0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
347
Okunma

Uladım ünsüz harfleri belki de ruhumdu una bulaşan ellerim gibi ünlediğim bazense ünlendiğim ve işte çıktığım ve çıkıştığım o dik yokuş.
Esvabı kirliydi hüznün bekasında saklı ömrün hadiseler.
Aşksa çıtayı yükselten ve bir ardıç kuşu gibi soluduğum kirli hava sonlanmaksa an meselesi sürgün edildiğim o afaki coğrafya süngüm düşmeden sür-git acımla hemhal lakin dik yokuşun sarmalı ve işte gençliğime ettiğim v/eda.
Aşkın yüzü suyu hürmetine açmazın dik alası.
Özlemse yüreğin kolluk kuvveti varsın etmesin yüreği ihya.
Uçuşan melodiler ve sürgün edilmiş notalar ve işte solun sağdıcı ve işte yalnızlığın tek ilacı hummalı bir döngü zarf edense hayli nankör bir mana acının ifası açının ifşası yorgun iklimlerden damlayan yalnızlığınsa hümayunu:
Kâh cefa.
Kâh süzgün sefa.
Kâh cinnet kâh cennet.
Ve aşkın hulasası yarıladığım rota dümeni kırdım da artık varsa yoksa eşrafım varsa yoksa sızlanan sazım varsın olmasın her düş yeniden gerçek kılınmasın ansızın uçuşan ansızın da yere konan ve indinde duyguların zıpkın misali yargısız infazın elbet ki kavuşacak İlahi Yargıya.
Ant içtim.
Ar bildim.
Belki de kelaynak belki de ardıcın kırık kanadı meylettiğimse dünde kalan o silik o siyah beyaz resim.
Hür doğdum.
HÜR DE YAŞAYACAĞIM.
Minnet etmeden bir Allah’ın kuluna elbet temize çıkacağım.
Kirim elimde kinimse noksan.
Sabunla çıkardığım çamur varsın olsun tutkun nutkuma tutkular konsun ve işte şimdi haykırdığımdan da öte hüzün bekçisi sair imge gel gör ki umut ve sevgidir benim ikinci adım.
Külliyem.
Zürriyetim.
Zühre’den çıkıp da yola zulmedenedir nispetim.
Ne kış ne yaz.
Aymazı mevsimin ve tükenen yağmur bulutları nasıl ki sadece beni ıslattı ve işte şerh düştüğüm rahmet ve işte şerrinden tüm canlıların ve işte tek sığınağım yüce Mevla.
Göğsümde yuva yapan bülbül.
Bir zanlı isyandır ki iblisin tek marifeti ve zulme rest çektiğim yorgun kalbim.
Edimler.
Ahvalim.
Öykümden sızan her bir harfim.
Öncüm.
Sonram.
Ve anda saklıdır tüm doğrularım.
Hükümranlığında Rabbin ve işte çömdüğüm kabrim.
Çözüldü mü de dizlerim ve dilim ve melankoli yüklü tek emanetim sadece Rabbime dönük yüzüm ve bir de eksik iken halim sıradan geçirdiğim tüm renkler ve gök kuşağınadır hasretim.
İndim.
İhmalim.
İhtimallerim.
İnzivada iken kalemim ve işte bu gün yeniden doğdum.
Sarmalında iman gücümden doğacaktır kıbleme asla batmayacak o şen ve güleç güneşim.
Seğiren gözlerim.
Sağdıcım meleklerim.
Tek sermayem iken beynim ve kalbim…
Dokunulmazlığında mahremin ve matemin ve mabedimin…
Göğün kanadığına tünediğim kadar hüznümden türediğim ve de külümden doğmaktadır yeniden asaletim ve asi rüzgâra meylettiğim kadar asil bir beşerim askıda olsa da hüzün üstüne ant içtiğim doğrularım ve masumiyetim ve de mahrem bir hayalin koynunda mahal veren neyse artık ömre kaderin rüzgârında rötarlı bir mutluluk kadar hükmündeyim yüce Rabbin…