0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
299
Okunma

Yaşadığım ilin son yerel seçimlerinde yıllar sonra iki ilçesinin belediyesini muhalif partinin adayları kazandı. İlçemizin yeni seçilen muhalif belediye başkanı hemşehri derneğimizi ziyaret etti. Siyasilerle yakından muhatap olmayı sevmem. Hele seçilmişlerin yanı başında kuyruksallayanlardan hiç hazzetmem. Onurlu, kişilik sahibi, yurttaş olma bilincini içselleştirmiş bireyler başları dik, alınları açık yaşar hiç kimseye eyvallah etmez; yurttaş olmanın gereği görev ve sorumluluklarını yaşamının her döneminde içselleştirirler.
Dernek başkanı ve yöneticilerinin davetini icabet eden belediyemizin yeni başkanını arkadaşlarımızla birlikte karşıladık. Başkanın seçim öncesi ilan tahtasında asılan resimlerini görmüştüm sadece. Bu kez yakında görme, anlatılarını dinleme olanağım oldu. Başkan gayet alçak gönüllü bir biçimde ellerimizi sıktı. Çalışma arkadaşlarını tanıttı. Ve seçimden bu yana ilçemizdeki icraatları hakkında bilgi sundu. Seçim öncesi verdiği sözleri ve gerçekleştirmek istediği projelerin adım adım hayata geçirmenin çabası içinde olduğunu sade bir dille anlattı. Sözlerine devamla:
“Büyük şehir belediye başkanıyla farklı partilerden olmamıza karşın, iyi niyet ve saygı çerçevesinde sayın başkanla çok iyi anlaşıyoruz. Diyebilirim ki, başkanımızla en iyi iletişim kuran belediye başkanı benim ilimiz dahilinde. Tabi bunun sonucu olarak projelerimizin hayata geçirilmesi bağlamında takdire şayan ilerlemeler sağlıyoruz ilçemiz adına…” Genç başkanımız anlatmaya devam ediyordu:
“Arkadaşlar başkan olarak ben ve mesaiyi arkadaşlarım makam arabası kullanmıyoruz. İlçemizde makam arabası kullanma uygulamasını kaldırdık.”
Bu sözleri duymakla ne kadar heyecan ve mutluluk duyduğumu anlatamam. Demek ki, en pahalı, gösterişli milyonlara mal olan makam arabasına binmeden de belediye başkanlığı yapıla biliniyormuş güzel ülkemizde.
Başkanın bu uygulaması ne kadar övgüye değer bir uygulama. Buna karşın belediye başkanları arabalarıyla ilgili bir hikâyecik anlatmak isterim geçmişe dönük. Çalıştığım okulda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenimiz vardı. Arkadaşımız ikinci el, ucuz marka bir otomobil sahibi olabilmişti. Öğretmen odasında arabalar konulu bir sohbet açıldı. Arkadaşımız:
“Geçen gün okula gelirken belediye başkanımızın makam arabasını gördüm. Arabanın tekerlerinin eni şaşırttı beni!”
“İnanın başkanın aracı görenleri hayrete düşürecek düzeydi lüks, farklı bir araçtı!” Okulda bütün arkadaşların siyasi görüşü kimsenin saklısı değildi. Bu arada belirtmeyelim hiçbir arkadaşımız görüşlerini başkasına dikte etme gibi bir anlayışta olmazdı. Arkadaşımız başkanla aynı siyasi görüşte olduğu da biliniyordu. Öğretmenimizin, özgür iradesiyle oy verdiği siyasiyi eleştirebilmesi de bir güzellikti...
Öğretmenlerin toplum nezdinde aydın bilinçli olduğu algısı vardır. Kazın ayağı hiç de öyle değildir derken okuyan, her gün bilgilerini yenileyen az sayıdaki öğretmen arkadaşlarımı tenzih ederim. Bankaların maaşlara promosyon ödenmeye başlandığı ilk yıllarda; iki bin yılından önce öğretmenlere ödenen promosyonlardan kesilen para ile idarece bir otomobil alındı makam aracı olarak. Promosyon uygulaması yeni başlamıştı. Uygulamanın yapıldığından çoğu öğretmenler haberli değildik. “Atı alan Üsküdar’ı geçmişti.” Maalesef iki binden sonra da aynı usulle bir araç daha alındı ilçedeki yöneticilere makam aracı olarak.
Ülkemizde enflasyon dizginlemeyen hale gelince iktidarlar tasarruf tedbirleri uygular. Yaşadığım yıllar içinde ara ara hükümet edenlerce tasarruf tedbirlerine tanık oldum. İyi hoş da uygulamada özellikle en alt kademeler ve yönetimin en üst kademelerinde görev alan yöneticilerin ellerini sıcak sudan çıkardıklarına tanık olmadım, olamadık yurttaşlar olarak.
Ayağını yorgana göre uzatma atalar sözünü sadece Deyimler ve Atasözleri Sözlükleri eserlerinin arasından çıkarıp hayatımıza sokamadık. Söz makam arabalarından açılmışken devam edelim… Görevleri gereği makam aracı kullanmaları zorunlu olan en üst düzey yöneticilerimizden öte diğer yöneticilerimize makam aracı kullanma uygulamasına son verilse işte o zaman tasarruf tedbirleri uygulandığına yurttaşların inancı artar. Araçların bakımı, sürücü, yakıt benzeri giderlerden büyük tasarruf sağlanmış olur.
Ve tasarruf uygulamaları yaşamın diğer alanlarında da gereği gibi uygulanabilse atanma bekleyen gençlerimizin hayalleri gerçekleşir büyük oranda… Bilmem yanılıyor muyum?