0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
280
Okunma

DOĞRU ZAMAN
Görür dediklerim kör,
konuşur dediklerim dilsiz,
duyar dediklerim sağır çıkıyor!
Zeki dediklerim aptal,
sever dediklerim despot,
vefalı bildiklerim ihanet ediyor!
Yürekli sandığım korkak çıkıyor!
Kimseyi suçlamıyor,
kendime soruyorum; bütün bunlar neden hep beni buluyor, diye hayıflanmıyorum!
Biliyorum, kimse suçlu değil.
Çünkü bütün bunlara, ben açık kapı bırakıyor ve mıknatıs gibi çekiyorum!
Kim bilir belki de ben yalnız kalmaktan korkuyorum!
Karşı tarafı suçlamama adına, kendimi suçluyorum.
Dolayısıyla, çocukluğumda sevgi görmediğim için, belki de sevilmek istiyorum.
Mesela; birileri hep etrafımda olsun.
Birileri beni hep onaylasın.
Birileri ruhumu okşasın.
Birileri beni doğrulasın.
Bu güne kadar hiç olmadığım kadar beni kalabalık etsin düşünmedim.
Kim bilir belki de kabul görmeye yönelik kaygıların var.
Bu yüzden ben, tanıdığım yada tanımadığım insanları oldukları gibi kabullenir değiştirmeden, oldukları gibi görmek istiyorum.
Aslında ben de dahil, hayatta kimsenin doğru olmadığını da biliyorum.
Kusura bakma, bu bir zaafsa, benim zaafımdır.
Ben herkesi kendim gibi görüp, oldukları gibi kabulleniyorum.
Değiştirmek mi?
Kusura bakma, ben kimseyi değiştirmiyorum!
Çünkü her bir insan, kimliği ve o kimliğin oluşturduğu karakterle değerlidir.
Kendimi kandırmaktan vazgeçeli yıllar oldu.
Hayat ne Iğdır ovası gibi düzlükten, ne falezlerden oluşan Antalya’dan, ne de yüksek platolar ve dağlık alanlardan oluşan Kars’tan ibarettir.
Bu yüzden ben, yalnız kalmamak için değil, hayatı, doğayı, insanları, yanlışları ve doğrularıyla olduğu gibi kabullenmişim!
Varsın olsun.
İnsanları bozuk saat gibi kabullenir, zamanı geldiğinde bir kere olsun doğru olacağını, doğru olanı yapacaklarına inanıyor ve bekliyorum.
Efkan ÖTGÜN