevinci” ni ben yaşadığımdan bunu biliyorum. Sana da bu sevinci yaşattığımdan...
Sevgili dostum, özgelişim yolcusu kardeşim,
Çok önemli olmasına rağmen bu mektupta konumuz “kitap hediye etmenin sevinci” değil. “Özgelişim Siparişi” . Çok kişi ile bayramlarda, düğünlerde bir araya geliyoruz. Zamanında gelişememenin ve okullarına devam etmemenin pişmanlığ ile insanlar çocuklarının gelişmesini, okumasını istiyorlar ama zamanında “iyi örmek” olamadıklarından başarılı olamıyor çoğu.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
“Bizim çocuklara da gelişimi anlat” , “Bizim torunda senin gibi gelişsin” diyenden “sende hiç gelişim göremedik ki, boş insansın” diyene kadar çok kişi ile muhatap oluyoruz. Herkes kendi içindekini döküyor rahatlıyor ama “Özgelişim sipariş ile olacak iş” değil ki. Gelişmek isteyen kendi içinden hür iradesi ile gelişmek isteyecek. Bunu da kalbi ile dili ile davranışları ile inanacak ve gayrete gelecek ki başarsın. Başaranlar önce inandılar, sonra gayret ettiler, sonra çevreden kitaplarla, kurslar ile bireysel sohbetler ile eğitim aldılar, önce yenildiler ama her düştükte sonra ayağa kalktılar ve düşe kalka büyüdüler çocuklar gibi. Çocuklardan ders almayana biz ne yapalım ?
Sevgili Özgelişim olcusu dostum,
Sipariş ile özgelişim kitabı alıp okuyabiliriz. Ama özgelişimi iyi öğrenmek için insan özgelişime önem vermiş insanlarla sohbet etmeli dedikoduya varmadan. Gelişim amacı ile sorular sormalı. Kşilerden ve olaylardan bahsetmeden orjinal , öğrenmek amacı ile sorulan sorular ve verilen taktikleri uygulayanlar hep bir adım önde olur. Ama dedikodu sevenler orjinal sorular sormayı beceremiyor işte. Kendine bile güzel sorular soramayan , kendini öğrenmek için sorgulamayan insanlara biz ne yapalım?İnsan hep başkalarını eleştirmek yerine arada da durarak ben akrabalık sorumluluklarını yerine getiriyor muyum? İş arkadaşı sorumluluklarımı yerine getiriyor muyum ? Komşuluk sorumluluklarımı yerine getiriyor muyum ? diye kendine de sormalı.
Sevgili Özgelişim dostu kardeşim,
İnandıktan sonra , hemen çabaya girenler ve geçmişte yaptıkları hataları yapmamaya gayret edenler, boş kişi ve mekanlardan uzak kalanlar haliyle daha verimli mekanlar mesela ev, kurs, okulda sürekli öğrenme içinde olacakları için boşa geçen zamanı telafi etmek için çok gayret edeceklerdir ve bu çabalarının meyvesini daha iyi alacaklardır. Aşısısz bakımsız meyve ağacı ile kendi kendine yetişien yabani meyve ağaçlarının ürünlerini bir gözlerinin önüne getirsene. Burada hormonlu olan meyveyi kast etmiyorum tabii organik gerçek bakımla gelişen meyve ağaçlarını söylüyorum.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Özgelişimine gerçekten çnem veren insan doğru öğretmenler, doğru kaynaklar ile doğru şekilde çalışırsa gerçekten gelişir. Yalnız bu gelişimin hemen olmayacağını da kendini inandırması gerekir. Biraz sabırla zaten gelişimin tadına varacak ve daha da gelişmek için çabalayacaktır. Varsın çevresi inanmasın. İnsanın kendine inanması ve çaba harcamasına bakmak lazım. Ama bu çaba gerçekçi ve verimli olmalı.
