1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
326
Okunma
Zaman uzun bir dikenli tel gibi
Yakıyor canımı aşmaya çalıştığım duvarlar
Her çabam bir parçamı alıp giderken
Tutamıyorum,
Yara bere içinde verdiğim kayıpları...
Gülümsemek, istemsizce yüzüme yapışmış bir refleks sadece. Bakıldığında nazar edilecek kadar gerçek olsa da, her gülüşümün bedelini ağır bir şekilde ödemenin sonucuna katlanıyorum. Yoksa olmazdı ki varlığımın bir cazibesi. Hayat ne kadar ders verse de, iflah olmaz kalbimin sesi. Binlerce kez kırılır, kırıldığından uzaklaşır. Ama kin tutamaz. Kimseye ne dua eder ne de beddua.
Sessizlikle verir cevabını. . .
Zaman gelir yine affederim, sineye çekerim yapılan hainlikleri. Unutur muyum, bilmem? Ama güvenmem, her yeni başlangıçta biraz daha eksik geri gelirim. Geri gelmiş olur muyum, bilmem? Ne fedakarlığım eskisi gibi olur, ne vafakarlığım.
Sevince herşeyimi verenden, silince hiç birşey kalır mı geriye? Oysa ben sevdikçe dolu dolu severdim. Varlığımla, varlığına değer katar, hayatının her bir köşesini doldururdum. Beni gönderen gittiğimde kalan boşluğa da katlansın bir zahmet.
Belki bir gün gelir, hiç bir şeye üzülmeden, kırılmadan hayatına giriveririm, hayatından çıktıklarımın. Kurşun geçirmez bir yelek giyerek. Onlar geri geldi sanarlar. Ben karşı cephede savaşırım. En değerli silahtaşım, pek değerli kendimle birlikte.
Selamı okuyuversin düşmanlar.
Mezarımı kazdı, karındaşlar en yakın dostlar.
Onlara mefta olan canım artık bana sağ!
Ne derdim kendimi bildim bileli, yalnız doğduk, yalnız öleceğiz. Etrafımızdaki herkes karmoloji...
5.0
100% (1)