Sevgili dostum, güzel Kardeşim,
Aslında “oğlumun gelişimine destek ol” veya “torunumun gelişimi için ne önereceksin” diyenlerın çoğu gerçekten de kendi hatalarını çocuklarının ve torunlarının yapmasını istemeyen insanlar. Ancak onların istemesi yetmiyor ki.Oğlu veya torunu da buna inanacak ve harekete gececek ki gelişim olsun. Oğlu torunu buna inanmayarak harekeye geçmezse eğitim veren ne yapsın. Ama bazı kendini bilmezler torunu veya çocuğu yerine eğitim veren insanı suçlayarak “ sen bilmiyorsun benim torunuma , çocuğuma ne katacaksın ki ?” diye ukalalaığa da kaçabiliyorlar. Böyle konuşan ve tavır takınana hemen mesafeli olmak gereği uzaklaşırım. Cehaletini bilgi ve bilim zanneden insanlar tehlike saçar çünkü. İşin tersi onlara inanan da çok oluyor maalesef.
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Burada insanlar gelecek nesilleri suçlasın, baskı yapsın demiyorum ki. Burada anlatmak istediğim insanların yaşadıkları pişmanlıkları gerçekçi ve samimi şekilde çevrelerine anlatarak gelişimi anlatan kişi ve kitaplardan faydalanmaları konusunda çevrelerini ikna edici konuşmalar yapsınlar. Güzel örnekleri abartsız ve doğru şekilde anlatsınlar. İnanıyorum ki doğru ve abartısız anlatılan her bilgi hedefine ulaşacaktır. Sen insanın yüzüne gülüp de arkasından iyi konuşmazsan tabii ki gelecek nesillerde o kaynaklardan ve kişilerden şüphe edecek ve faydalanamayacaklardır.Kaş yapayım derken göz çıkarır insnaın yüzüne başka arkasından başka konuşanlar . Ama toplumda böyle insanlar çoğunlukla işte.
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Özgelişim özümüz ile alakalı. Yani başkalarının değil kendimizin özü ile alakalı.” Özümüz gönlümüzdür” sözüne inanırım. Yani kalbimiz ve beynimiz inanacak gelişmenin önemine... O olmadan ne söylersek boş. Bazen bana “Ona buna boş konuşma diyorsun, sen çok mu dolu konuşuyorsun” diye takılanlarda oluyor. Onlara “ muhatabım ne kadar inanmıyorsa söylediklerime tabii ki benim konuşmam da boş oluyor o inanmazsa. Ha duvarlara konuşmuşum ha inanmayan ve kalpten dinlemeyene “diyorum.Kulakları duymayana değil lakbi ve beyni duymayana acırım ben .
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
“ Gelişmenin yaşı yoktur” demiştik hani. Buna candan inanan insan olarak Kimseye” şunu geliştir, buna da ikram et, buna kitap hediye et” demeden bizi geliştirecek kaynakları kütüphanelerden, internetten, kitapçılardan temin ederek okuyup gelişmeye devam edeceğim.. Gerçekten gelişmek isteyene kapımız açıkken, “samimiyetsiz gelişim isteyene “ de “Eyvallah” diyerek mesafeli olmaya devam edeceğiz. “Ben deli olacağım” diyene “Hayır sen veli olacaksın” diyemeyiz ki. Deli olmak da insnaın elinde veli olmakta galiba...
Sevgili özgelişim yolcusu dostum,
Mektuba başlayınca sayfalarca yazsam da usanmıyorum. Çünkü biliyorum ki , bu mektubu tüm kalbi ile beyni ile okuyacak ve faydalanacak bir dostum var. Bu mektupları saklayacak, sıkıldıkça okuyacak, okuduklarını süzgeçten geçirerek başkalarına da anlatacak, üzerinde düşünecek ve o da diyecek ki” şükür beni düşünen ve bana yazan bir dostum var” Bu dostluklar insanı işte hayatta tutacak ve gelecek nesiller bizden daha sıkı dostlar olacaklar diye umutlanacaklar. O umutta insanı kapasitesi oranında daha geliştirecek. Ben sana yapamayacağın şeyleri tavsiye etmiyorum. Sadece yapacaklarını. O yüzden özgelişimi faydalı buluyorum. Özgelişim başkalarına faydalı olmak kadar, Onları yapacakları konusunda diri ve bilinçli tutmaya çalışmaktır. Kolay gelsin. İyi ki varsın.